Basit tutun ve nitelikleri gözden geçirin

Günaydın sevgili dostlarım,20 Nisan haftasına başlıyoruz.Bu hafta elimizde hangi malzemeler var bakalım.Neler pişirebiliriz ya da neler yapmamalıyız. Üzerinde bir beyin fırtınası yapalım ki akıl tutulması yaşamayalım.

Haberin Devamı

Başlıkta da gördüğünüz üzere ilk kuralımız “basit tutmak” yani olayları çok fazla abartmamız gerekiyor.

Nasıl başaracağız bakalım…

Aslında başarabiliriz.

Bunun için iyi niteliklere sahip olmamız gerekiyor.

 

Peki nitelik nedir?

Bir şeyin nasıl olduğunu belirten, onu öteki şeylerden ayıran, şöyle ya da böyle yapan özelliktir.

Demek oluyor ki bu hafta bunları düşünmemiz gerekiyor. Hayatımda olan insan ya da olayları iyi yapan ya da kötü yapan özellikler nelerdir. Ya da beni iyi-kötü yapan özellikler nelerdir?

 

Bu haftayı sizlere şöyle tanımlıyorum.

Elinizden geleni yaptıysanız fazlasını yapmanıza inanın gerek yok. Kendinizi hırpalamayın. Mesela geçmişime dönüm baktığımda, uzun uzun telefonda eski sevgilisinden ayrıldığını ve haklılığını dinlediğim arkadaşlarımın hepsi beni yarı yolda bıraktı gitti. Hiçbirinin umurunda olmadım. Bu beni hiç üzmedi. Yok, aslında üzdü. Bunlar beni akıllandırdı. Ama akıllı fedakarlardan oldum.

Haberin Devamı

Mesela karşımdaki insana kendi hayatımdan çalarak verdiğim her fedakârlığın bana bir bedel ödettiğini gördüm. Fedakârlığın sonuna kadar yapılmasından yana biriyim. Hayatımın sonuna kadarda bu böyle olacak. Sadece keşfettiğim şey kendi hayatınızdan çaldığınız fedakarlıklar sizin ruhunuzu dövüyor. İnsanlar o zaman asla mutlu olmuyorlar ve sonrasında sizi suçluyorlar. Sınırlarınız mutlaka olmalı.

Sizin bir hayatınız var ve saygı duyulması gerekiyor.

Yani siz nasıl davranırsanız bu öyle kalıyor. Çünkü sonu mutlaka hüsranla bitiyor.

*

Kendim için fedakarlıkta bulunulmasına hep karşı çıkıyorum. Kimseyi zorda bırakmak istemiyorum. Layık kalır mıyım ya da çok sevdiğim o insan pişman olur mu bilmiyorum. Bu, hep böyle oldu, böyle de kalacak. Doğru mu, bence yazar hanım burada doğru değil. Ama olsun…

Bana fedakarlıkta koşulsuz olan tek anneme karşı çıkamadım. Onun yaptığı her fedakârlık beni hiç hüsrana uğratmadı belki ondandır. Birine iyilik yapmak, sadaka vermek ya da fedakarlık yapmakta nasip işidir. Herkese nasip olmaz.

Haberin Devamı

Dünya ve Türkiye genelinde işler bugün daha sıkı bir boyuta gidebilir. Önlemler artabilir ve özgürlüğümüz biraz daha kısıtlanabilir. Bu yüzden çevrenizdeki insanların size sınır getirmesinden daha fazla sizler belirli kurallar içinde olun.

Sizlere son olarak şunu tekrar hatırlatmak isterim. Boğa burcu sevgi demektir. Koşulsuz sevmektir. Bu hafta kendinize sevecek nedenler ve sevilmek için gerçek nitelikler bulun. İnsanları, hayvanları ya da doğayı sevmek için çaba gösterin. Sevdiğinizi söyleyin. Yapacağınız şu yalan dünyada en güzel eylem sevgidir. Kimseyi yargılamayın ve eleştirmeyin. Lütfen sadece sevgi…

 

Gelelim günün tavsiyeli hikayesine;

Bir profesör, sosyoloji sınıfındaki öğrencilerini Baltimore şehrinin kenar mahallelerine göndermiş ve o bölgede yaşayan 200 erkek çocuğunun durumlarını araştırmalarını ve her bir çocuğun geleceği hakkında bir değerlendirme yapmalarını istemişti.

Haberin Devamı

Öğrenciler hemen hepsi bu çocukların gelecekte hiçbir şanslarının olmadığını dile getirmişlerdi. Bundan tam yirmi beş yıl sonra bir başka sosyoloji profesörü tesadüfen bu çalışmayı buldu ve öğrencilerinden bu projeyi sürdürmelerini ve aynı çocuklara ne olduğunu araştırmalarını istedi.

Öğrenciler, o bölgeden taşınan ya da ölen 20 çocuk dışındaki 180 çocuktan 176´sinin olağanüstü bir başarı gösterip, avukat, doktor ya da iş adamı olduklarını ortaya çıkardılar. Profesör çok etkilenmişti ve bu konuyu izlemeye karar verdi. Birer yetişkin olan o çocukların hepsi o bölgede yasadıkları için, her biriyle buluşma şansı oldu.

"O koşullarda nasıl bu kadar başarılı oldunuz?" sorusuna verdikleri cevap hep aynıydı:

 

Haberin Devamı

"Mahalle okulunda bir öğretmenimiz vardı. Onun sayesinde.”

Profesör, bu öğretmeni çok merak etmişti. Hala hayatta olduğunu öğrendiği yaşlı öğretmenin izini bulması zor olmadı. Kendisini ziyaret etmek için evine kadar gitti. Karşısında yılların yüzüne eklediği kırışıklıklara rağmen hala dinç duran bir yaşlı kadın buldu.

Merakla yaşlı kadına bu çocukları kenar mahallelerden kurtarıp, başarılı birer yetişkin olmalarını sağlamak için kullandığı sihirli formülün ne olduğunu sordu.

Yaşlı öğretmenin gözleri parladı ve dudaklarının kenarında bir gülümseme belirdi:

"Çok basit" dedi, "Ben o çocukları çok sevdim."

Dememiz o ki; çok basit…

 

Mutlu günler dilerim.

 

 

Yazarın Tüm Yazıları