AKP aday listeleri Milli Görüş ağırlıklı

HERHANGİ bir partinin belediye başkan adayları listesine göz atmak, o partinin yönelişi, tercihleri hakkında her zaman fikir vericidir.

Bu ölçü, ‘‘değiştim’’ iddiasıyla ortaya çıkarak merkeze yerleştiğini, hatta Demokrat Parti mirasını üstlendiğini ileri süren bir parti açısından özellikle geçerlidir.

AKP'nin geçen hafta açıkladığı aday listeleri de bu partinin nereden gelip nereye gitmekte olduğu hakkında bize çok şey anlatıyor.

Bu listelerden yola çıkarak AKP'nin ne kadar merkeze yaklaşabildiği hakkında şu gözlemleri yapabiliriz:

MİLLİ GÖRÜŞ TUĞRASINI VURDU

Aday başvuruları alındığında, AKP Genel Merkezi'nde sıkıntı yaşandığı biliniyor. Bunun nedeni, ilk incelemede başvuru sahiplerinin neredeyse yüzde 80'e yakın bir bölümünün İmam Hatip ve İlahiyat Fakültesi çıkışlı olmalarıdır. Yapılan eleme sonucu bu oran aşağı çekilmiştir. Nihai oran bu aşamada bilinmiyor.

AKP'nin kesinleşen listelerinde ağırlığı yine Milli Görüş kökenli isimler oluşturuyor. AKP uzmanı muhabirimiz Turhan Yılmaz'ın saptamasına göre, Milli Görüş kökenlilerin oranı yüzde 80'lere yaklaşıyor. Bu durumda geçmişte Erbakan Hoca'nın rahle-i tedrisinden geçmiş bir ekolün aday listelerine tuğrasını vurduğu söylenebilir.

Yine Yılmaz'a göre, soyağaçları DYP, ANAP gibi merkez sağ partilere uzanan adayların oranı yüzde 10 dolaylarında kalıyor. Bu gruba, daha önceden aktif siyasetin dışında kalmakla birlikte Milli Görüş'e sıcak bakmış ikinci bir yüzde 10'luk grup eklenebilir.

MERKEZ SAĞ ADAYLARDA ÖLÇÜ FIRSATÇILIK MI?

Büyükşehir adaylarında, çoğunluk AKP'nin kendi geleneksel kadroları içinden çıkıyor. İstanbul'da Kadir Topbaş ve Ankara'da Melih Gökçek bu çerçevede göze çarpan ilk isimler.

Önemli bir istisnayı Demokrat Parti çizgisinin uzantısı olarak görülebilecek Antalya Belediye Başkan adayı Menderes Türel oluşturuyor. Türel gibi, Muş'ta eski DYP milletvekili Necmettin Dede ve Adana'da ANAP-DYP ortak kökenli Aytaç Durak'ın tercih edilmelerinde ‘‘seçilebilirlik’’ ölçütünün diğer saiklere ağır bastığı söylenebilir.

İzmir'de ise siyasette yeni bir isim olmakla birlikte AKP'nin köklerine yabancı sayılmayacak bir aday Taha Aksoy gösterildi. Amasya'da aday gösterilen eski ANAP'lı Devlet Bakanı İsmet Özarslan da ANAP'ın dört renkli mozaiğinin muhafazakár dokusunda yer alıyordu.

AKP TAM BİR ERKEKLER KULÜBÜ

Bunlardan daha önemlisi, AKP'nin kadın adayları neredeyse yok sayması. AKP'den büyükşehir adayları arasında tek bir kadın aday yer almazken, yalnızca 4 ilçe ve 12 belde olmak üzere toplam 16 küçük seçim bölgesinde listeye kadın adaylar konmuş. Türkiye genelinde il, ilçe ve belde olmak üzere 3.184 yerel seçim bölgesinin bulunduğu dikkate alındığında, kadın adayların oranı binde 5 civarında çıkıyor.

Kadın adaylara bu ölçüde kapılarını kapamış olması, AKP'nin muhtelif forumlarda İslam álemine yaptığı ‘‘artık değişin’’ çağrılarına da gölge düşürüyor. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün İslam Konferansı'nın Malezya'daki son toplantısında kadın-erkek eşitliğinin sağlanmasına dönük kuvvetli mesajı bu çerçevede hatırlatılabilir. Galiba AKP şahsiyetleri açısından bu tür söylemlerin büyüsü, uygulama azminin biraz üstüne çıkıyor.

Denilebilir ki, merkeze oturma iddiasındaki AKP, son tahlilde yine bir ‘‘erkekler kulübü’’ olarak karşımıza çıkıyor.

TABANA MİLLİ GÖRÜŞ HAKİM OLUNCA

Bu neden böyle?

Belli ki, AKP'yi biraz daha liberal bir çizgiye çekmeye çalışan zihniyetle, partinin koyu muhafazakár dokusunun sulandırılmasına karşı çıkan gelenekçi grup arasındaki sessiz çekişmede, denge kuvvetli bir şekilde ikinci gruba doğru kaymış.

Geçen yıl yapılan AKP il kongreleri de tabanın ağırlığını koyması sonucu gelenekçi çizginin parti örgütlerine hakim olmalarıyla sonuçlanmıştı. Bu haliyle, gelenekçi tabanın yerel seçimlerdeki aday listelerini kendi çizgisi yönünde şekillendirebilmesi güç olmamıştır.

Sanki 1 Mart'ta açık kalmış bir hesaplaşma devam ediyor gibi gözüküyor.

Sonuçta AKP, 3 Kasım'dan 17 ay sonraki ilk ciddi sınavında ‘‘merkeze geçişin temel ilkeleri’’ dersinde ‘‘yeterlik’’ derecesini alamamıştır.
Yazarın Tüm Yazıları