AUSCHWITZ İZLENİMLERİ (2) Saraybosna müftüsünün herkesi birleştiren duası

AUSCHWITZ’de katledilen 1 milyon 100 bin insanın anısını yaşatmak için dev taş parçalarından yapılan anıtın önündeki törende konuşan İsrail’in Eşkenaz Hahambaşısı Meir Lau, önce buradan sağ kurtulan bir Yahudi tanığın şu sözlerini hatırlatıyor:

Haberin Devamı

“Auschwitz bu gezegene ait bir yer değildir. Ayrı bir gezegendir, çiçeklerin açmadığı, çocukların var olmadığı ayrı bir gezegen...”

Kendisi de Polonya’daki bir başka Nazi kampından kurtulan Hahambaşı, devam ediyor:

“Hayır, Auschwitz’in ayrı bir gezegen olduğu doğru değildir. Auschwitz, bu gezegene aittir. Bu sabah Paris’ten uçağa bindik ve iki saat süren bir yolculuktan sonra buraya geldik... Her şey başka bir gezegende değil, tam burada oldu...”

ALAADDİN’İN LAMBASINDAN ÇIKACAK UMUT


Auschwitz’te yok edilen Holokost kurbanlarını anmak üzere düzenlenen törene katılan uluslararası heyet, dondurucu soğuğun altında battaniyelere sarılmış vaziyette hahambaşını dinliyor.

Ön sırada oturanlar arasında Almanya’nın eski Başbakanı Gerhard Schroder, Paris Belediye Başkanı Bertrand Delanoe, Türkiye’den Devlet Bakanı Egemen Bağış, Avrupa Konseyi Parlamenterler Asamblesi’nin Türk Başkanı Mevlüt Çavuşoğlu dikkat çeken isimler. Çoğu İslam ülkelerinden gelmek üzere gazeteci, akademisyen ve belediye başkanı düzeyinde 150 dolayında konuk var.

Anma törenini düzenleyen “Alaaddin Projesi”, Musevi kuruluşların desteklediği, UNESCO’nun himaye ettiği, Paris Belediyesi’nin de arka çıktığı 2009 yılında başlatılmış olan bir kültür inisiyatifi. Amacı, Holokost gerçeğinin inkarına karşı durmak, ırkçılık ve hoşgörüsüzlüğün her türü ile mücadele etmek ve bu arada özellikle Müslümanlarla Yahudiler arasında diyaloğu teşvik etmek. Projeye adını veren Alaaddin, lambadan çıkacak cinin taşıdığı gücün simgeselliğinde bilginin bilgisizliği yeneceği, aşılamaz engellerin aşılarak farklı kültürlerin pekâlâ buluşturulabileceğine ilişkin umudu temsil ediyor.

BOSNA BAŞMÜFTÜSÜ KÜRSÜDE


Holokost’u filmlerde izleyip, kitaplardan okuyarak öğrenmekle, bu katliamın yapıldığı mekâna ayak basarak idrak etmek, hissetmek çok farklı şeyler. Özellikle, insanların katledildikleri gaz odaları ve yakıldıkları fırınların yıkıntıları törenin bir parçasını oluşturunca...

Konuşmaları bu çarpıcı görsel gerçekliğin oluşturduğu fonda dinlerken, “Neden?” sorusu zihninizde dönüp duruyor.

Bosna Başmüftüsü Mustafa Ceriç, bu sırada muazzam etkileyici bir konuşmayla konukların ruhunu yakalıyor, “Biz de soykırımın geride kaldığını düşünüyorduk ama savaşta Srebrenica’da kendimiz maruz kaldığımızda öyle olmadığını bizzat yaşadık” dedikten sonra devam ediyor:

“Holokost ve soykırımı yalnızca tarihi gerçekler olarak öğrenmemiz yeterli değil, bunu aynı zamanda çocuklarımızı ırkçılığın, antisemitizmin, İslam düşmanlığının ve diğer insan hoşgörüsüzlüğünün tehlikeleri üzerinde eğitmek için de bilmeliyiz. Genç nesilleri demokrasinin ve insan haklarının değerini bilmeleri için eğitmeli, onları nefret, hoşgörüsüzlük ve etnik çatışmaları reddetmeleri yönünde teşvik etmeliyiz ki, Auschwitz ve Srebrenica bir daha tekrarlanmasın...”

İNANÇLARIN SINIRLARINI KALDIRAN BİR DUA

Ve Çeriç, insanlığın geleceğinde başka soykırımlar olmaması için peygamberlere de seslenen özetini aktardığımız şu duayı okuyor:

“Allahım, günah işlersek bize Adem’in tövbesinin gücünü ver, eğer başımıza felaketler gelirse bize Nuh’un gemisini nasıl yapacağımızı öğret, eğer umutsuzluk karanlığa boğarsa bizi, İbrahim’in saf imanıyla yolumuzu aydınlat, eğer bir zalim tarafından tehdit edilirsek bize Musa’nın cesaretini bahşet, nefretle karşılaşırsak bizi İsa’nın sevgisiyle kurtar, evlerimizden sürülürsek Muhammed’in eve dönme arzusuyla bize güç kat, kalplerimizi insaniyette birleştir Allahım... Hoşgörünün iktidarın en yüksek mertebesi, intikamın ise zayıflığın ilk işareti olduğunu bize öğret Allahım, Auschwitz ve Srebrenica’nın hiçbir kimsenin başına, hiçbir yerde bir daha gelmemesi için annelerin gözyaşlarını duaya çevir ya Rabbim, Amin!”

Çeriç’in bu duası Holokost anıtının önünde toplanmış her inançtan insanı içine alıp bir rüzgar gibi savuruyor, Auschwitz’te katledilmiş insanların hatırası önünde.

O an üzerinde yaşadığımız gezegende dinleri, inançları ayıran bütün sınırların kaybolduğunu hissediyorsunuz...

Yazarın Tüm Yazıları