Paylaş
“Beren Saat’ten başka Bihter olamaz” diyorlar.
“Farah’ı severim ama 10 yıl önce, şimdi ve yarın Bihter Ziyagil denilince akla gelen sadece Beren Saat olacak” diyorlar.
“Beren Saat bu rolle özdeşleşmiş bir isim, dizinin tekrarları bile hâlâ en çok izlenenler arasında” diyorlar.
“Beren Saat’in Bihter olmadığı Aşk-ı Memnu olur mu” diye soruyorlar.
Böyle düşünenlerin haklılık payı yüksek.
Bazı güçlü roller onu canlandıran sanatçıyla etle tırnak gibi oluyor.
Gözden kaçırdıkları noktaysa şu: Beren’den önce Müjde vardı.
Beren Saat’in 2008’de oynadığı Bihter rolünü 1975’te altı bölüm Müjde Ar oynamıştı.
Ve tek kanallı Türkiye’de o zaman da yer yerinden oynamıştı.
Evet, Farah Zeynep Abdullah’ın işi zor.
Çok zor.
Ama imkânsız değil.
“Bergen” gibi iddialı işlerle kendine ve seyirciye meydan okumayı seviyor FZA. Sonuç da ortada: 5.5 milyon bilet.
“Aşk-ı Memnu”da ne yapacağını bekleyip göreceğiz elbette ama ben öyle herkes kadar peşin hükümlü ve emin değilim. Bana kalırsa maç hâlâ ortada.
90’lar anlatılmaz, yaşanır!
Eylül 1999 doğumlu Melisa Döngel, oynadığı “Prestij Meselesi” sayesinde filmin geçtiği 1990’ları yaşama fırsatı bulmuş. O döneme hayranmış, insanlar birbirine karşı çok daha anlayışlı, nazik ve saygılıymış.
90’lar bitip 2000’lere girdiğimizde Melisa 3 aylıktı.
Ondan karıştırıyor herhalde...
90’lar için her şey söylenebilir...
◊ “Daha renkliydi” denilebilir.
◊ “Daha yaratıcıydı” denilebilir.
◊ “Özel televizyonlar, magazin, Türkçe pop patladı, bugün sevdiğimiz birçok şarkı o dönemden” denilebilir.
Ama en son söylenecek şey nazik, kibar ve anlayışlı bir dönem olduğudur.
◊ Medyum Memiş’in Medyum Keto’ya salladığı yumruk...
◊ Sevda Demirel’in Hande Ataizi’ne yayında attığı tokat...
◊ Kasetler, bitmeyen polemikler, aşağılamalar, televole skandalları...
Hatta ve hatta Prestij Müzik’le Tatlıses Plak’ın savaşında İbrahim Tatlıses-Mahsun Kırmızıgül küslüğü...
90’lar anlatılmaz, yaşanır!
Kime niyet kime kısmet
Seda Sayan, Murat Boz’u evlendirmeyi kafaya koymuş: “2023’te evlenmesi lazım artık. Yeter, bütün arkadaşları evlendi...”
Halbuki evlenmeyen biri daha var.
Seda Sayan, Çağlar Ökten ile evlenince arasının açıldığı oğlu Oğulcan Engin.
Bir ara her yerde evlenmesini istediğini söylüyor, yana yakıla gelin arıyordu Sayan.
Aleyna Tilki’ye bile yürümüştü Oğulcan için.
Şimdi soğuk rüzgârlar esiyor ya... Oğulcan’ı bıraktı, Murat Boz’a sardı galiba.
Damsız girilir mi girilmez mi?
Türkiye İnsan Hakları Kurumu, “mekâna damsız almama” uygulamasını hak ihlali olarak değerlendirdi.
Geçen yıl Ankara’da yapılan bir baloya damsız erkeklerin alınmaması dolayısıyla hem organizasyonu yapan baroya hem de mekâna 35’er bin lira ceza kesti.
Gerekçesi makul aslında:
“Eğlence yerine eşsiz gelen her erkeğin kadın müşterilere yönelik olumsuz davranışlarda bulunacağı şeklinde bir varsayımla önyargılı davranılması objektif temelden yoksun...”
Halbuki bizim ömrümüz bu “damsız girilmez” mevzusuyla geçti. Mekân kapısında tanışıp ricacı olduğumuz kadın müşterilerle içeri birlikte girip sonra ayrılmışlığımız bile vaki.
Şimdi İnsan Hakları Kurumu’nun bu kararı emsal oluşturursa isteyen herkes “Ayrımcılığa uğradım” diye şikâyetçi olabilecek mi yani?
İşin hukuki inceliklerini uzmanları bilir tabii.
Ama yarım asırdır Türkiye’de yaşayan, çeyrek asırdır da gece hayatı yazan biri olarak sahada ne olacağını da ben bilirim.
O mekânın kapısı “bedelli kuyruğu” gibi olur.
Evlen güzelim gününü gün et
2 yıldır tasarımcı ve müzisyen Emre Yusufi ile birlikte olan Nilperi Şahinkaya, ailesinin evlenmesine karşı olduğunu açıkladı. Annesi “Sakın evlenme, sen deli misin?” diyormuş.
Babası “Aynı eve çıkıp anlaşın, bu çok saçma” diyormuş.
Boşanmış anne-baba çocuğu olan Şahinkaya da “Önümde çok modelim yok, evlilik aşkı öldürmüyor diyemem. Mutlu bir evlilik var mı, benim bildiğim yok” diyor.
Ben “ille de evlenin”cilerden değilim. Ama “sakın ha evlenmeyin”ciliği de başka bir tutuculuk olarak görüyorum.
“Mutlu bir evlilik var mı, benim bildiğim yok” diyor ya Şahinkaya.
Ona bakılırsa “Mutlu aşk yoktur” diyor Aragon da.
Evlenip mutlu ya da mutsuz olan çiftler olduğu gibi, birlikte yaşayıp mutlu ya da mutsuz olan çiftler de var. Çok da takılmamak lazım aslında.
Paylaş