Sedat Ergin: Putin neden Türkmenistan'da?

Sedat ERGİN
Haberin Devamı

Ülkesini yeniden emperyal bir güç haline getirmeye kararlı olan Rusya'nın genç Devlet Başkanı Vladimir Putin, yarın Türkmenistan'ın başkenti Aşkabat'a ayak basıyor.

Putin, görevine geçen hafta bugün seçilmişti. Bir başka deyişle, Rusya'da ipleri eline aldıktan tam sekiz gün sonra Türkmenistan'a gidiyor.

Yalnızca ilk dış gezisini Türkmenistan'a yapmakla kalmıyor, yemin edip göreve başladıktan sonraki ilk icraatı Orta Asya'ya adım atmak oluyor.

Seçim zaferini Çeçenistan'daki sertlik yanlısı tutumu ve milliyetçi söylemine borçlu olan Putin'in bu ziyareti, Rusya'daki yeni liderliğin stratejik önceliklerini göstermesi bakımından önem taşıyor.

Putin, bu gezisiyle tüm dünyaya ve Rusya'nın yakın coğrafyasına kuvvetli bir mesaj vermektedir. Bu, Rusya'nın dağılan Sovyetler Birliği'nin eski cumhuriyetleri üzerindeki etkisini artırma kararlılığının ilanıdır.

Rusya'daki yeni liderliğin stratejik ilgi alanına Orta Asya'nın yanı sıra Moskova'nın ‘‘arka bahçe’’ olarak gördüğü Kafkasya'yı da eklemek mümkündür.

Putin, Aşkabat'a Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in buradan ayrılmasından tam beş gün sonra ayak basacaktır.

Türkiye ve Rusya'nın devlet başkanlarının Türkmenistan'ı bu kadar yakın bir arayla ziyaret etmeleri tesadüfle açıklanamaz.

Bu zamanlama, aslında Türkiye ile Rusya arasında Orta Asya üzerindeki nüfuz rekabetinin kıyasıya geçeceğinin habercisidir.

Türkiye'nin bu coğrafyaya nasıl yayıldığını görebilmek için, bir şantiye kenti andıran Aşkabat'ta inşaatların önündeki tabelaların çoğunda Türk şirketlerinin isimlerinin yazılı olduğunu fark etmek yeterlidir.

Bu rekabet, şimdiden Türkmen doğal gazının vanasını önce kimin kontrol edeceği üzerinde açık bir yarışa dönmüştür.

Ülkenin ‘‘ulusal şefi’’ Saparmurat Türkmenbaşı, doğal gazı Türkiye üzerinden Avrupa pazarına ulaştıracak olan Hazar geçişli boru hattını inşa edecek olan konsorsiyuma yeşil ışığı yakmakta işi ağırdan almaktadır.

Türkmenbaşı'nın bu tutumu Türkiye geçişli projenin gecikmesi tehlikesini doğururken, Putin bu hafta Aşkabat'a yapacağı gezide 30 yıllık bağlayıcı bir doğal gaz anlaşmasını kabul etmesi için kendisine bastıracaktır.

Türkmen doğal gazını ucuza alıp, kendi boru hatları şebekesi üzerinden Avrupa'ya iyi bir fiyatla satmak, Rusya açısından oldukça kárlı bir transit ticareti olarak gözüküyor.

Rusya'nın bu hamlelerinin Türkiye'ye dönük serpintilerinin olması kaçınılmazdır. Aynı olgu, doğal gazın yanı sıra Bakü-Ceyhan petrol boru hattı açısından da geçerlidir.

Rusya ve Orta Asya cephesindeki bu gelişmelerin Türkiye açısından göz açıcı bir etkisinin olması gerektir.

Cumhurbaşkanı Demirel'in, bu coğrafyadaki liderlerle kurduğu şahsi ilişkiler ve ilişkileri idare etmedeki tecrübesiyle gerek boru hatları projelerinin takibinde, gerekse Türkiye'nin Orta Asya'daki çıkarlarının yayılmasında değerli bir rol oynadığı yadsınamaz.

Cumhurbaşkanı Demirel'in görev süresinin uzatılmasıyla ilgili tartışmaların bütün yoğunluğu ile sürdüğü bir sırada bu açının da denklemin içinde tutulmasında Türkiye'nin çıkarları açısından yarar vardır.

Yok, ‘‘Bu nokta büyüttüğünüz kadar önemli değil, kim olsa bu işin üstesinden gelir’’ deniyorsa, o başka...

Yazarın Tüm Yazıları