YOKTAN VAR EDİLEN BİR BAŞKENT

Vali Alaaddin Yüksel, göreve başladığı günden itibaren Ankara’da turizmin gelişmesi için alınan önemli kararlara yol göstermeye devam ediyor.

Haberin Devamı

Hafta içinde turizm sektörü temsilcileri ile yaptığı geniş katılımlı toplantıda da eski yapıların turizme kazandırılması için verilen desteklere ve Ankara’nın turist profiline değindi. Bu bağlamda Kale, Hacı Bayram ve geçen yıl Altın Elma (FIJET-ATURJET)’da dahil olmak üzere uluslar arası anlamda ödüller alan Hamamönü (Altındağ) projesinden yola çıkarak kenti dünya ile buluşturmaya çalıştıklarına vurgu yaptı.
Ankara’nın yoktan var edilen bir Başkent olarak yabancı ve Türk mimarları tarafından inşa edilen bugün her biri birer kültürel miras olan yapılarını günümüzdeki fonksiyonları ile tanıtmaya devam edeceğim.

CUMHURİYET TARİHİNİN İLK ADLİYESİ

Adliyeler Bir ülkenin adalet tarihine ülkenin adalet ve siyaset tarihine de tanıklık ederler. Bu nedenle Adalet Sarayları olarak da anılan Adliyelerin dış yapıları yanında iç mimarileri; bekleme, duruşma salonları, ülkenin vatandaşlarına bakış açısını da ortaya koyan ögelerdendir. Şahsen gezmek fırsatını da bulduğum Eski Ankara Adliyesi’nin birinci ve ikinci katlarında bulunan Ağır Ceza Mahkemelerinin geniş salonları, yüksek tavanları ve hafif loş aydınlatması ile ayrı bir görkemli görünüşü vardı. Başkent Ankara’da, Cumhuriyet tarihinin ilk adliye binasının, dış görünüşü yanında sağlı-sollu yer alan geniş merdivenleri nedeniyle “Öyle merdivenleri var ki, üç kişi yan yana çıkabiliyor” diye tarif edildiği söylenir. 1926 yılında Atatürk’ün hazır bulunduğu bir törenle hizmete açılan yapı 4 bin m2 ye yakın bir tabana oturmaktadır. 90 odası, Duruşma Salonları ve Adliye binalarının gerektirdiği diğer mekanları da içinde bulunduran yapının Mimarı Arif Hikmet Koyunoğlu’dur.
Günümüzde Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından kullanılan hizmet binalarından biri olan eski Adliye’de bulunan İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Ankara ile ilgili olarak değerli hizmet ve yayınların kararlarının verildiği bu yapının korunması için de önemli katkılar sağlamaktadır.
63 yıl süreyle Siyasi birçok davaya tanık olan bugün kültür ve sanatın hizmetine sunulan Ağır Ceza Salonlarında yargılananlar arasında Nazım Hikmet, Yılmaz Güney, Deniz Gezmiş, Aziz Nesin, dönemin Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt, Nihal Atsız, Alparslan Türkeş, Zülfü Livaneli ilk akla gelenler.

Haberin Devamı

ANAFARTALAR CADDESİ

Haberin Devamı

Eski Ankara Belediyesi, Ankara Hali, Çocuk Esirgeme Kurumu, Atatürk İlköğretim Okulu gibi yapıların, Ankara’nın bir zamanlar ünlü mağazalarının, Kadıköy Pastanesi gibi çikolata dahil tüm ürünleri kendi emekleri olan şekercilerinin ve Türk iş dünyasının 1.3 milyon üyesini çatısı altında toplayan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin kurulduğu binanın da bulunduğu semt, adını Anafartalar Caddesinden almaktadır.
Türkiye’de önemli projelere imza atan Mimar GiulioMongeri’nin öğrencisi olan Koyunoğlu’nun Ankara’daki diğer yapıtları Etnografya Müzesi ve Türk Ocağı Binası, Himaye-i Etfal Cemiyeti (Çocuk Esirgeme Kurumu) binası, Celal Bayar Evi, Hariciye Vekaleti (günümüzde Kültür ve Turizm Bakanlığı binası), Maarif Vekâleti binalarıdır.
İleride yürüyerek gezilebilen bir Ankara’ya kavuştuğumuzda bu yapıları daha yakından tanımak fırsatı yanında; kuruluşlarımıza ve mimarlarımıza da 100 yıl sonra hayranlıkla izlenebilecek eserler üretme ilhamı da verebiliriz diye düşünüyorum.
Bunu aynı zamanda Türkiye’nin ilk Kültür ve Turizm İşletmecileri Derneği olan ATİD’in bu anlamda bir görevi olarak değerlendiriyor; Goethe Enstitüsü tarafından “Bir Başkentin Oluşumu: Avusturyalı, Alman ve İsviçreli Mimarların izleri” adı ile başlattığı çalışmanın Türk mimarlarını da kapsayacak şekilde tamamlanmasını da katkıda bulunmaya çalışıyoruz.

Yazarın Tüm Yazıları