Ahmet Ümit’in 4 yıldır üzerinde çalıştığı “Bergama-Berlin” romanı bitmek üzere yani.
Antik dünyanın sekizinci harikası Pergamon Zeus Altarı’nın ekseninde yazılan roman, Berlin’de Türkiye’den Almanya’ya göçen işçilerin öldürülmesiyle başlıyor.
Roman, Anadolu’nun Helenistik döneminin yanı sıra Yunan mitolojisinin doğuşunu da anlatıyor.
Her seferinde yeni bir şeyler bulabilirsiniz bu şehirde... Berlin’de Berlinli gibi hissetmek çok kolay, bonkör bir şehir, kucaklıyor, sarmalıyor sizi.
Önümüzdeki yıl yayınlanacak olan romanın Almanca baskısı da yapılacak. Bu yazarın 25’inci kitabı olacak.
Yine yazarın bugüne kadar 90’a yakın kitabı, 30 farklı dilde yayınlandı. Yeni kitabın ilk baskısı da 300 bin adet basılacak...
Babasının daktilosunda yazdığı denemeler
Türk sinemasında “Turist Ömer”, “Kara Murat”, “Ayşecik” gibi klasiklerin dışında yüzlerce filmin senaryosunda imzası olan Erdoğan Tünaş’ın kahramanları hep mutlu bir yuva için savaş verdiler.
Kitabının adı, “Bir Daha Yaşarsam İki Olsun”... Türker, “Yazdıklarım, hayatı sorgulayan ancak doğumdan ölüme anlatılan klasik hayat hikayesi değil. Ancak gerçeğe ve gözlemlere dayalı öyküler demeti. Gazetecilikle başlayan ve daha sonra müzik sektöründeki sıra dışı çalışmalarımı içeren gerçekleri yazdım” diyor.
Kitabın önemli bölümlerinden biri de trafik kazasında yitirdiği oğlu Ozan Türker hakkında. Aslında tüm bu hikayeler, yaşam mücadelesinde hiç yılmayan ve ürettikleriyle camiada övgüyle anılan bir adamın hikayesi. Sabırsızlıkla bekliyorum.
Umut dolu bir sağlık kitabı
İlk kez iki Nobel (Kimya ve barış) ödülüne layık görülen ünlü bilim adamı, barış ve insan hakları savunucusu Linus Pauling’in “Kanser ve C Vitamini” kitabı geliyor. Kitap zamanında çok konuşulmuş, ilaç ve tıp sanayi tarafından çok eleştirilmiş ama sonradan itibarı iade edilmişti. Kanser tedavisinde C vitaminin muhteşem etki ve önemini ortaya çıkaran Pauling’in büyük mücadelesinin ardından bugün ABD’de 25 gramlık C vitamini dozu devlet otoritesi tarafından ilaç olarak kabul edilmiş.
Bu ünlü araştırmanın ve mücadelenin hikayesi, H2O Kitap’ın diğer sağlık kitapları gibi umut dolu. Yılın sonuna doğru yayımlanacak olan bu kitabın okurları da bol olur umarım.
Yola çıkıyoruz, hazırlanın
Geçenlerde Instagram’da gezinirken “absurdmusik” hesabında ruhuma iyi gelen bir şarkıyla tanıştım. Ömer Güneş’in sözleri ve müziği kendisine ait olan “Yollar” şarkısını dinlemek çok iyi geldi. Hikayesi olan şarkıları hemen hissediyorsunuz... Sonra Güneş’le konuşma fırsatı buldum. Şarkı sözleri aynı zamanda güzel bir şiir tadında: “Yollar uzayıp gidiyor önümüzden/Bilinmez bir yere/Sorma kırılıp dökülüp yeniden denemek de/ Çekilmez mesele.”
Hayat anda ve burada
Ara Güler, kültür tarihimizin en özel isimlerinden, dünya çapında tanınan bir isim. İsmet İnönü, Winston Churchill, Indira Gandi, John Berger, Bertrand Russell, Alfred Hitchcock, Imogen Cunningham, Salvador Dali, Maria Callas, Fikret Mualla, Picasso gibi birçok ünlü kişiyle röportajlar yapmış ve fotoğraflarını çekmiş bir sanatçı.
Dahası hayatının son günlerine kadar fotoğraf çekmiş, enerjisi ve hayat sevgisiyle ilham vermiştir.
Küçükçekmece Belediyesi’nin usta için özel olarak düzenlediği serginin adıysa, Melih Berk Objektifinden/Güle Güle Ara Güler.
Yakın dostlarından Melih Berk, Güler’i son yıllarında pek çok ortamda fotoğrafladı. İlk kez sergilenecek Berk fotoğraflarında ustanın özel anlarına tanıklık edeceğiz.
Bu sergi Küçükçekmece’deki Cennet Kültür ve Sanat Merkezi Sergi Salonu’nda 17 Kasım’a kadar görülebilecek.
