Paylaş
◊ Nineniz Rummuş. Rum şivesi taklitlerinizi görse... Beğenir miydi, “Olmamis” mi derdi?
- Babaannem Rum olduğu için şivem bire bir aynı. Taklit değil. Onu gözlemleyerek yaptım o şiveyi. Yoksa çok tatsız oluyor taklitle yapılanlar. Babaannem şivemi çok beğenirdi. Gülerdi. Ama televizyonda Rumca şarkı söyledim bir programda. Bana telefon edip “Ya kelimeleri doğru söyle ya da hiç söyleme şarkıyı” dedi. Ondan sonra sözleri hep ona onaylattım. Otoriter kadındı yani... (Gülüyor)
◊ Tiyatro hayatınızda en eğlendiğiniz yıllar... Zeki Alasya-Metin Akpınar’la Devekuşu Kabare dönemi mi, Levent Kırca Tiyatrosu dönemi mi?
- Komediyle tanışmam Devekuşu Kabare sayesinde oldu. Zeki Alasya-Metin Akpınar dönemi benim hayatımın dönüm noktasıdır ve çok eğlendiğim heyecan duyduğum yıllardır.
◊ Evliliğin insan doğasına aykırı olduğunu savunuyorsunuz. Niye üç kez evlendiniz: Haydi bir ümit mi, aşkın gözü kör olsun mu?
- Her üçünde de aşkla evlendim. Üç kere denedikten sonra anladım ki evlilik insan doğasına aykırı. Ama aile olmak, çocuk sahibi olmak için evlilik gerekiyor. Bana bu saatten sonra şart değil...
◊ Son oyununuzun adı “Nilgün Belgün’le Aşk ve Komedi...” Hayatınız bir film olsa, komedi mi olurdu, romantik mi?
- Bence romantik komedi olurdu.
◊ Şimdi dönüp bakınca hangisi daha büyük pişmanlık: Eşinize “erkeğe şiddet” uygulamanız mı, kızdığınız için kayınvalideniz Ayten Alpman’ın kahvesine tükürmeniz mi?
- Bir küçük tokattan bir şey olmaz. Tokatın sebebi aldatılmam ve inkar edilmesiyle ilgiliydi. Ama Ayten Abla’nın kahvesine tükürmek hoş değildi. Kızgınlıkla yaptım bir kere, oldu yani. Olmasa iyi olurdu tabii. Söylemesem kimse bilmezdi. (Gülüyor)
◊ İki kız annesisiniz. Hangisi daha anneci: Merve mi, Oylum mu?
- Merve duygularını çok belli etmez. Oylum çok belli eder. Ama sonuçta ikisi de annecidir. Çünkü bilirler ki her zaman her ikisiyle de hem arkadaşım hem anne olarak her zaman yanlarındayım.
HAYAT BİLGİSİ
İlginç insanlar ilgimi çeker Pozitif-negatif fark etmez
◊ Para saadet getirir mi, getirmez mi?
- Getirmez. Öyle olsa bütün zenginler mutlu olurdu.
◊ Peki sizce hangisi daha avantajlı: Zengin ama çirkin doğmak mı, fakir ama güzel doğmak mı?
- Zengin ve çirkin doğarsan bunca estetik varken sonunda bir şekilde güzelleşirsin. Diğeri şansın yaver gitmesine kalıyor. (Gülüyor)
◊ Bir şeyi gece planlamak mı, sabah planlamak mı?
- Planlarımı hep gece yaparım.
◊ Mantık mı, içgüdü mü?
- Balık burcuyum, yükselenip Akrep. İkisi de sezgileri güçlü burç. İçgüdülerime çok güvenirim. İnsan ilişkilerinde ve iş hayatımda kolay kolay yanıltmaz beni.
◊ Pozitif ama sıkıcı insanlar mı, negatif ama ilginç insanlar mı?
- İlginç insanlar ilgimi çeker. Pozitif-negatif fark etmez.
◊ Hatır için çiğ tavuk... Yenir mi, yenmez mi?
- Hatır için çiğ tavuk yiyemem. Neden kendimi sıkıntıya sokayım? Önceliğim kendi huzurum. Kendi mutluluğum. Belki de tek çocuktum, bundan.
◊ Renk körü olmak mı, tat duyusunu yitirmek mi?
