Paylaş
GÜNLERDİR kamuoyunu meşgul eden Beyaz Enerji dosyasındaki en önemli eleştiri konusunu, Enerji Bakanlığı Teftiş Kurulu'nun Aralık 1999'da TEAŞ bürokratları hakkında alacak davası açılmasını istediği halde, görevden alma önerisinde bulunmaması sorusu oluşturuyor.
Bu kurulun başkanı Tuğrul Turhan'a göre, süreç, Nisan 1999'da dönemin DSP'li Enerji Bakanı Prof. Ziya Aktaş'ın, kendisine gelen bazı ihbarları kurula aktarıp soruşturma talimatını vermesiyle başlıyor.
Müfettişler, yaptıkları soruşturma sonucunda iki ihalede kamunun zarara uğratıldığı saptamasını yapıyorlar.
Bunlardan biri, Konya-Yeşilhisar iletim hattı, diğeri ise İstanbul TKYB yeraltı kablosu hattı ihalesi. İkisinde yaklaşık 400 milyar liralık kamu zararı tespit ediliyor.
Teftiş Kurulu, Aralık 1999'da ANAP'lı Enerji Bakanı Cumhur Ersümer'e zararın tazmin edilmesi amacıyla TEAŞ bürokratları hakkında alacak davası açılmasını öneriyor.
Ersümer, Teftiş Kurulu'nun önerisine katılarak, dava açılması yolundaki olura 13 Ocak 2001 tarihinde imza atıyor.
Peki, neden ‘‘görevden alma’’ önerilmiyor?
Turhan'a göre bu sorunun yanıtı, KİT personelinin tabi olduğu kuralları düzenleyen 1990 tarihli 399 sayılı Kanun Hükmündeki Kararname'de yatıyor.
Kararnameye göre, devleti zarara uğratan KİT personelinin ceza hukukunda sayılan fiillerden dolayı bir kastı görülmez ve yalnızca muhakeme hatası sonucu zarar yarattığı saptanırsa, bu zararın tazmin edilmesine dönük bir alacak davası yeterli oluyor.
Turhan, ‘‘Müfettişler denetim sürecinin gerek ilk, gerek sonraki ikinci aşamasında da kasıt unsuru görmediler’’ diyor.
Ancak, Aralık 1999'da alacak davasına ek olarak ikinci bir tavsiyenin daha yapıldığını aktarıyor:
‘‘Birinci aşamada sorunun büyük ölçüde ihale yönteminden kaynaklandığı tespit edildi ve bu yöntemin geriye dönük olarak sorgulanması gereği ortaya çıktı. Biz de Sayın Bakan'a, TEAŞ'ın ihalelerinin derinleştirilerek soruşturulması önerisinde bulunduk. 13 Ocak 2000'de bunun da olurunu aldık. Sayın Bakan'ın hiçbir engellemesiyle karşılaşmadık.’’
Bunun üzerine başlayan süreç yaklaşık 8 ay sürüyor ve yöntemdeki hatalar nedeniyle ihalelerde uğratılan zararın 4 trilyona yaklaştığı tespit ediliyor.
Turhan, ‘‘İşte bunu tespit ettiğimiz an, yani Eylül 2000'de, kasıt olmasa da görevden alma tavsiyesinde bulunduk’’ diye konuşuyor.
Turhan, TEAŞ yöneticileri hakkında 5 Ocak 2001 tarihinde dava açılmış olmasının da büyük ölçüde başında bulunduğu Teftiş Kurulu'nun bu mesaisinin ve bakanın olurunun sonucu olduğunu hatırlatıyor.
Teftiş Kurulu Başkanı, ‘‘Biz, özel bir takdir beklemiyoruz. Ancak bu yaptığımız çalışmadan dolayı eleştiriliyor duruma düşmek bizi üzüyor’’ diye konuşuyor.
Paylaş