Paylaş
Bugün gidilen yöntem değişikliğinin bir başka sonucuna, Türkiye’nin günlük vakalar açısından dünyadaki yerinin nasıl değiştiğine bakalım. Salgının başından itibaren biriken toplam sayılara değil de, ülkelerin günlük vaka bildirimlerine baktığımızda, geçen haftayla birlikte Türkiye’nin küresel sıralamada en üstteki ülkelerden biri haline geldiğini hemen vurgulamalıyız.
KÜRESEL SIRALAMADA İLK BEŞTE
Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) dünkü günlük gösterge tablosuna bakıldığında, “Son 24 saat içinde bildirilen vakalar” başlığı altında 151 bin 674 vaka ile ABD birinci sırada yer alıyordu. Bunlar 30 Kasım Pazartesi gününün rakamları.
Aynı tabloda ABD’yi günlük 36 bin 604 vaka ile Hindistan ve 26 bin 402 vaka ile Rusya izliyordu. Brezilya 21 bin 138 vaka ile dördüncü, İtalya ise 16 bin 376 vaka ile beşinci sıradaydı.
Peki pazartesi günü 31 bin 219 vaka açıklamış olan Türkiye bu tabloda nerede diye sorabilirsiniz. DSÖ, tablolarında hâlâ Türkiye’nin ‘hasta’ sayılarını koymaya devam ettiği için günlük bildirimde ülkemiz dün 6 bin 514 sayısıyla 12’nci sırada yer alıyordu. ‘Hasta’ sayısı DSÖ tarafından ‘vaka’ diye gösterilmişti.
Türkiye artık vakalarını açıklamaya başladığı için DSÖ’nün bu sayıya yer vermesi gerekmez mi? Bu tabloya hasta değil de Sağlık Bakanlığı’nın paylaştığı vaka sayısını eklediğimizde, sıralamada Türkiye Rusya’nın önüne geçerek üçüncülüğe geliyor.
Bu arada, bu yazı kaleme alınırken New York Times’ın 1 Aralık itibarıyla Brezilya’da günlük vakaların 50 bin 909’a çıktığını duyurduğunu da not edelim. Bir başka deyişle, sıralamadaki yerler bugünlerde sıkça değişebilir, hatta bu yazının hazırlanışı sırasında olduğu gibi...
AĞIR HASTA SAYISINDA BEŞİNCİ
Her halükârda DSÖ’nün ülkelerin vakaları raporlama usullerinde tam bir standardizasyonu sağlamakta başarısız olmasından, ayrıca kendi tablolarında kurumsal bir kusurla vaka ve hasta sayılarını bir arada değerlendirerek yarattığı kafa karışıklığından da kaynaklanan bir sorun var.
Bütün bu karışıklığa rağmen günlük vaka sayısında Türkiye’nin dünyada ilk beş içine girmiş olduğunu söylemek hata olmaz.
Aslında bu meseleye ‘ağır hasta’ kriteri üzerinden de yaklaşabiliriz. Bu kez
‘Worldometers’ veri
tabanını kullandığımızda, Türkiye “ciddi-kritik vakalar” başlığı altında ABD, Hindistan, Brezilya ve İran’dan sonra beşinci geliyor. ABD 25 bin 722, Hindistan 8 bin 944, Brezilya 8 bin 318, İran 5 bin 828 ağır vaka açıklamış. Bu tabloda Sağlık Bakanlığı’nın önceki gün duyurduğu 5 bin 303 ağır hasta sayısı Türkiye’ye beşinciliğe getiriyor.
AVRUPA’DA İKİNCİ DALGA BASKILANDI
Batı Avrupa ülkeleri genel bir politika olarak pozitif çıkan bütün vakaları bildirdiklerinden, gelinen noktada Türkiye’nin önceki gün açıklanan 30 bin 110 sayısı ile Avrupa’daki en yüksek günlük vakayı raporladığını belirtmeliyiz.
Türkiye’den hemen sonra İtalya önceki gün 19 bin 350 sayısı ile Avrupa’da Türkiye’ye en yakın ülke olarak görünüyor. Almanya’nın saygınlığıyla tanınan Robert Koch Institute’un sitesinde önceki gün itibarıyla günlük 13 bin 604 vaka kaydedilmişti.
Burada hatırlamamız gereken bir nokta var: Salgının geçen şubat-mart aylarında patlak veren ilk dalgasını Avrupa, Türkiye’den önce yaşamış, bu da Türkiye’ye virüse karşı önemli bir hazırlık zamanı tanımıştı.
Ayrıca ilk dalgayı değerlendirirken Türkiye’nin durumunu her seferinde önde gelen Batı Avrupa ülkeleriyle kıyaslamış ve bu karşılaştırmada Türkiye’nin salgını daha düşük bir eşikte, daha az sıkıntıyla atlattığını rakamlarla göstermiştik. Ancak ikinci dalganın bugünkü seyrine baktığımızda, ne yazık ki Türkiye’nin bu kez özellikle vaka sayılarında bütün Batı Avrupa ülkelerinin önüne geçtiğini görüyoruz.
Hesaba katmamız gereken bir husus, bu ülkelerin çoğunun ekim sonu ve kasım ayı başlarında vaka sayılarında ikinci kez zirveyi görüp, aldıkları önlemlerle bu yükselişi baskılamış olmalarıdır. Aslında bu ülkelerin bir kısmı söz konusu zaman aralığında Türkiye’nin bugünlerde kaydedilen yüksek vaka sayılarının da üstüne çıkmıştı. Bunu bir-iki örnekle gösterebiliriz.
İtalya, 13 Kasım’da 40 bin 896 vaka ile zirveyi görmüştü. Fransa’da kasım ayının ilk haftasında 60 binlerin üzerine çıkılmıştı. Birleşik Krallık’ta 12 Kasım’da 33 bin 470 vaka raporlanmıştı. Buna karşılık ikinci dalgada Almanya’nın çıktığı en yüksek vaka sayısı diğerlerine kıyasla daha düşük bir eşikte 19 Kasım’da 23 bin 676 olmuştur.
Önceki günkü rakamlara baktığımızda, İtalya vaka sayısını 19 bin 350’ye indirmişti. (Bir gün önce 16 bin 376) Fransa ise yine önceki gün yeni vaka sayısını 8 bin 83’e çekmişti. Birleşik Krallık’ta ise bu sayı önceki gün 13 bin 430 olarak açıklandı.
AVRUPA İLE TABLO TERSİNE DÖNDÜ
Burada altını çizmemiz gereken olgu şudur. Ekim sonu ve kasım ayının ilk haftasında salgının birçok Batı Avrupa ülkesinde zirve yapmasının Türkiye açısından değerlendirilmeye alınacak göz açıcı bir tecrübe oluşturması gerekirdi. Zaten Türkiye’nin kendi rakamları da bu zaman aralığında bir artış eğilimine girmişti.
Buna karşılık, Türkiye’de salgının ivme kazanması üzerine yeniden önlemleri sıkılaştırma yönünde ilk kapsamlı adım ancak 17 Kasım’da atılmış, bunu geçen pazartesi günü açıklanan ikinci etap genişletilmiş önlemler dizisi izlemiştir. Türkiye bu önlemleri aldığında Avrupa’daki tırmanış önemli ölçüde dizginlenmiş durumdaydı. Avrupa inişe geçerken bu kez Türkiye özellikle son iki haftada sert bir tırmanışa yönelmiştir.
Bu açıdan bakıldığında, geçen ilkbaharda Avrupa karşısında tanık olduğumuz tablonun tersi bir durum yaşıyoruz.
Paylaş