Paylaş
“Hanımefendi” yeni yıl hediyesi olarak getirmiş.
Kitapları 62 dile çevrilip, küresel anlamda 13 milyon satışa ulaşan Orhan Pamuk’un yazarlığını tartışmak benim haddim değil. Ancak bu kez biraz zorlandığımı itiraf edeyim.
Kitabı ilk okuma teşebbüsümde,
aniden bastıran uyku yüzünden yedinci sayfada kaldım. İkinci denememde ise
çelik gibi irade gösterip yirmi üçüncü sayfaya kadar geldim. Demek ki insan azmedince başarıyor.
* * *
Ben kitapla mücadele ederken dünkü Hürriyet ile birlikte eve Radikal Kitap eki de girdi. Derginin baştan sekiz sayfasını “Kafamda Bir Tuhaflık” kitabına ayırmışlar. Birbirinden değerli kitap yazarları, ki aralarında bu işin duayeni Doğan Hızlan da var, görüş beyan etmişler.
Ben de doğal olarak Doğan Hızlan ustamdan başladım. Yaklaşık altı bin vuruşlu yazısını bir nefeste okudum. Kitap için “olmuş veya olmamış” demiyor. “Pamuk gibi çok katmanlı yazarların her zaman keşfedilecek yeni bir yönleri bulunur” deyip okuyucuya pas atıyor.
PEK BEĞENİLMEMİŞ GİBİ..
Doğan Hızlan “Keşfedemedik valla!” diyen okurun geri yolladığı topu bu kez araştırmacı yazar Zafer Doğan’ın önüne koyuyor.
Zafer Doğan, özellikle “Kara Kitap” yüzünden bunalım geçiren Orhan Pamuk okurlarını yeniden topluma kazandırmak için yazdığı “Orhan Pamuk Edebiyatında Tarih ve Kimlik Söylemi” çalışmasıyla bilinir.
O da son kitabın içinden çıkamayıp “Orhan Pamuk’un İstanbul ile kurduğu ilişki anlaşılmadan onu anlamak mümkün olmayacaktır” deyip paçasını kurtarmış.
Radikal’ın bir diğer yazarı Ömer Erdem ise kitabı “Orhan yarattı” demeyip, iyice hırpalamış. “Bu yeni kitap içerik, dil, özneyle özdeşleşmesi açısından şüphe ile dolu gözükmektedir” deyip, yazarını anlatımın sosyolojik gözlemcisi gibi kalmakla suçlamış.
* * *
Köşecinin notu: Kitap ekinin bir yerinde “Kişilerin iç dünyalarında yeniden sorgulanması” cümlesi ile karşılaşıp, irkildim. Hani olmamış bir film tarif edilirken “Karakterini içsel bir yolculuğa çıkarmış” denir ya! O cümle bende böyle bir his yarattı.
ANLAMANIN KOLAY YOLU
Allah razı olsun Doğan Hızlan’dan. Orhan Pamuk’u anlamak için önce Abdülhak Şinasi Hisar, Yahya Kemal, Ahmet Hamdi Tanpınar ve Reşat Ekrem Koçu’nun eserlerini tavsiye ediyor.
Plana göre önce bu dört önemli yazarın “İstanbul üzerine” yazdıklarını okuyacağız. Sonra Orhan Pamuk’a geçeceğiz.
Hızlan, bu tavsiyeyi yaparken “Bu dört hüzünlü yazar hiç evlenmediler, yalnız öldüler” diye bir not düşmüş. Bu da akıllara “Orhan Pamuk’a kız vermezler mi?” sorusunu getiriyor.
Hızlan’a göre bu dört yazardan başka Henry Fielding’in “Tom Jones” adlı eserini de bulup kıraat ettikten sonra o kitabı Pamuk’un romanı ile kıyaslayacağız.
Ev ödevi olarak da Stendhal’ın “Kızıl ve Kara” romanı ile Honore de Balzac’ın “Sönmüş Hayaller” adlı romanları var sırada. Bunlar da Pamuk’un başkahramanı Mevlut Karataş’ı bu iki romanın karakterleri ile kıyaslayıp anlamak için şart.
* * *
Radikal yazarı Semih Gümüş’ün yöntemi de aynı. Ancak Semih Bey, önceliği Marquez’in “Yüzyıllık Yalnızlık” kitabına verip “Buradan başlayın” diyor.
Yazar Ömer Erdem ise “Çare Orhan Pamuk’un kendisinde” diyenlerden. Erdem’e göre Pamuk’un Cevdet Bey ve Oğulları, Kara Kitap ve Yeni Hayat adlı eski eserler yeni baştan okunmazsa “Kafamda Bir Tuhaflık” asla anlaşılamaz.
Asuman Kafaoğlu-Büke çareyi Rus klasiklerinde bulmuş. “Evvela Anton Çehov’un Vanya Dayı adlı kitabını okuyun, sonra Pamuk’un son kitabına geçin” diyor.
Eleştirmenlerin bu önerileri işe yararsa, hayatımıza yüzlerce klasik ve yüzlerce yeni yazar girecek. Orhan Pamuk sayesinde edebiyat üzerinden yeni bir “Aydınlanma Çağı” başlayacak.
Bir Osmanlıcamız eksik kalacak.
Paylaş