Paylaş
Hayranlarının ‘Yeni Lana Del Rey’ dediği İngiliz Chloe Howl son dönemin en hızlı sivrilen müzisyenlerinden. Alametifarikası, bütün şarkılarını bir ‘ergen’in dünyasından, kendi hayatından çıkarması: Dedikodu ve ilişkiler. Bu çilli kızılla, İstanbul konseri öncesi kolonlardan fışkıran, sahneden taşan ergen halleri konuştuk
Geçen yıl verdiğiniz bir röportajınızda “Bütün şarkılarım canı sıkılan ergenler üzerine çünkü ben de onlardan biriyim” demiştiniz. Hayatınız hâlâ sıkıcı mı?
- Yok, artık sıkılmıyorum, sıkılmaya vaktim yok. Yapacak öyle çok şey var ki... Londra’da sabah kalkar kalkmaz soluğu stüdyoda alıyorum. Kahvaltımı bile orada yapıyorum. O kadar heyecan verici bir yıl oldu ki kafamın içi fikir ve proje dolu.
Sonraki bir röportajınızda da erken olgunlaştığınızı söylediniz. Neydi sizi erken büyüten?
- Ben kariyerimle uğraşırken bütün arkadaşlarım üniversiteye gidiyordu ve ileride neyle uğraşacaklarını kestirmeye çalışıyorlardı. Oysa benim yürüyeceğim yol biraz daha belliydi. Evet bu yüzden biraz erken büyüdüm sanki.
Sizi en iyi ifade eden şarkınız hangisi sizce?
- Bilmem. ‘Teenage’ (Ergen) olurdu herhalde.
‘Erken yaşta gelen şöhret’ meselesiyle nasıl başediyorsunuz?
- Çok kolay! Çünkü şu anda öyle abartılacak bir durum yok ortada. Kendi ritminde yürüyor işte...
Yazdığınız ilk şarkıyı hatırlıyor musunuz?
- Muhtemelen 9-10 yaşlarımda falandım ve yine muhtemelen başkalarının yaptığı şeylerden kopyalanmış bir çöptü. Şimdi hatırlamıyorum bile kim bilir ne hakkındaydı...
Asla heavy metal yapmam
Şarkılarınızı nasıl yazıyorsunuz? Özel bir yeriniz, sevdiğiniz bir mekânınız var mı?
- Öyle özel bir yer yok. Seyahat etmeyi çok seviyorum ve şarkılarımı dünyanın dört bir tarafında yazıyorum.
Bu yıl Ellie Gouling’le Avrupa turnesine çıktınız. Nasıl geçti?
- İnanılmazdı! İlk defa yüzlerce insanın önünde müziğimin onlarda yarattığı etkiyi gördüm.
Sahneye çıkmadan totem yapar mısınız?
- Eskiden bir kadeh içki içerdim. Artık yapmıyorum. İnandığım bir uğurum ya da totemim yok. Olabildiğince sakinleşmeye ve rahatlamaya çalışıyorum.
Müzikte ‘asla’ diyeceğiniz bir şey var mı?
- Hiçbir zaman heavy metal şarkısı yapmam.
Müzikte yeni jenerasyonu temsil ediyorsunuz. Peki sizin beğendiğiniz müzisyenler kimler?
- Destiny’s Child ve Alicia Keys’e bayılıyorum.
Sık seyahat ediyorsunuz ama İstanbul’a ilk gelişiniz olacak...
- Evet ilk gelişim ve İstanbul’u görenler öyle müthiş şeyler anlatıyorlar ki çok sabırsızlanıyorum.
Müziğim de benimle büyüyecek
Çıkacağınız partideki line up’tan haberiniz var mı?
- Aslına bakarsanız tam değil! Woodkid ve Felix da Housecat’in çalacağını biliyorum. Tabii bir de İstanbullu performansçılar olacak.
Müziğinizin ileride gideceği yönü şimdiden kestirebiliyor musunuz?
- Müziğimi kendi yaşamım ve başımdan geçenler üzerine kurduğum için ben büyüdükçe, yeni durumlar, yeni duygularla tanıştıkça o da benimle birlikte büyüyecek, değişecek tabii.
Müzik ve teknoloji arasındaki ilişkiyi nasıl görüyorsunuz? Sizce günümüzün müziği artık teknolojik gelişmelere çok mu endeksli?
- Teknolojik gelişmelerle müzik zorunlu olarak değişiyor. Bence bu, bazı yönlerden iyi bazı yönlerden kötü bir şey. Bugün cep telefonunun olmadığı bir dünyayı hayal bile edemiyoruz. Müziği nasıl dinlediğimizi, ona nasıl eriştiğimizi, hatta nasıl müzik yaptığımızı bile bu teknolojik devrimler belirlemeye başladı.
Paylaş