Paylaş
Bu hafta oldukça kendinizi ifade etmeniz gereken ve olayların akışını değiştirme imkânınız olan bir hafta diyebiliriz. İnsanların fütursuzluğunun bu hafta canınızı sıkmasını istemiyorsanız mümkün oldukça kendinizi savunmak zorunda kalacağınız olaylar içinde olmamalısınız. İnsanlar sanıyorlar ki kazanıyoruz ya da kaybediyoruz. Bu kavramların peşine takılıp büyük savaşlar ve münakaşalar içine giriyorlar. Gerçekten komik duruma düştüklerini görmüyorlar mı?
Bu hafta hedeflerinizi iyi belirleyin.
Hedefleriniz iyi para kazanmakla ilgiliyse bu konudaki girişimler için ideal bir zaman. Üzerinde çalıştığınız konuların hangisi yaşam koşullarınızı iyi yönde değiştirecekse artık ona yönelmelisiniz. Yetenek ve birikimlerinizi yönelteceğiniz alanlar, size farklı bir bakış açısı kazandıracaktır.
Farkına varacağınız her şey sizi bir adım daha ileriye götürebilir.
Kimse bu sürecin kolay olacağını söyleyemez ama sabırlı olup istikrarlı bir şekilde devam ettiğiniz takdirde tüm zorluklara değdiğini görebilirsiniz. Adım atmakla ilgili endişeleriniz yerini kazancınız ve yatırımlarınızla ilgili planlara bırakıyor. Şu an var olan sorunlara odaklanmak yerine yeni bir projenin ya da yeni bir başlangıcın görüşmelerini yapmayı denemelisiniz. Önemli bir 8 yıllık güçlü ve başarılı bir döngü başlıyor. Bunu değerlendirin. Yıllar sonra ne demek istediğimi anladığınızda iş işten geçmemiş olsun!
Merkür koç burcuna giriş yaptı! Konuşmalarımıza özen gösterelim.
Birine güzel bir şey söylediğiniz zaman sizden bir şey eksilmiyor; ama o yeniden doğmuş olabiliyor, kötü bir şey söylediğinizde göğe ermiyorsunuz, ama o yerin dibine geçebiliyor, kısaca özetlemek gerekirse; nezaket göstermek ve değer vermek kimseden bir şey eksiltmiyor. Yani nezaket hiçten gelir ama her şeyi satın alır.
9 Nisan Mars ve Neptün arasında kare açı kesinleşiyor. Bu ne demek?
Kısaca; İnsanların duvarlarını aşmak için kendinizden ödün vermeyin. İsteyen duvarlarını yıkıp size zaten lunapark yapıyor. İstemedi mi hiçbir şey olmuyor. Uğraşmayın demek. Kendinizi gereksiz yere tüketmek ancak ve ancak sonunda yine bir hayal kırıklığı bırakabilir. Bazen hayal gücümüzün yerine dayanma gücümüzü koymamız gerekir. Sakin kalalım ve öfkemize yenilmeyelim.
Jim Rohn’un sevdiğim bir sözü var: "Hepimiz beraber en çok zaman geçirdiğimiz beş kişinin ortalamasıyız."
Dünyanın en zeki insanı da olsanız, bulunduğunuz ortam vasat ve vasatın altındaki kimselerden ibaret ise, düzeyinizi bile koruma imkanınız yoktur. Böyle dediğimizde kibirli geliyor kulağa belki ama demek istenilenin bu olmadığını bir yandan eminim herkes anlıyordur. İnsan bazen kendini bir kuşatılmışlık içinde hissediyor. Bu kadar kötü ve kötülük yapmaya yatkın insan nasıl bir araya gelebilir diye düşünüyor. Böyle ortamlarda insan sadece düzeyini korumaya çalışıyor.
Kendinizden şüphe ediyorsanız sizden düşük seviyede vasat bir ortamda olabilirsiniz. O vasat ortamda bırak zeki olmayı, kendinden bile şüphe eder hale gelirsiniz. Bulunduğunuz ortam değil, içinizde yaşattığınız dünya ve beyninizin sınırları önemlidir... Düzeyinizi sadece kendiniz belirlersiniz.
Ne demiş şair;
Bazen bir dize,
Bir söz,
Bir ses aranır ya, içindeki oyuğa yama için.
Bu arayışla bir işaret ararsın. Bir kitap aralarsın ya da sıradaki şarkı benim olsun dersin. Bende sizler için yazıyı sonlandırırken bir kitap araladım. İçinden çıkan söz şuydu:
“Kırılanı, kırılmış onarır. Halden anlamayana laf anlatamazsın.” Yazıyordu.
Günün belki de izahıydı…
Onu yarın konuşacağız :)
Söyleyeceklerim bu kadar.
Güzel bir hafta ve enfes bir gün diliyorum yıldız savaşçıları;
Paylaş