KİM NE OKUYOR?
· Sanatçı Nur Sürer, Reha Çamuroğlu’ndan “Cemil Reloaded” adlı kitabı okuyor.
Evimin bu yakada olması, beni adalara ve dostlarıma daha fazla yaklaştırdı. Geçenlerde dostum İnci Özman’la Burgaz Ada’ya gittik. Bu adayı sevmem için tonlarca sebep var zaten.
Türk hikâyeciliğinin en önemli yazarlarından Sait Faik Abasıyanık’ın izini, edebiyata sığınmanın mevsimi sonbaharda Burgaz Adası’nda sürmek çok keyifliydi. İnci de ben de Abasıyanık’ın öykülerinde daha çok hayat buluyoruz.
Küçük sakin bir ada Burgaz, balıkçı tekneleri de bana Sait Faik’in çok sevdiğim bir öyküsünü hatırlatıyor: Stelyanos Hrisopulos Gemisi.
Hikayemizin baş karakteri Trifon’a yapılan kötülüğü unutamıyorum. Ada vapurunda, İnci’yle bu öyküyü tekrar okuduk.
Kendimize ve edebiyata bir kez daha yaklaştık.
Fatih Türkmenoğlu bilinmeyen diyarlara götürüyor
Fatih Türkmenoğlu, yeni bir çocuk kitabı yazıyor. Kimsenin bilmediği ülkeler hakkında eğlenceli bilgileri, gerçek olayları kapsayacak bir kitap olacakmış. Resimler ve illüstrasyonlar da göz dolduruyor. Marshall Adaları, Gambiya, Tuvalu, Barbados gibi uzak ve gündemde olmayan ülkeler hakkında kitap hazırlamak zevkli olsa gerek.
Hem yeşil, hem deniz mesafesine uzak değil, kayak merkezine de 45 dakika. Büyük bir şans bu. Film seti olabilecek bir plato gibi... Festivale dönersek... Aralıksız devam etme özelliği ile Türkiye’de ilk ve tek belgesel film festivali olma niteliğine sahip. Evleri, eski çarşısı, kanyonlarıyla ve birçok güzelliğiyle birlikte burayı keşfetmek şahaneydi.
Tarihi Çarşı Bölgesi’nden ibaret değil Safranbolu. Yörük Köyü, Hacılar Obası Köyü gibi yapı planı, korunması, kültürüyle eşsiz yerler var. Safranbolu’ya selam olsun...
Salgın günlerinin çalışkan yazarı Altay Öktem
Altay Öktem, eylül ayında iki kitapla çıkageldi. Kitaplardan biri, 9-11 yaş arasındaki çocuklar için yazdığı “Gölgeler Diyarı”. Bu kitap, macerayı seven çocukların yoğun ilgiyle karşıladığı, “Çalılar Diyarı” ve “Kral Kılıçbalığı”nın yer aldığı “Sihriâlem Geçitleri” adlı serinin üçüncü kitabı. Gerçekle hayalin arasındaki sır perdesi yeniden aralanıyor, bu kez sevimli kahramanlarımız gölgelerin yaşadığı karnaval gibi bir diyarda, Kagenokuni’de buluyorlar kendilerini.
“Hava kararıp da bütün ışıklar söndüğünde gölgeler nereye kayboluyor?” diye merak eden çocuklara, “Hiçbir yere kaybolmuyorlar, toplanıp Gölgeler Diyarı’na gidiyorlar” diyebiliriz artık. Aforizmalar ise sözün büyüsüne, anlamın derinliğine inananlar için hazırlanmış bir cep kitabı niteliğinde. Altay Öktem ve kimisi sosyal medyada çokça dolaşan, kimisi henüz keşfedilmemiş olan ama her biri bir hayat dersi niteliğindeki cümleleri bir araya getirmiş.
Şöyle diyor: “Gündelik hayatın tekdüzeliğinden kurtulmak için yalnızca iki seçeneğimiz var: ya âşık olacağız ya da delireceğiz.”
Canan Tan’dan güldüren öyküler
Canan Tan, içinde bulunduğumuz bu kara günlerde okurunun yüzünü yeni mizah öyküleriyle güldürüyor. Canan Tan, Doğan Kitap tarafından yayımlanan “Anneannem İnternette” ismini verdiği yeni kitabıyla iyi bir mizahçı ve de iyi bir gözlemci olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor.
Festivalin “onur ödülleri” tiyatroya ve sinemamıza katkısından dolayı “Yer Demir Gök Bakır”, “Sis”, “Piyano Piyano Bacaksız” gibi filmlerde rol alan Rutkay Aziz’le birlikte “Bereketli Topraklar Üzerinde”, “Uçurtmayı Vurmasınlar”, “en iyi yabancı film Oscar”ını alan “Umuda Yolculuk”ta oynayan Nur Sürer’e verildi.
Rıza Kıraç, “onur ödülü” alan Aziz ve Sürer’in renkli hayatlarını kitap haline getirdi.
