Meltem Miraloğlu ve 48 yaş büyük kocası

Oyuncu Meltem Miraloğlu’nun Amerika’da kendisinden 48 yaş büyük bir adamla evlenmesi eleştiriliyor.
Bu eleştiriler yapılırken de “Hayat Devam Ediyor” dizisindeki çocuk gelin rolü hatırlatılarak, “Dizi gerçek oldu” deniyor.
Ne kadar yanlış ve ayıp bir kıyaslama.
Evet, ortak noktalar yok değil: Hem dizideki hikayede hem gerçek hayatta yaşadığı durumda, arada büyük yaş farkı var.
Ama çocuk gelin vakası bambaşka bir şey. Henüz reşit olmayan kızların kendilerinden büyük adamlarla evlendirilmesi demek çocuk gelin.
Buradaysa 32 yaşında olgun bir kadın söz konusu.
İster yaşıtıyla, ister küçüğüyle isterse de kendisinden yaşça büyük hatta çok büyük biriyle evlenir.
Tamamen kendi kararı.
Bize tuhaf geliyor olabilir. Ama 80 yaşındaysan sadece 80 yaşındakilerle, 30 yaşındaysan sadece 30’luklarla evlenebilirsin diye bir kural mı var?
Elbette ki kuşak farkı, ilgi alanları, ileride sağlık meseleleri gibi bir sürü durum ortaya çıkabilir.
Ama bu da onların sorunları.
Bırakalım, kendileri çözsün ya da çözemesinler.
Kimse kusura bakmasın ama...
Bu olayda, biz dış kapının mandallarına...
“Allah mesut etsin” demekten başka bir şey düşmüyor.,

Aptal kutusu için hayıflanacağımı hiç tahmin etmezdim

RTÜK’ün yaptığı araştırmaya göre Türkiye’de günlük televizyon izleme süresi hızla düşüyor.
2006’da 308 dakika (yaklaşık 5 saat) olan süre, geçen yıl 214 dakikaya (yaklaşık 3 buçuk saat) gerilemiş.
Bunda gençlerin izlemek istedikleri yayınları akıllı cihazlardan takip etmesinin etkisi büyükmüş.
Yıllarca “aptal kutusu” diye küçümsemiştik evin başköşesindeki televizyonları.
Halbuki onlar bütün ailenin başına toplandığı ocaklar gibiydi.
Büyüklerin haberlere verdikleri tepkilerden siyasi duruşumuzu belirlerdik.
Kestane, mısır, çay eşliğinde hep beraber izlenilen Yeşilçam filmleri, diziler aile sıcaklığını hissettirir/öğretirdi.
Şimdi biri
cep telefonuyla odasında, öbürü arka odada kulaklıklı laptop’ta, baba salonda, anne yatak odasında ikinci televizyonda.
Bu soruyu soracağım hiç aklıma gelmezdi ama televizyonun az izlenmesi aile birliğimizi sarsıyor mu?