Karikatürün görevi muhalif olmaktır

Bu yıl 7’ncisi düzenlenen İzmir Uluslararası Mizah Festivali, 11 Aralık Pazartesi günü Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’ndeki açılış töreniyle başladı. Açılışta Aziz Nesin Mizah Ödülleri takdim edildi. Ödül alan sanatçılardan biri de Arnavut asıllı İtalyan ressam ve karikatürist Agim Sulaj’dı. Sulaj ile tören sonrası bir araya geldik, karikatüre ve hayata bakışını konuştuk.

Haberin Devamı

 7. İzmir Uluslararası Mizah Festivali’nde bir ödül aldınız. Öncelikle şunu sormak istiyorum, karikatür muhalif bir sanat dalı mı?

- Tabii ki muhalif olmaktır görevi ama halka karşı değil. Bir gruba karşı muhalif olmaktan söz ediyorum. Örneğin ben politikadaki yanlışlıkları gördüğüm zaman politikacılara muhalefet ediyorum. Savaş durumunda, savaşı çıkaranlara karşıyım. Çevre kirliliğine de. Bütün bu sorunları yaratanlara karşı muhalifim.

Karikatürün görevi muhalif olmaktır

 Sizin sinemayla da bağınız var. İtalyan yönetmen Federico Fellini’yle çalıştığınızı, hatta ona ithaf ettiğiniz bir sergi yaptığınızı biliyorum. Fellini sizin için ne ifade ediyor?

Haberin Devamı

- Fellini’nin doğduğu yerde; Rimini’de yaşıyorum. Kendisiyle birlikte çalışma şansım oldu. Bazı filmlerindeki duvar resimlerini yaptım. Fellini’nin karakterleri gerçekten karikatür gibi. O açıdan benim için her zaman çok önemli bir sanatçı oldu. Bir sergimi de Fellini Müzesi’nde yaptım. Kentin değişik yerlerindeki duvarlarda Fellini’ye ithaf ettiğim çizimlerim de var.

ESERLERİM TAM ANLAMIYLA KARİKATÜR DEĞİL, RESME DAHA YAKIN

 Yarı İtalyan yarı Arnavut, aslında dünyalı bir çizersiniz. Sizin mizahınız daha çok kimler için?

- İnsanın içinden gelir mizah. Benim figürlerimde her zaman karikatür özelliği taşıyan tipler vardır. Resim tekniğini kullanarak humorist (şakacı) karikatürler yapıyorum. Benimki tam anlamıyla karikatür değil aslında, resme daha yakın. Mesela Tan Oral’ın eserleri tam anlamıyla yalın birer karikatür. Benimki o açıdan farklı.

 Ben henüz gidemedim ama Arnavutluk’un Tiran kentine giden arkadaşlarım hep İtalya etkisi gördüklerini söylüyor. İki ülke arasında benzerlikler var, değil mi?

- Özellikle Arnavutluk’un güneyinde yaşayanlar İtalyanca konuşur. Zaten iki ülke birbirine o kadar yakın ki. Son 30 yılda tıpkı benim gibi pek çok Arnavut da İtalya’ya göçtü. Avrupa’ya giden de çok oldu ama göç edenlerin büyük kısmı İtalya’ya yerleşti.

Haberin Devamı

 İtalya denilince benim aklıma ilk yazar Umberto Eco geliyor. Eco denilince de Bologna şehri. Almanya’nın Berlin’i varsa, İtalya’nın da Bologna’sı var diye düşünüyorum. Bologna çok özgür bir şehir ve kültür sanat odaklı. Bu şehir sizin için nasıl bir yer?

- Bologna, Emilia-Romagna bölgesinin başkentidir. Olağanüstü bir yerdir. Dediğiniz gibi bir kültür şehridir. Ve Avrupa’nın en eski üniversitesinin bulunduğu yerdir. Çok özgür ve organize bir kenttir aynı zamanda.

SİNEMA VE KARİKATÜR ARASINDA ÇOK SIKI İLİŞKİLER VAR

 Sinema ve karikatür iki kardeş sanat dalı gibi. İkisi de birbirinden besleniyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

- Tamamen aynı fikirdeyim. İki sanat dalı arasında çok sıkı ilişkiler var ve birbirini etkiliyorlar.

Haberin Devamı

 Sinemaya yakın olduğunuzu konuştuk. Siz bir film çekecek olsanız, nasıl bir projeye imza atardınız?

- Bir adamın uzun metrajlı hikâyesini anlatmak isterdim. Filmin başında da, sonunda da elinde valiz olan bir adamın hikâyesini... Sponsor bulursam tabii!

GÜLEN İNSANLARI SEVERİM

 

◊ Hayatta mizah olmasaydı, dünya nasıl bir yer olurdu sizce?

- Mizah ve gülümseme olmayan bir dünya olmaz. Hayatın karakteristiği gülümsemedir. Gülen insanları severim.

 

 

 

Yazarın Tüm Yazıları