Aziz’in ailesiyle ilişkilerini, Ankara Sanat Tiyatrosu yıllarını, sinemaya başlama serüvenini ayrıntılı bir şekilde anlatan Kıraç, “Asi Bir Oyuncunun Hikayesi” adlı kitapta ise Sürer’in gençlik yıllarını, fotomodellikten sinemaya geçme hikayesiyle birlikte politik ve mücadeleci kimliğini de anlatmış.
“Derinlikler” geliyor
Çınar Yayınları’ndan sevgili dostum Burcu Aktaş güzel bir haber verdi geçtiğimiz günlerde. Rivers Solomon, son yılların en çok ses getiren fantastik kurgu yazarlarından. Köle ticareti yapılan yıllarda gemilerden denize atılan Afrikalı kadınlardan doğan talihsiz nesiller, okyanusun derinliklerinde yeni, büyülü bir hayat kurar. Tarihte yaşanan gerçeklerden hareketle yazılan romanı özellikler Ursula K. Le Guin sevenler mutlaka sevecek.
“Sana tek bir hikâyeden fazlasını anlatacağım. Bütün hikâyeleri anlatacağım sana. Mutlu olanları da mutsuz olanları da.”
“Derinlikler” adlı kitabı heyecanla bekliyorum.
Tara Kitap’ta neler oluyor?
Balkan dünyasından Muharrem Bazdulj, Kalina Maleska, Maja Solar gibi önemli yazarları ve Milen Milev, Jasmina Radojicic gibi önde gelen yayıncıları buluşturan festivalin Türkiye’den konuğu ise yayıncı Nazlı Berivan Ak oldu.
Üç gün süren festival okumalar, paneller ve yayıncıların pandemi döneminde edebiyatta yeni arayışları tartıştıkları sunumlarla tamamlandı, geriye ise güçlü cümleler kaldı.
Dilerim bu buluşma Balkan dilleri ve Türkçe arasında karşılıklı daha çok etkileşimi ve edebiyat alışverişini getirir.
KİM NE OKUYOR?
◊ Gazeteci Mansur Forutan, Batuhan Kıran’dan “Cadde Çocuğu” kitabını okuyor.
◊ Turizmci Zeynep Nili Bozatlı, Malcolm Gladwell’den “Outliers”ı okuyor.
◊ Yazar Ömür Kurt, Tülin Kozikoğlu’nun kaleme aldığı ve Hüseyin Sönmezay’ın resimlediği “Dönme Dolap”ı okuyor.
Çoğu sanatçının merkezde olmaya çalıştığı, yaşadığı kenti terk ettiği bir ortamda Mollaosmanoğlu inatla şehrine ve sanatına sahip çıkıyor. Ressamın özellikle Atatürk resimleri dikkat çekici. Seher Mollaosmanoğlu’nu ziyaret etmek çok keyifli oldu. Renkler ve çizgilerle doğayı ve insanı anlatmaya çalışan büyülü ressamları korumaya almamız gerekiyor... Yolu açık olsun!
Unutulmaz filmleri hatırlayalım
Bugünlerde eski filmleri tekrar izliyorum, sinemamızın özel filmlerinin tekrar tadını çıkarıyorum. İlk üçüm şöyle:
Polizei (1988): Şerif Gören filmi. Berlin’le ilgili epik bir film, tabii ki Kemal Sunal’la. Berlin Duvarı’nın yıkılmasından hemen önce çekildiği için de güzel bir Berlin ve duvar panoraması sunar izleyenlere. Her defasında Berlin’e olan ilişkim, bu filmle tekrar yenilenir.
Ah Nerede (1975): Başrollerde, Tarık Akan ve Gülşen Bubikoğlu var. Bir Orhan Aksoy filmidir. Gerçek tutku ve sevmenin komik halleri var bu filmde. Müziğiyle, oyunculuklarıyla bir dönemin en güzel filmlerindendir. Filmin şarkısını da Füsun Önal söylerdi. Ben de bu kadarını hatırlıyorum, “Nerde unuttum kalbimi acaba, ah nerede vah nerede”. Unutmadan filmin yapımcısı da rahmetli Ertem Eğilmez’di.
Vurun Kahpeye (1973): Halide Edip Adıvar’ın “Vurun Kahpeye” adlı eseri, filmiyle de göz doldurur. Filmin yapımcısı rahmetli Hürrem Erman yönetmeniyse Halit Refiğ’dir. İstanbul’dan Anadolu’ya giden, milli mücadeleye destek veren bir kadının müthiş trajik, müthiş etkileyici hikayesi. Başrollerini Hale Soygazi ve Tugay Toksöz’ün paylaştığı Türk filmidir. Restorasyonlu olarak YouTube’dan izleyebilirsiniz.
Turkuvaz Kitap’ta neler oluyor?
Gülenay Börekçi (Genel yayın yönetmeni)