- Ay ikisini de istemem. Covid olduğumda tat alma duygusunun ne kadar önemli olduğunu anladım.
◊ Bir daha asla sosyal medya kullanmamak mı, bir daha asla film izlememek mi?
- Bir daha asla sosyal medya kullanmamayı film izlememeye tercih ederim.
◊ Kuyruğunuz olsa... Utanıp gizlemeye mi çalışırdınız, gösterip fark yaratmaya mı?
- Gösterip fark yaratmaya. (Gülüyor)
POPÜLER ŞEYLER
Cem Karaca karşı komşumuzdu
◊ Cem Karaca mı, Barış Manço mu?
- Cem Karaca. Cem Karaca ortaokul yıllarımda Osmanbey’de, karşı apartmanımızda otururdu. Hep onu izlerdim. İlk defa onu Site Sineması’nda gördüm. O yıllarda film öncesi İlham Gence, trio olarak program yapardı. O sahneye çıkarmıştı Cem Karaca’yı. Bembeyaz takım elbise, uzun saçlar ve kare gözlükler... Şahane bir sesi ve şarkısı vardı. Hiç unutamadım. Onun yeri başkadır bende. Sonra gençlik yıllarımda da şarkılarıyla büyüdüm.
◊ Nâzım Hikmet mi, Orhan Veli mi?
- Nâzım Hikmet. Konservatuvarda okurken sol kitaplar toplatılmıştı 70’lerde. Özellikle Nâzım Hikmet’in kitapları. Gizlice alıp, eve getirip okumuşluğum, şiirlerini ezberlemişliğim çoktur. ◊ Yeşilçam’dan: Türkan Şoray mı, Filiz Akın mı?
- Belgin Doruk ve Türkan Şoray ilk gözağrılarım. Büyükada’daki yazlık sinemada onların filmlerini izlerdim.
◊ Tarık Akan mı, Ediz Hun mu?
- Tarık Akan.
◊ Kıvanç Tatlıtuğ mu, Burak Özçivit mi?
- Kıvanç.
◊ Beren Saat mi, Serenay Sarıkaya mı?
- Beren Saat. Çünkü “Türkiye’nin Yıldızları” yarışmasında öğrencimdi. Elim uğurlu geldi demek ki. (Gülüyor)
◊ Hangisiyle ev arkadaşı olmak daha şamatalı olurdu: Çatlak Şanzel mi, Yıldız Tilbe mi?
- Yıldız Tilbe! (Gülüyor) Onun bir hayat felsefesi var kendince...
◊ Hangisiyle komşu olmak isterdiniz: Marilyn Monroe mu, Brigitte Bardot mu?
- Marilyn.
◊ Hangisine daha çok gülersiniz: Cem Yılmaz mı, Ata Demirer mi?
- Hem Cem’i hem Ata’yı izlemeyi çok seviyorum. Ata’nın aynı şovuna üç kere gitmişliğim var.
◊ Zeki Alasya mı, Metin Akpınar mı?
- Metin Akpınar.
◊ Hangi kadın komedyen: Perran Kutman mı, Ayşen Gruda mı?
- Ayşen Gruda.
◊ Hangi Demet: Akbağ mı, Evgar mı?
- İkisi de arkadaşım... Demet Evgar’ı son zamanlarda çok başarılı buluyorum ve seviyorum.
Bacaklarım anneme çekmiş
◊ Hangisi daha kötü senaryo: Kimselere âşık olamamak mı, her aşkınızın kötü bitmesi mi?
- Kimseler âşık olmamak çok kötü bir senaryo.
◊ Aşkta alıcı kuş musunuz, çantada keklik mi?
- Çantada keklik hiç değilim. O kesin...
◊ Sözlükte bir kelime olsanız: İşve mi, kahkaha mı?
- İşveli kahkaha! (Gülüyor)
◊ Gece hayatında hangisi çok iç gıcıklar: Göz kırpmak mı, göz kaçırmak mı?
- Göz kaçırmak. Orada utangaçlık ve romantizm var.
◊ En çok hangi dekoltenize güvenirsiniz: Sırt mı, bacak mı?
- Bacak. Çünkü bacaklarım hem ince, hem düzgün ve güzeldir. Annemin de öyleydi, ona çekmişim.
