Anketlere yansıyan seçmen eğilimleri

SEÇİMLERE bir ay kalmışken geride bıraktığımız günlerde açıklanan üç farklı kamuoyu yoklaması, karşımıza nasıl bir tablo çıkartıyor?

Strateji-Mori, Konsensüs ve Stratejik İletişim adlı kuruluşların yaptıkları anketler, kararsızlar faktörü hesaba katılmadan incelendiğinde, şu genellemeleri yapmak mümkün:

A) BAŞAT PARTİLER

Anketlerin üçü de AKP'yi açık farkla birinci ve belli bir farkla CHP'yi ikinci parti olarak gösteriyor.

AKP'nin oyu, yüzde 22 ile 30 arasındaki bir aralık içinde değişiyor. Bu partinin oranı Konsensüs'ün anketinde 22.4'e düşerken Stratejik İletişim'in çalışmasında yüzde 29.9'a kadar yükselebiliyor. Strateji-Mori ise AKP'yi ikisinin arasında yüzde 27 dolayında gösteriyor.

CHP, bu anketlerde yüzde 11 ile 18 arasında değişen bir marjda yer alıyor. CHP'ye en yüksek oranı yüzde 18.3 ile Stratejik İletişim, en düşük oranı yüzde 11.4 ile Konsensüs veriyor. Strateji-Mori ise yüzde 15.8 ile yine ikisinin ortasında bir orana işaret ediyor.

B) BARAJ

MENZİLİNDEKİ PARTİLER

DYP ve Genç Parti (GP), her üç ankette de baraj menziline yakın, barajı aşma konusunda iyimserlik duyabilecekleri bir zeminde duruyorlar.

DYP'nin oranı Stratejik İletişim'de yüzde 9.2'ye çıkarken, Strateji Mori'de 6.9'a, Konsensüs'te ise 5.4'e kadar düşüyor. GP, Stratejik İletişim'de yüzde 9'a yükseliyor, Strateji Mori'de 7.5, Konsensüs'te ise 6.5'a düşüyor.

C) BARAJ TEHLİKESİ

OLAN PARTİLER

Bu anketler MHP, DEHAP, ANAP, YTP, SP, DSP ve diğer partiler açısından ciddi bir baraj tehlikesinin bulunduğuna işaret ediyor. Ancak, bu partiler içinde MHP en yüksek yüzde 6.2, en düşük yüzde 4.1 ile yine de diğerlerinin kısmen üzerindeki bir aralıkta duruyor. Keza DEHAP, ortalama yüzde 4'ün biraz üzerinde duruyor.

D) KARARSIZLAR

FAKTÖRÜ

Kararsızlar, her üç kuruluşun anketinde de azımsanmayacak bir oranı gösteriyorlar. Stratejik İletişim, kararsızların oranını yüzde 15.3, Strateji Mori ise yüzde 18 olarak veriyor. Her iki kuruluş da ‘‘hiçbiri’’ ya da ‘‘cevap vermek istemeyen’’ gibi ayrı kategorilere girmiyor.

Buna karşılık, Konsensüs, kararsızları yüzde 14.9'da gösterirken, ‘‘hiçbiri’’ diyenlerin yüzde 7.9, geçersiz oy kullanacağını belirtenlerin de yüzde 4.2 oranlarında durduklarını ölçüyor. Yine Konsensüs'te ‘‘cevap vermek istemeyenler’’ yüzde 6.3 gibi bir oran oluşturuyor.

İlginçtir ki, Konsensüs'ün anketinde bu 4 kategorinin toplamı yüzde 33.3 gibi henüz herhangi bir partiye yönelmemiş ya da hiçbir şekilde yönelmeyecek olan bir kitlenin varlığına işaret ediyor.

E) TEPKİ OYLARI

DOYUM NOKTASINDA MI?

Bu genelleştirmelerden yola çıkıldığında, seçim sonucunun önemli ölçüde kararsız oyların hangi partilere gidecekleri sorusunun yanıtında yattığı düşünülebilir.

Kararsız oyların dağılımından en az etkilenecek, bu oylara en az ihtiyaç duyan parti, geldiği üstünlük noktası nedeniyle AKP'dir.

Seçmen denklemindeki en kritik sorulardan biri, büyük ölçüde AKP ve GP'ye yönelen tepki oylarının doyum noktasına ulaşıp ulaşmadığıdır.

F) İKİ SENARYO

Burada iki olasılık söz konusudur. Birincisi, tepki oylarının bir miktar daha bu iki partiye eklenmeye devam etmesidir.

İkinci olasılık, tepki oylarının yükselişinin durup, bugünkü düzeyinde istikrar kazanmasıdır.

Tepki oyları, kendini açığa vuran, şekillenmiş seçmen tercihleri olarak nitelendirilebilir. Buna karşılık, kararsız ya da belirsiz oylarda tepkisel saiklerden çok rasyonel tercihlerin ağır basacağı düşünülebilir.

Bu takdirde, kararsız oyların, diğer partiler arasında eşit bir şekilde dağılmak yerine, -ağırlıklı olarak- tepki oylarını cezbeden merkezlerin dışındaki partilere yöneleceği sonucuna varılabilir.

Muhtemelen seçim sonucunu belirleyecek kitle, tercihini henüz şekillendirmemiş olan ve 3 Kasım tarihine kadar terazilerinde tartmaya devam edecek olan seçmenler olacaktır.
Yazarın Tüm Yazıları