Bir Avrupalı dostundan Erdoğan’a mesajlar

AK Parti, 3 Kasım 2002 genel seçiminde sandıktan muzaffer çıkmıştı ama partinin lideri Recep Tayyip Erdoğan siyasi yasaklı olduğu için milletvekili seçilip başbakan olma imkânından mahrum kalmıştı.

Haberin Devamı

Erdoğan, o günlerde bu duruma içerlediği için kendisi ile dayanışma içinde olduğunu söylemek üzere Oslo’dan uçağa binip Ankara’ya gelen Norveçli parlamenter Thorbjorn Jagland’i hiç unutmamıştır.
Aynı Jagland, önceki gün bu kez Avrupa Konseyi Genel Sekreteri sıfatı ile Başbakanlık’taki makamından içeri girdi Erdoğan’ın ve Türk muhatabına Taksim Gezi Parkı’ndaki olaylar sırasında polisin otel lobisinden içeri biber gazı atmasının yanlış bir uygulama olduğunu belirtti.

* * *
    
Jagland’in bu hak ihlalini nazik bir dille Erdoğan’ın dikkatine getirmiş olmasının önemi şurada. Onu bir dış komplonun parçası olarak görmek mümkün değil. Aksine, Avrupa’da Erdoğan’a sempati duyan liderlerin belki de başında geliyor kendisi. Açıklamalarında Erdoğan’ın Türkiye’de “sessiz bir devrim gerçekleştirdiğini” savunagelmiş bir siyasetçi Jagland.
Kendisi ile 2011 Kasım ayında Ankara’da yaptığımız mülakatta da Jagland, “AK Parti Türkiye’ye yeni bir enerji getirdi. Türkiye öyle bir süratle modernleşti ki, Avrupa bunu anlayamadı...” diye konuşmuştu.
Erdoğan hakkında işte bu düşünceleri taşıyan bir Avrupalı devlet adamı, Gezi Parkı direnişi çerçevesinde duyduğu kaygılar üzerine Avrupa Konseyi adına Ankara’ya gelme ihtiyacını duyup ifade ve gösteri özgürlüğü konusunda iyi niyetle bazı uyarılar yapıyorsa, verdiği mesajlara da yine iyi niyetle kulak vermek gerekiyor.
Jagland’le önceki akşam telefonda uzun bir sohbet yaparak Erdoğan’la aynı gün sabah saatlerinde yaptığı görüşme hakkındaki izlenimlerini dinleme imkânı buldum. Görüşmenin geçmişten gelen hukukları çerçevesinde son derece sıcak bir ortamda geçtiği aşikârdı.
Ancak bütün bu sıcaklığa karşılık Jagland’in Erdoğan’a verdiği mesajların hükümetin göstericiler karşısında başvurduğu yöntemleri alkışlayan bir içerik taşımadığını vurgulamalıyız.

Haberin Devamı

* * *
   
Hemen belirtelim. Yabancı heyetler için hazırlanan ve olaylar sırasında göstericilerin şiddete başvurduklarını anlatan film Jagland’e de gösterilmiş ve Başbakan buna dayanarak göstericilerin masum olmadığı tezini işlemiş. Ancak Jagland, bu konuda Erdoğan’a verdiği yanıtı bana şöyle anlattı:
“Bu görüntülerin sorunun bir parçası olduğunu kabul ediyorum. Ama fotoğrafın içinde pek çok şey var. Ben de polisin göstericilere karşı aşırı şiddet kullandığını gösteren başka fotoğraflar gördüm...”
Şurası çok açık. Jagland, polisin barışçıl bir şekilde gösteri hakkından yararlanmak isteyen göstericilerle şiddete başvuran gruplar arasında mutlak bir ayrım yapması beklentisini iletmiş Başbakan’a ve daha önemlisi AİHM içtihatları konusunda da şu mesajı vermiş:
“Göz yaşartıcı gazın nasıl kullanılacağı konusunda belli standartlar var. Bunlar Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarıyla ortaya konmuştur. Mahkemenin içtihatlarına göre bu gaz kapalı ortamlarda kesinlikle kullanılmamalıdır. Ayrıca göz yaşartıcı bomba atılırken insanlar hedef alınmamalıdır. Keza göstericilere karşılık verilirken AİHM’nin toplanma özgürlüğünü düzenleyen içtihatları esas alınmalıdır.”
Avrupa Konseyi Genel Sekreteri’nin salt bu sözleri bile, polisin Divan Oteli lobisi dahil olmak üzere biber gazını kapalı alanlarda kullanması ve ayrıca bombaları ateşlerken insanları doğrudan hedef almasının Avrupa müktesebatına aykırı olduğunu bütün berraklığıyla açıkça ortaya koyuyor, Erdoğan’ın “Uygulama Avrupa müktesebata uygun” söyleminin aksine...

Haberin Devamı

* * *
    
“Gösteri özgürlüğü ve biber gazı kullanımıyla ilgili mevzuat ve uygulamanın gözden geçirileceğini ümit ediyoruz”
diye konuştu Jagland önceki akşamki sohbetimizde.
Bir başka anlatımla, polisin bir toplumsal olayda göstericilere hangi eşikte müdahale edebileceği, bu çerçevede biber gazı kullanılırken hangi esaslara uyması gerektiği gibi konuları düzenleyen AİHM içtihatlarıyla uyumlu yeni yönergeler hazırlanmasını bekliyor Avrupa Konseyi.
Peki Erdoğan bu konuda gerekli düzenlemelerin yapılacağı hususunda kendisine bir taahhütte bulundu mu? Jagland, “Böyle bir şey söyleyemem, ancak ben AİHM’nin ilkelerini kendisine anlattım. Konuşmanın yapıcı bir havada geçtiğini söyleyebilirim” diye karşılık verdi bu soruma.
Jagland, dün resmi web sitesine koyduğu bir açıklamada Ankara’da kendisine “Polisin aşırı güç kullanımının kapsamlı bir şekilde soruşturulacağı konusunda güvence verildiğini” de açıkladı.
Bütün mesele, Jagland’in beklentileri ile Başbakan’ın “Polis destan yazdı” söyleminin pek örtüşmemesi. Yine de Avrupa Konseyi’nin mesajlarının bir etkisi olup olmayacağını anlayabilmek için bekleyip görelim.

Yazarın Tüm Yazıları