Sürprizi kalmayan sürpriz

Oğuzhan Koç, “Sevgililer Günü yemeği” diye dışarı çıkardığı Demet Özdemir’e Sakiler grubunun “Dünyadan Uzak” şarkısı eşliğinde evlenme teklif etti, aldığı “Evet” cevabıyla dört karatlık nişan yüzüğünü taktı, öylece mutluluk pozu verdiler.
Ama Sevgililer Günü’nde bir sürpriz parti düzenleneceği ve bu partide evlilik teklifi geleceği 1 hafta öncesinden yazılıp çizilmeye başlamıştı zaten.
Yani teklifin bir sürprizi kalmamıştı aslında. Sürpriz olması için Demet Özdemir veya yakınlarının ne gazete okuyor ne de sosyal medyaya giriyor olması lazım. Bu bilgi karşı tarafı tartmak için bilerek mi sızdırılmıştı, yoksa yakın bir arkadaşın ağzından falan mı kaçtı bilmiyorum.
Bildiğimiz şu:
O yemeğe çıkarken Demet Özdemir evlilik teklifi alacağını biliyordu, Demet Özdemir’in yemeği kabul etmesiyle Oğuzhan Koç da alacağı cevabın ne olacağını...
Yaşadıkları ayrılığın mutlu sona kavuşması güzel.
Böylesine tam da “kıymet anlama küslüğü” denir.

Dünyanın en tatlı “eski karı-kocası”

Fenomen Pucca ile eski eşi Serhat Osman Karagöz...
Sevgililer Günü’nde birbirlerine “Seni iyi ki boşamışım” yazan çiçekler, çelenkler gönderiyorlar.
Geçen yıl Serhat Osman gönderdiği çiçeğe şöyle bir not yazmıştı:
“Sana sürpriz yapmak için 1 hafta öncesinde tatlı bir telaş içinde olacaktım. Ama şu an öyle telaşsızım ki gram pişman değilim. İyi ki boşandık, ne rahatım ya! Mis gibi hayatım. Boşandığın için teşekkür ederim. Ya ben nefes alıyormuşum... Bu çiçeği boşandığımız için kalpten yolluyorum.”
Pucca da bu notu “Gerçek bir ruh hastasısın” diyerek takipçileriyle paylaştı.
Cevap olarak bu sene üzerinde “Çok şükür iyi ki seni boşamışım!” yazılı bir çelenk gönderdi.
Çelenkle poz veren Serhat Osman’ın tepkisi şöyle oldu:
“Tamam da çelenk de göndermezsin be... Öldüm sandım, mahalle cenazem var sandı!”
Sevgililer Günü’nde bir bahaneyle hâlâ birbirlerine çiçek/çelenk gönderiyor olmaları çok sevimli.
Birbirlerinden hırslarını alamamış olmaları, kavgalarına hâlâ devam ediyor olmaları çok şirin.
Tutup çelenk göndermeye falan hiç üşenmemeleri çok komik.
Ayrılmayı/boşanmayı beceremeyen bir toplumda rol model gibiler.

Brad Pitt’in kabahati ne?

Ünlü aktörün başı, yıllar önce katıldığı bir sosyal sorumluluk projesiyle belada.
Hikâye, 2005’te meydana gelen ve 2 bin kişinin ölümüne neden Katrina kasırgasına dayanıyor.
Brad Pitt kurduğu “Make it Right” vakfı aracılığıyla bu afette evsiz kalanlar için konut inşa etmeye başlıyor.
Hatta Pitt’in proje inşaatında çalışırken fotoğrafları yayınlanıyor.
Başka birçok ünlünün de destek verdiği proje sayesinde yapılan evler ihtiyaç sahiplerine dağıtılıyor.
Ama evlerde zamanla yalıtım sorunu, termit istilası, küf gibi sorunlar ortaya çıkıyor.
İçinde oturan insanların da bunları yaptıracak gücü yok.
Hatta bir kişinin bu sorunlar yüzünden hayatını kaybettiği söyleniyor.
Diyeceksiniz ki “Brad Pitt ne yapsın, onun kabahati ne? Adam girip inşaatına kadar çalışmış...”
Mesele şu: Bu evler insanlara bedava dağıtılmıyor. Gerçek fiyatının çok altında ama ev başına 150 bin dolar gibi bir para alınıyor.
Çıkan sorunların ardında afetzedeler bir muhatap bulamıyor.
Çünkü Pitt’in kurduğu Make It Right Vakfı da sırra kadem basıyor, hiçbir yetkiliye ulaşılamıyor.
Mağdurların avukatı Ron Austin, “İnsanlar onun sattığı düşe inandılar. Ne yazık ki ellerinde tutulmamış sözler kaldı” diyor.
Austin son derece haklı. Hayır işi bile olsa bir projenin altına isminizi bir kere koyduysanız, sorumluluğunu sonuna kadar taşımanız gerekiyor.

Sen ne güzel bir insansın

Sabahın köründe hasta kılığına girip hastane denetleyen Aksaray Valisi Hamza Aydoğdu... Sonra yetkililere tespit ettiği eksiklikleri bildirmiş. Sayın valiye alkışlar!
Keşke bütün bürokratlar halkla böyle iç içe olsa. Sayın Aydoğdu’ya bir de öneri: Bir gün de sağlık çalışanı kılığına girip bu kez de hasta yakınlarının davranışlarını denetlesin.
Hastanede şiddet olaylarına da katkısı olacağından eminim.