Dünyanın en bilinen imzası

Ben 8-10 yaşlarında falan olmalıydım.

Fatih Sultan Mehmet’in tuğrasından çok etkileniyordum, aklım sıra ismimin-soyadımın baş harflerinden kendime benzer bir şey yaptım.

Görseniz, eğri büğrü, bakraç gibi bir şey.

Birkaç kez revize ettim ama düzelecek gibi değil.

Artık dijital imza falan da var, değiştirmek çok eziyetli.

Kardeş oldu bana sizin anlayacağınız...

N’apalım, bu imzayla gideceğiz bu hayattan.

Tek avantajı, o kadar çirkin ki kimse taklit falan edemiyor.

Eskiden bu tiplere meczup denirdi, yeni adı provokatör.

Anıtkabir’de çektiği çirkin videoyu yayınlayıp tepki toplayan hanımdan bahsediyorum.

Hayata öyle çirkin bir imza attı ki benimki sadece bu dünyada, onunki iki cihanda.

Bak en başta kimlere izah edecek o imzanın çirkinliğini: Ayşe Çavuş... Halime Çavuş... Asker Saime... Gördesli Makbule... Tayyar Rahmiye...

Kurtuluş Savaşı’nın kadın kahramanları.

Bir de Atatürk’ün imzasını düşünüyorum.

Hani “K”sının kuyruğu kıvrık, “a”sı küçük harfli olan o imza.

Latin harflerine geçince Ermeni bir ustaya tasarlatmış.

Gözünüzün önüne geldi değil mi hemen?

Peki başka hangi liderin imzası hatırlanıyor böyle?

Napolyon mu? Lenin mi? Georges Washington mı?

Hangisininki bunca otomobilin camında yeryüzünü geziyor, hadi onu geçtim, binlerce insanın vücudunu süslüyor dövme olarak?

İmza dediğin işte böyle atılır hayata.

Türkiye kadar güzel, Türkiye kadar büyük, Türkiye kadar muazzam ve ebedi...