Kayseri mantı... Aristo mantııı...

Gençlerin büyük büyük, böyle tepeden tepeden, bilgiç bilgiç konuşmalarına bayılıyorum.

O sırada yaptıkları hatalar, kelime yanlışları, hava basacağım diye yarattıkları ikilemler, içine düştükleri tutarsızlıklar bana eğlenceli ve sempatik geliyor.

Bir bebeğin ilk adım atmaya başladığında yürümesi gibi. Pek maskara oluyorlar canım. Bak seen, vay vay vay, afferim diye tempo tutasım geliyor.

En şen şakrak örneklerinden biri de Aleyna Tilki.

Durup durup insanın keyfini yerine getirecek bir şeyler yumurtlamakta üzerine yok.

Hayranlarıyla söyleşmiş genç popçu. Onlar merak ettiklerini sormuşlar, Aleyna da almış sazı eline...

Yine büyük büyük.

“Kendinde en beğendiğin yeteneğin nedir?” diye sormuşlar mesela.

Cevabı şöyle Aleyna’nın:

“Sesim, sevebilme yeteneğim ve doğuştan gelen psikanaliz yeteneğim.”

İlk kahkaha burada:

Doğuştan psikanaliz ha...

Freud mezarında ters dönmüştür.

Düşünsenize Aleyna doğuyor: “Merhaba, siz annem olmalısınız. Şöyle arkanıza yaslanın, gözlerinizi kapatın ve gevşeyin...”

Sonra “Kendine en çok yakıştırdığın müzik türü ne” diye merak etmiş hayranları.

“Kendimi janralaştırmayı sevmiyorum” diye cevap veriyor bizimki.

İyi de “janra” ne ki?

Fransızcada “janr” diye bir kelime var. Tür, sınıf, çeşit falan anlamında.

Herhalde hızlı hızlı cevaplarken yanlışlıkla “janra” yazdı diye düşünüyorsunuz.

Yok, yanlışlıkla falan değil. Farklı bir laf edeceğim derken ısrarla yanlış kullanıyor yumurcak: “Bu etnik janralar yaş skalamı 7’den 70’e büyütüyor...”

Bak iyice neşelendim.

Hay senin janrana e mi Aleyna! Yok çakra...

Sonra fit olmasının sırrı soruluyor genç popçuya.

Devamlı fit olmak için diyet ve spordan daha önemli bir şey olduğunu söylüyor:

“Ben her şeyden yiyorum. Sadece yediğim yemekle aramdaki zihinsel ve ruhsal ilişki çok sağlıklı olduğu için vücudum da sağlıklı” diyor.

Bir gün yemek yerken izlemek isterdim Aleyna’yı.

Örneğin önünde mantı...

Mantıyla zihinsel ilişkiyi nasıl kuruyor acaba? Kayseri mantı? Aristo mantııı?

Çok tatlı bu “Z”amane kuşağı, çok. Sabah sabah beni eğlendirdin ya...

Senin de o güzel yüzünden tebessüm eksik olmasın Aleyna.

O kayalıklara bir ikaz şamandırası konulamaz mı?

Bodrum’da iş insanı Ünal Pala ve eşi Evrim Pala’nın hayatını kaybettiği, 12 yaşındaki kızları Mina’nınsa 150 metre yüzerek kurtulduğu korkunç sürat motoru kazasının ayrıntıları kan dondurmaya devam ediyor.

Sözcü’ye konuşan bölge kaptanlarından Gökmen Demir, 30 metre uzunluğunda, 5 metre genişliğinde ve gelgite göre zaman zaman görünmez olan hayalet kayalıklarda daha önce de kazalar yaşandığını anlattı.

Peki Pala ailesinin gece sürat motoruyla karadan teknelerine giderken yaşadıkları bu vahim kazayı önlemenin bir yolu var mıydı?

20 yıl Yat Kaptanları Derneği’nin başkanlığını yapan Cengiz Öksüz ile görüştüm.

Cengiz Bey tıpkı karada olduğu gibi denizde de her büyüklükte vasıtayı kullanabilmek için ehliyet sahibi olmak gerektiğini söylüyor.

Diğer yandan da dernek olarak amatör denizci belgesinin bu kadar kolay alınabilmesinden şikâyetçi.

“Eğer sürat teknesini kendisi değil de bir profesyonel, mesela teknenin kaptanı kullansaydı ne olurdu?” diye soruyorum.

“Biz profesyoneller gittiğimiz yerin sualtı ve su üstü durumunu inceleriz, o kayalıkları tespit edebiliriz. Biz biliyoruz ama yine de amatörler için oraya bir ikaz şamandırası konulabilir” diyor.

Olan oldu, giden gitti tabii.

Ama daha önce de yaşandığına göre, en azından bundan sonrası için o hayalet kayalıklara uyarıcı bir ışık vs. konulamaz mı?

Köpekten al haberi...

“Köpek insanı ısırırsa değil, insan köpeği ısırırsa haberdir” denir ya...

Şarkıcı Nez’in köpeği Hera, eski sevgilisi Gökhan Köksal’ı özlemiş.

Birkaç ay önce ayrılan çift meğer bunun için buluşmuş ve birlikte görüntülenmişler.

Haber diye işte buna derim.