Paylaş
ŞUBAT ayının ilk haftasıydı. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, et fiyatlarıyla ilgili önemli bir açıklama yaptı. Kırmızı et sektörü temsilcileriyle görüşmesi sonrasında Çelik, “Kırmızı et sektörü temsilcileriyle aldığımız karar gereği karkas yağsız et tavan fiyatının 23.3 lira, karkas yağlı et tavan fiyatının 21.8 lira, kıymanın tavan fiyatının 32 lira, kuşbaşı etin tavan fiyatının ise 34 lira olmasıyla ilgili fikir birliğine vardık” dedi.
Faruk Çelik, kıyma ve kuşbaşı etin satılabileceği maksimum fiyatlarla ilgili açıklamalarını sonraki günlerde de sık sık tekrarladı. Hatta en son 18 Kasım’da Hürriyet Ankara bürosunu ziyaretinde, “Bazı uyanıklar, bizim getirdiğimiz eti 21 liradan alıp 25 liraya satıyor. Bunlar için Maliye’yle çok güzel bir noktadayız, canlarını yakacağız. Kuşbaşı ve kıyma çok önemli. 32 lira kıymayı rahat kurtarıyor. 34-35 lira da kuşbaşını kurtarıyor. Bunun üzerinde satanlar yanlış yoldalar” diye konuştu. Bakan Çelik’in bu sözleri üzerine İstanbul’un birçok semtini sokak sokak gezdim. İstanbul dışında Anadolu’nun çeşitli kentlerinden de tanıdıklarıma rica edip onların topladığı fiyatları aldım. Kesin olarak söyleyebilirim ki Tarım Bakanı Faruk Çelik’in ısrarla üzerinde durmasına rağmen 32 liraya kıyma, 34 liraya kuşbaşı et satan kasap, market neredeyse hiç yok. Neredeyse diyorum çünkü ben sadece birkaç büyük markette kıymalık dana etinin 32 liradan satıldığına şahit oldum. Ancak bu etlerin büyük oranda yağ içerdiğini gözlediğimi de söylemem gerekiyor.
Marketlerin çoğu kıyma fiyatını afişe etmiyor. Siz kıyma istediğinizde tezgahtaki etleri gösterip ‘az yağlı çok-yağlı, nasıl olsun’ diye soruyorlar. ‘En ucuzu olsun’ dediğinizde de fiyatların ortalama 38 liradan başladığı görülüyor. Bazı market ve kasapların yasak olmasına rağmen hazır çekilmiş kıyma sattıkları da dikkat çekiyor. Bu kıymaların kilogramının 29.90 TL’ye kadar satıldığını belirledim. Ancak bu kıymaların hayvanın hangi bölümünden elde edilen etten çekildiği, içine sakatat katılıp katılmadığı belli değil. Bu tür çekilmiş hazır kıyma satışının yasak olduğunu bir kez daha belirtmeliyim. Kasap veya market sizin gözünüzün önünde kıyma çekmek zorunda.
Et ve Süt Kurumu (ESK) ise dana kıymayı 28.75 TL’den dana kuşbaşıyı ise 33 TL’den satıyor. Vatandaş satın alırken bu etlerin ithal olup olmadığı belirtilmiyor. Etlerin ithal olup olmaması kalite açısından çok önemli değil belki ama maliyet yönünden avantaj sağladığı iddia ediliyor. Bir de yaygınlık bakımından her yerde ESK’nın satış mağazalarına ulaşmak mümkün değil.
Kasaplar, “Bakanın istediği fiyatlara istenen kalitede kıyma satmamız mümkün değil, eğer o fiyatlara kıyma satarsak kaliteyi düşürmemiz gerekiyor. Ayrıca karkas fiyatları da bakanın söylediği fiyatlarda değil, daha yüksek fiyatlardan satın alıyoruz. Özellikle yerli hayvanlardan elde edilen kıymayı bu fiyatlara satmak mümkün değil” diyor.
Bir tarafta en yetkili makamdan gelen tavan fiyat çağrısı var bir tarafta çoğu market ve kasabın bu fiyatları uygulamadığı gerçeği.
Tarım ve Gıda Bakanlığı’nın tavan fiyat uygulamasını bir kez daha gözden geçirmesinde bence fayda var. Tavan fiyat uygulanacak kıymanın hayvanın hangi bölgesinden elde edileceğinin net tanımlaması, yağ oranını maksimum olarak belirlenmesi ve tüm bunların ışığında fiyatın netleştirilmesi tüketicinin de işini kolaylaştıracaktır.
