Küçük Şahenk

Biri endüstri mühendisliği, diğeri fizik, üçüncüsü matematik okuyan üç üniversiteli hemen her orta sınıf Türk’ün rüyası olan ‘kafe açma’ işine girdiler. Okudukları bölümlerden yola çıkarak kafenin adını matematikteki değişmez sayı Pi’den yola çıkarak KafePi koydular. “Çemberde çap ne kadar değişirse değişsin Pi değişmiyor. Biz hep çemberin alanını büyütmeye çalıştık ama Pi, yani biz hep sabit kaldık” diyor grubun, bu terimden hoşlanmasa da 36 yaşındaki ‘patronu’ Engin Yaşar.
İşte mesele de burada. Yani Pi’nin sabit kalıp, çapın inanılmaz bir hızda büyümesinde. Pi grubu dur durak bilmiyor, önüne geleni bünyesine katıyor: İlk KafePi’nin ardından Beşiktaş, Ortaköy, Asmalımescit, Suadiye, Eskişehir, Kordon, Çeşme’de beach ve Sera Plaj, Bursa’da Angel Club, İstanbul’da Bronx Club, İstanbul Curcuna, Küçük Beyoğlu, İstanbul Mürekkep, Alaçatı Curcuna Otel geldi.
Ferit Şahenk’in sön dönemde kurduğu yeme-içme imaparatorluğu malum. Engin Yaşar için de sağra solda Küçük Şahenk benzetmeleri yapılıyor. Son numarası, Beyoğlu’nun en büyük mekanlarından Ghetto. Burayı 13 Aralık’ta Hypnos adıyla İstanbul’un en büyük kulüplerinden biri haline getirmeye hazırlanıyor.
Hypnos için buluştuk, Yaşar’la bu Şahenk Sendromu’nu ve almadan duramama durumunu konuştuk.

Müşteriler büyüdükçe biz de büyüyoruz

İki bistro, üç brasserie, iki lounge, bir beach club, altı bar, üç gece kulübü ve bir otel… Bunu nasıl adlandırmak gerekiyor? Şahenk sendromu mu? İnsan bir noktadan sonra duramıyor, aldıkça alası mı geliyor?
- Yok öyle dövme yaptıranların dövmeye doyamaması, body building yapanların sonra duramamaları gibi bir şey değil bu durum.
KafePi’ler dokuz yıldır var. Trendler değişiyor. Biz de sürekli bu yeni ihtiyaçlara cevap verecek yeni yerler yapıyoruz. İlk kaf emizi açtığımız müşterilerimiz yalnızca üniversite öğrencileriydi. Butik otelle pek işleri olmazdı. Müşterilerimiz büyüdükçe, ihtiyaçları geliştikçe biz de yeni projeler üretiyoruz.

Bunların bir planı-programı var mı yoksa Rus oligarklar gibi ‘burayı beğendim alayım’ yöntemiyle mi gidiyor?
- Dışarıdan öyle algılanabilir ama tabii iş öyle sadece ‘beğendim-aldım’ yöntemiyle ilerlemiyor. Her şey belli bir strateji doğrultusunda ilerliyor. Ama bazen kafamda kimseyle paylaşmadığım bir proje oluyor. Paylaşmıyorum çünkü insanlara fazla uçuk kaçık geliyor bu fikirler. Sonra o fikre uygun bir yerle karşılaştığımda insanlar ne olup bittiğini anlayamadan ben kafamdakini uygulamaya koymuş oluyorum.

Genç bir girişimcisiniz… Sorması ayıp finansman nereden, ‘babam sağ olsun’ vaziyetleri mi?
- Babamın başlangıç katkısını unutamam. İlk 10 bin liramı babam vermişti. Ama asıl önemlisi sonrası.... Dışarıdan bir finansman desteği yok. Biz bu işten bütün kazandığımız parayı yine bu işe yatırarak ilerliyoruz.

Mekânlar arasında plaj da var, lounge da otel de kafe de kulüp de... Farklı konseptler arasında dağılmamayı nasıl beceriyorsunuz? Ya da sizce becerebiliyor musunuz?
- Biz eğlencenin olduğu her alan için yaratılmış bir ekibiz onun için bize biri diğerinden farklı gelmiyor. Hedef kitlemiz belli. O yüzden çok dağılmıyoruz.

Aralarında bir göz bebeği, ilk göz ağrısı falan var mı?
- İstaklal Caddesi’ndeki ilk mekânımızın yeri her zaman ayrı. Şu anda kapalı. İki ay tadilatta kalacak sonra rock bar olarak açacağız.

Ghetto’nun yerine açılan Hypnos nasıl bir yer olacak?
- Şehirli genç profesyonellerin kendileri gibi insanlarla bir arada eğlenebileceği bir yer tasarladık. Küçük bir yer hiç değil. Ama hangar sevimsizliği de yok. Bir kere muhteşem bir tarihi binada. Alt katında kulüp müziği yapılacak. Üst katında da Şımarık adını verdiğimiz Türkçe çalan ayrı bir mekân olacak.

Başka projeler var mı?
- Biz Ege’yi çok seviyoruz. Şimdiden açıklamak doğru olmaz ama yaz için Alaçatı projelerimiz var.

Metropolde yaşıyorsun peki bunları biliyor musun?

Beşiktaş’ta bir Tekel bayiinin içki satış yasağı başlamasına iki saat kala sokak partisi vermeye başladığını... Her cuma 20.00-22.00 arasındaki partide iki DJ’in Tekel’in içinden Deep House yayını yaptığını... Yedinci haftada kalabalığın 500-600 kişiyi bulduğunu ve Gezi sloganları atılmaya başlayınca Tekel sahibi Erkan Aktaşgil’in bu hafta müzik yayını yapmaktan vazgeçtiğini... Bakarsınız bu hafta insanlar kendi müziklerini yaparlar!
İstanbul’da başta graffitti olmak üzere yapılmış sokak sanatı çalışmalarını bulabileceğiniz bir uygulama çıktığını: Sreet Art İstanbul...
Salı akşamı oyuncu Fırat Çelik’in Garaj İstanbul’da ‘Cult Film Club’ partisine ev sahipliği yapacağını... Çelik’in yakın arkadaşları Buğra Gülsoy, Serhat Teoman, Ali Yörenç ve yeni dizisindeki rol arkadaşı Ceren Hindistan’ın kuvvetle muhtemel orada olacağını...

Bu akşam nerede yenir?

Ceren Hindistan: Taksim’de Ceylan Intercontinental’in roof’undaki restoranda kuşkonmazlı bonfile... Offf bak şimdi canım çekti! (212) 368 44 44

Bu gece nerede dans edilir?

Ozan Doğulu: Sabaha kadar Kuruçeşme’de yeni açılan Members’ta tabii ki. Kabinde Doğuş Çabakçor olacak. (212) 236 73 57

Haftanın tabağı

Hayal Bonfile

Hayal Kahvesi-Atakent’te peynirli ıspanak üzerine porchini mantarlı buğday risottoyla marine bonfile. 39 TL. (212) 495 75 50

Haftanın bardağı

Californication

Propagan’da-Tünel’de votka, lime ve Blue Curacao’yla yapılıyor. 30 TL. (212) 252 71 81