Yeşil ile kırmızı kıyaslanabilir mi!

HAFTA sonunda elektronik posta kutumda Demiryolları Genel Müdürlüğü tarafından gönderilmiş olan bir mesaj aldım.

Haberin Devamı

Mesajda, “Demiryollarının tarihsel gelişiminin slayt ve fotoğraf hali ekte sunulmuştur. Çalışmalarınızda başarılar dileriz” diye yazılıydı. Ekinde, Osmanlı’dan bugüne dek demiryollarının tarihsel gelişimini renkli hatlarla gösteren bir harita yer alıyordu.

Bu haritayı yayımlama noktasına nereden geldiğimizi gösterebilmek için galiba tartışmanın başına dönmemiz gerekiyor.

Tartışma neden çıktı?

Tartışma, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 17 Ağustos tarihinde yaptığı bir konuşmada sarf ettiği şu sözlerle başlamıştı:

Demiryolunu nereden aldık, hangi ağlarla donattık... Biliyorsunuz 10. Yıl Marşı’nda geçer, ‘demir ağlarla ördük’ falan... Neyi ördün? Hiçbir şey örmüş falan değilsin. Ortada duranlar belliydi. Demir ağlarla şimdi Türkiye’yi biz örüyoruz...”

Erdoğan’ın Cumhuriyet’in ilk döneminde bu alanda hiçbir şey yapılmadığı anlamına gelen bu sözleri üzerine, geçen hafta kaleme aldığımız bir yazıda, resmi belgelere dayanarak yalnızca 1923-1937 yılları arasındaki 15 yıl içinde 2 bin 727 kilometre yol yapıldığını ortaya koymuştuk.

Zaten Ulaştırma Bakanlığı’na bağlı Demiryolları Genel Müdürlüğü’nün resmi web sitesinde yer alan tarihçede de Cumhuriyet’in ilk yılları “Demiryollarının altın çağı” olarak nitelendiriliyordu.

Demiryolları’nın gönderdiği, ayrıca web sitelerine de koyduğu harita aslında her şeyi yerli yerine oturtuyor. Bu haritayı değerlendirirken Osmanlı döneminden kalan ve siyah çizgiyle gösterilen hatların neredeyse tümünün işletme haklarının yabancı şirketlere ait olduğunu da dikkate almamız gerekiyor.

Harita, gerçekten de Cumhuriyet’in ilk döneminde yeşil hatların da gösterdiği gibi Anadolu’yu “demiryollarıyla örme” anlamında büyük bir seferberliğin gerçekleştirildiğini ortaya koyuyor.

Hakkaniyetten uzaklaşmamak gereği


Dikkatimi çeken nokta, Demiryolları Genel Müdürlüğü’nün haritanın altında yaptığı bir karşılaştırma oldu. Burada Cumhuriyet’in ilk dönemi (1923-1950) ile AK Parti dönemi arasında kıyaslama yapılarak, yıl hesabı üzerinden AK Parti iktidarının her yıl için bir kilometrelik bir üstünlüğe sahip olduğu hesaplanmış oluyor.

Buna göre, AK Parti döneminde her yıl başına 135 km, Cumhuriyet’in ilk döneminde ise her yıl başına 134 km demiryolu inşa edilmiş.

Bu tür bir karşılaştırmaya gidildiğinde, hakkaniyetten ayrılmamak için başka faktörlerin de hesaba katılması gerekir kuşkusuz. Bunlardan birincisi, Cumhuriyet’in ilk döneminde demiryolları politikasındaki önemli bir önceliğin Osmanlı’dan devralınan ve neredeyse tümü yabancıların kontrolünde olan hatların millileştirilmesine verilmesidir.

Teknolojide asırlık fark


Daha önemlisi 1923-50 arası dönemi iki alt dönem içinde değerlendirme gereğidir. Bunun nedeni, Demiryolları’nın web sitesindeki tarihçede de belirtildiği gibi, İkinci Dünya Savaşı’nın 1939’da patlak vermesiyle birlikte demiryolu yapımının durmuş olmasıdır. Bu tarihçeye göre, 1923-1950 arasında yapılan 3 bin 800 kilometreye yakın hattın 3 bin 200 kilometresi 1923-40 yılları arasında tamamlanmıştır.

Ayrıca, bu yolların hangi koşullarda yapıldığı da önemli bir faktör. Bir kere, Cumhuriyet’in hemen başlangıcında inşa edilen demiryolları, o yılların ciddi imkânsızlıkları içinde tümüyle ulusal kaynaklarla yapılmıştır. Ama bir bu kadar önemlisi, demiryolu yapımı teknolojisinde 1920’li, 30’lu yılların imkân ve yetenekleriyle bugün gelinen düzey arasında kıyaslanamayacak derecede büyük bir farkın olmasıdır.

İşte bütün bu faktörleri hesaba kattığımızda, 20’nci yüzyılın başında savaştan henüz çıkmış olan Türkiye ile 21’inci yüzyılın başındaki Türkiye’yi kıyaslamak çok adil gözükmüyor.

Son demiryolu tartışmasının önemli bir yararı, tarihe bakarken her dönemin koşullarını dikkate alan, kadirşinaslıktan uzaklaşmayan, herkesin hakkını teslim eden adil bir bakışın geliştirilmesi gereğini ortaya koymuş olmasıdır.

Yeşil ile kırmızı kıyaslanabilir mi

 

 

Yazarın Tüm Yazıları