Paylaş
Kürk Mantolu Madonna’yı daha önce birkaç defa okumuştum, bu kez sesli kitabıyla bu müthiş romanın tekrar tadına vardım. Mert Fırat’ın sesinden Maria Puder ve Raif Bey’i dinlemek, Sabahattin Ali’nin müthiş romanını hissetmek güzel bir duyguydu. Mert Fırat’ı dinlerken kendimden geçtim. Bu okuma bana radyo tiyatrolarını hatırlattı, müthiş değerli bir iş, Storytel’deki birçok diğer iş gibi.
Berlin aşığı bir gazeteci olarak bu romanın bendeki değeri başkadır, Berlin’de anlatılan mekanları tekrar hatırladım. Fırat’ı da arayıp duygularımı paylaştım. Performansından dolayı onu kutladım. Aşkın acıya karşı verdiği mücadele, yoğun duygular ve özel bir hikayeyi bizimle buluşturuyor Storytel. Şu günlerde tavsiyem Sabahattin Ali. Neredeyse altı saatte başka bir dünyaya gideceksiniz Fırat’ın sesiyle, sözüm söz! Bu arada Onk Ajans ile Storytel arasında yapılan bir anlaşmayla bu kitabı dinleyebiliyoruz.
Korona günlerinde yazarlar ne yapıyor?
CANAN TAN
Eşim tam bir mutfak sultanı oldu
Korona ile tanışıklığımız, bu uğursuz virüsün arsızca egemenliğini ilan ettiği ilk günlere dayanıyor. Kıbrıs etkinliğinin ardından 9 Mart günü İzmir’e dönerken, uçakta kişisel bilgilerimizin alınması, ardından iki hafta boyunca telefonla aranıp halimizin, hatırımızın sorulması ve mutlu son: Temize çıkış!
Sonrasında, herkesin dahil olduğu sürecin bir parçası olduk haliyle. Kızım ve oğlum İstanbul’da yaşıyor. Telefonla hasret gideriyoruz. Bu arada eşim tam bir mutfak sultanı oldu. Harika yemekler yapıyor. Bu gidişle epey kilo alacağız.
Ben ne yapıyorum? Yazacak, çizecek çok şey var. Kitap dostlarından, ısrarla korona ile ilgili mizah öyküleri yazma önerileri geliyor. Ama mizah yazmayı içime sindiremiyorum.
ARZU ÇAĞLAN
Sanatsal filmlere odaklanamıyorum
Koronavirüs hayatımıza girdi gireli, ben de eve kapanan şanslı kişilerden biriyim ama karantina günleri, zorla bindirildiğim bir roller coaster gibi. Bazen yükselip, “Ne kadar çok şey öğrendim” derken, sonra iniş başlıyor; acı haberler. Çoğu kişinin ne kadar şımarık paylaşımlar yaptığını görünce online olma sürem azaldı! Mona Kitap’tan çıkacak olan Jonathan Morris’in “Kahve” adlı kitabının düzenlemelerini yapmak da bu günlere düşünce, başım belaya girdi. Kitaptan kahve, çay kültürü hakkında çok şey öğrendim ama bana daha çok kahve içirtti. Su damacanasını çamaşır suyuyla silip, kredi kartlarımı sabunla yıkadığım bir süreçte sanatsal filme odaklanamıyorum. Eski dizilerden Yedi Numara’yı izliyorum.
PROF. DR. GÜLPER REFİĞ
Evde piyano çalıyorum
Ebedi ezeli bir Pollyanna özentisi olarak, evde geçen günlerim geçmişten çok farklı değil. Sabahları; kediler, kumrular, kargalardan oluşan küçük hayvanat bahçemin sakinlerinin karnını doyurmak, sonra balkonda huşu ile uyanan doğayı izleyerek yapılan kahvaltı, bu sıralarda nedense ısrarla Beethoven piyano sonatlarını kafa göz yara yara (büyük Beethoven beni bağışlasın) tekrar tekrar çalıyorum ruhum arınıyor. İki senedir yazmaya çabaladığım “Ruh Doğu’dur-Beden Batı” kitabım için notlarım epey zamanımı alıyor. Nefes aldığım her anıma şükrederek yaşıyorum. Vicdanlı insanlığıyla örnek olan ülkemle de onur duyuyorum.
KİM NE OKUYOR?
∆ Kürşat Başar, Shakespeare’den “Venedik Taciri”ni okuyor.
∆ Can Çobanoğlu, Ali Kuzu’dan “Dünyanın Derin Devleti İlluminati” adlı kitabı okuyor.
∆ Yazar Mehmet Mollaosmanoğlu, Madeline Miller’dan “Ben, Kirke”yi okuyor.
∆ Yazar avukat Mebuse Tekay, Çağrı Dörter’den “Asi Peygamber”i okuyor.
Paylaş