Ne dürüst kaliteli ürün satmaya çalışan kasaplar zan altında kalsın ne de vatandaş fahiş fiyata kıymaya mahkum olsun...
500 LİRALIK MÜCADELE!
Konu banka masraflarının iadesi için verilen mücadele. Aynen aktarıyorum:013’ün mart ayında bir bankadan 82 bin TL ev kredisi kullanan bir vatandaşın bana yazdıkları örnek olması açasından çok önemli.
“82 bin liralık konut kredisi kullandım. 500 TL dosya masrafı 600 TL ekspertiz bedeli toplam 1100 TL verdim. Bu masraflarla ilgili iade kararı çıkınca, 12 Ağustos’ta tüketici heyetine başvurdum. Toplam 1100 TL’yi geri alabileceklerini ancak bankanın 600 TL’lik ekspertiz bedeli için dava açabileceğini ve faiziyle geri alabileceğini söyledi. Sadece 500 TL’lik dosya masrafının geri alınması için form doldurdum.
Yaklaşık 45 gün önce bankanın müşteri hizmetleri görevlisi ‘dosya masrafınızın 375 TL’sini ödüyoruz’ diye aradı. ‘Bana tüketici hakem heyetinden ödediğim dosya masrafı ücretinin hepsini alacağımı söylediler’ demem üzerine ‘Sistem şu anda size 450 TL vermemize onay verdi’ yanıtını aldım. ‘Kabul etmiyorum ücretin tamamını istiyorum’ deyince 1 yıl beklemem gerektiğini söyledi. Teşekkür edip telefonu kapattım. 2 gün önce 500 TL’nin tamamının hesabıma yattığı SMS’i geldi. 1 yıl yerine 45 gün beklemem yetmişti.
89 TL’LİK KESİNTİ
Paramı çekmeye gittiğimde 89 TL’nin kesildiğini öğrendim. Sebebini sorunca bir ‘paket hesabı kesintisi olmuş’ dediler. Tekrar müşteri temsilcisini aradım. Bilgim ve rızam dahilinde olmayan ‘paketin’ iptalini istediğime dair bir yazı doldurdum. 89 TL anında hesabıma yattı.”
Bazı bankaların masraf iadeleri konusunda hassas olduğunu, kuralına uygun davrandıklarını biliyorum. Ama belli ki tüm bankalar aynı hassasiyette değil. Anlaşılan, vatandaş olarak hepimizin, bana yazan okurum gibi uyanık olmamız ve hakkımızı sonuna kadar aramamız şart.
İŞTE 235-260 LİRALIK TRAFİK SİGORTALARI
Vatandaşın Ekonomisi’nde geçen hafta kaleme aldığım ‘235 TL’ye trafik sigortası olur mu’ başlıklı yazı oldukça tartışıldı. Bana gelen mesajların bir bölümü 235 TL’ye sigorta yaptıramamaktan yakınan vatandaşlara ait. Bir kez daha belirtmem gerekiyor. Ben yazımda ‘herkes 235 TL’ye sigorta yaptırabilir ben de bunun yollarını açıklıyorum’ demedim. Sigorta şirketlerinin anlık fiyat teklifi verdiğini, kıyaslama yapıp ve en ucuz teklifi değerlendirmenin doğru olacağını belirttim. Ayrıca bu konuda ‘hasara göre belirlenen 1-7 arasındaki kademe sistemine, bunun fiyatlar üzerindeki etkisine’ de dikkat çektim. Yazıma en büyük tepki ise bazı acentelerden geldi. Bazı mesajlarda yazıda bahsettiğim poliçenin küçük bir şehre ait olabileceği öne sürüldü. Hatta 235 TL’lik trafik sigortası poliçesinin ancak bir motosiklete ait olabileceği bile iddia edildi. Ben de bu hafta bana ulaşan en düşük fiyatlı o poliçeleri yayınlıyorum. Üç ayrı poliçe. Üçü de İstanbul’a kayıtlı 34 plaka araçlar. Ve üçü de otomobil poliçesi. Bu kadar ucuza trafik sigortası yapılabildiğine sigorta acenteleri bile inanamıyorsa bence bu sistem iyice bir tartışılmalı.
Paylaş