Mahkemelere baskı görüntüsü kime yarar?

İSTANBUL 6. Vergi Mahkemesi’nin Maliye Bakanlığı’nın Doğan Yayın Holding’e (DYH) kestiği 862.5 milyon liralık vergi cezasına ilişkin davada oybirliğiyle DYH lehine karar vermesinden sonra Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in hemen iki müfettişi bu mahkemeye gönderdiği yolunda haberler kafaları iyice karıştırdı.

Haberin Devamı

Karıştırdı, çünkü adalet bakanlarının mahkeme kararları üzerine teftiş mekanizmasını harekete geçirmeleri sıkça karşılaşılan bir durum değil. Gerçek bir hukuk devletinde siyasal iktidarın bir mahkeme kararına hiçbir müdahalesinin söz konusu olmaması gerekir.

BAKAN: YENİ BİR GÖREVLENDİRME YOK

Özellikle hükümet ile ülkenin en büyük medya grubu arasında seyreden ve Türk kamuoyunun da yakından izlediği kritik bir davada hükümet aleyhine bir sonuç çıkınca hemen müfettişlerin devreye sokulduğu yolundaki haberler kaçınılmaz olarak dikkat çekiyor.

Dün bu konuyu Adalet Bakanı Sadullah Ergin ile konuştum. Bakan, ilgili mahkeme kararı üzerine bir görevlendirme yapmasının söz konusu olmadığını kesin bir dille belirtti.

Haberin Devamı

Ergin, bununla birlikte, son mahkeme kararından çok önce Doğan Grubu ve Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) sistemiyle ilgili ortaya atılan bazı iddiaları incelemek üzere bir görevlendirme yaptığını doğruladı. Bakanın belirttiğine göre, bu konuda verdiği onay 9 Ekim 2009 tarihini taşıyor, yani 4 ay öncesine ait.


Hangi davaya hangi mahkemenin bakacağı UYAP sistemi tarafından kura yöntemiyle belirleniyor. Doğan Grubu’nun vergi davalarıyla ilgili olarak UYAP sistemine etki etmeye çalıştığı yolunda hükümete yakın gazetelerde yürütülen sistematik bir haber kampanyası üzerine, Ergin’in Teftiş Kurulu’na iddiaları inceleme görevi verdiği daha önce basına yansımıştı. Bakanlık müfettişlerinin zaten bir süredir bu konuda inceleme yaptıkları biliniyordu.

MÜFETTİŞ GÖREVLENDİRME BASINÇ ALANI YARATMAZ MI?

Burada ilginç olan durum, Altıncı Ticaret Mahkemesi’nin oybirliğiyle DYH lehine verdiği karardan hemen sonra iki müfettişin bütün vergi mahkemelerinin bulunduğu İstanbul Bölge İdare Mahkemesi Başkanlığı’na gelmiş olmasıdır. Basına yansıyan haberlere göre, müfettişler hafta başında Başkanlık’ta son kararı veren Altıncı Vergi Mahkemesi’ndeki dava dosyası da dahil olmak üzere DYH ile ilgili bütün dosyaları mercek altına aldılar.

Haberin Devamı


Buradaki zamanlama dikkat çekici. Ayrıca Bakan yeni bir görevlendirme yapmadığını söylerken, müfettişlerin Doğan Grubu ile ilgili bütün dosyaları almaları nasıl yorumlanmalı? Dört aydır yetki almış olan müfettişler neden bu kadar beklediler? Bakan tarafından UYAP’la ilgili iddialar çerçevesinde verilmiş olan bir yetkinin esnetilmesi mi söz konusu?

Bu sorular zihinlere takılıyor. Ancak şurası kesin: zaten başlamış olan bir inceleme sürecinin eşiği, Altıncı Vergi Mahkemesi’nin kararından sonra birden yükselmiştir.


Geriye dönüp baktığımızda karşımıza şu tablo çıkıyor: Bakanın UYAP’la bağlantılı olarak basında ortaya atılan kasıtlı iddialar üzerine müfettişleri görevlendirmiş olması bile, DYH ile ilgili yürüyen vergi davalarına bakan hakimleri bir basınç alanına sokması kaçınılmazdı.

Haberin Devamı


Neresinden bakılırsa bakılsın, bir hukuk devletinde mahkemelerin bağımsızlığı, yargılamaların hakim teminatı ilkesi kusursuz bir şekilde gözetilerek sonuçlandırılması esastır. Bu ilkeler üzerinde baskı yaratıldığı anlamına gelebilecek, kamuoyunda bu yönde algılanabilecek adımlardan uzak durulması gerekir.

DIŞ DÜNYADAKİ GÖRÜNTÜ SORUNU

Maliye Bakanlığı ile DYH arasında önümüzdeki dönemde yürüyecek olan başka davalar da var. Bunlar arasında ceza talebi 6 milyar lirayı bulan bir dava da bulunuyor. Bütün bu davalarda adil bir yargılama sürecinin işlediği hususunda hiçbir tereddüt olmamalıdır.

Tabii, meselenin bir de dış boyutu var. Doğan Grubu’nu hedef alan davalar, basın özgürlüğüne dönük sonuçları nedeniyle uluslararası basın çevrelerinde ve ayrıca Avrupa Birliği Komisyonu ve AB hükümetleri tarafından da çok yakından izleniyor.

Haberin Devamı


Adalet Bakanlığı müfettişlerinin devreye girdiği yolundaki haberlerin, dış dünyada hükümetin yargıya baskı yaptığı, adil yargılama ilkesinin gölgelendiği şeklinde bir algı yaratması kaçınılmazdır.


Adalet Bakanı Ergin’in, adil yargılama ilkesinin gölgelenmeyeceği hususunda gereken duyarlılığı göstereceğine inanmak istiyoruz.

Yazarın Tüm Yazıları