◊ Eski bir hatıranın yadına hangisi daha güzel eşlik eder: Sezen mi, Ajda mı?
- Sezen Aksu. Gençlik yıllarım, gençlik aşklarımla ilgili, hatta eşlerimle ilgili ortak çok anımız var Sezen şarkılarıyla... Bazen bir şarkısını dinlerim o anıya giderim.
◊ Affetmek mi, unutmak mı?
- Unutmak. Bazı hataları kolay affedemem. Özellikle bilerek yapılan hataları.
◊ Hangisini tercih edersiniz: Tek başınıza ağlamak mı, birinin omuzunda ağlamak mı?
- Tek başına ağlamayı tercih ederim her zaman.
◊ Aşkın karşıtı: Nefret mi kayıtsızlık mı?
- Aşkın karşıtı kesinlikle kayıtsızlık. Nefret duygusunu içimde barındırmam. Bu her tür ilişki için geçerli.
KÜÇÜK KEYİFLER
Yurtdışında gideceğim yerlere hep trenle giderim
◊ Tren yolculuğu mu, gemi yolculuğu mu?
- Tren yolculuğu. Bana eskiden beri hem romantik gelir. Sağa sola bakarak gitmeyi çok severim. Özellikle yurtdışında. Hep trenle giderim gideceğim yerlere.
◊ Deniz-kum-güneş mi, orman-ağaç-temiz hava mı?
- Deniz-kum-güneş...
◊ Birinden vazgeçmek zorunda kalsaydınız... Kırmızı et mi, deniz mahsülleri mi?
- İkisinden de vazgeçmesem olmaz mı? (Gülüyor)
◊ O zaman şöyle sorayım: Hangi üçlü sizinki.. Rakı-balık-Ayvalık mı, kebap-şalgam-Adana mı?
- Rakı-balık-Ayvalık. E Adalıyım ben.
◊ Gündoğumu mu, günbatımı mı?
- Günbatımı.
◊ Bodrum mu, Çeşme mi?
- Bodrum. İklimini çok seviyorum. Herkesin zevkine göre gidecek çok yer var.
İster kalabalık içinde eller havaya yap ister benim gibi sakin, birkaç dostla balık ye. Sakinliği ve az insanla olmayı seviyorum.
◊ Tavla mı satranç mı?
- Valla ikisini de bilmiyorum.
◊ Çaycı mısınız, kahveci mi?
- Çay. Özellikle sabah ve beş çayı...
◊ Kedi mi, köpek mi?
- Kediii. Kedisiz geçmez benim hayatım.
GÜNDELİK HALLER
Sofrada gevezeyi hiç çekemem
◊ Evdeki halinizi hangi üçlü daha iyi tanımlar: Telefon-YouTube-sosyal medya mı, pijama-terlik-televizyon mu?
- Benimki pijama-terlik-sosyal medya...
◊ Ayaklarınıza kara sular inmiş: İyi bir roman mı, iyi bir film mi?
- İyi bir film sadece yorgunluğuma değil, ruhuma da iyi gelir.
◊ Twitter mı, Instagram mı?
- Instagram daha eğlenceli. Twitter’da da çok aktifim ama orası bazen çok sert. Kavgalı ve çekişmeli ortamlar beni yoruyor.
◊ Yatılı misafir geldi, horlamasından uyunmuyor. Uyandırır mısınız, uykusuz mu kalırsınız?
- Uyandırırım bir şekilde. Patırtı falan yaparım. (Gülüyor)
◊ Uçakta/otobüste habire omuzunuzda uyuyan bir teyze var... İnce ince ittirir misiniz, hostese mi şikayet edersiniz?
- Onu da ince ince ittiririm.
◊ Asla hatırlamadığınız biri size çok samimi davranıyor... Yekten hatırlamadığınızı mı söylersiniz, dolambaçlı sorularla kim olduğunu mu anlamaya çalışırsınız?
- Yekten hatırlamadığımı ve kendini hatırlatmasını söylerim. Dolambaçlı yolları hiç sevmem. Net olmalı insan.
◊ Sofrada hangisine tahammül daha zordur: Obura mı, gevezeye mi?
- Ay gevezeyi hiç çekemem. Oburun kendine zararı var, bana ne...
HİÇ DÜŞÜNMERDEN HIZLI HIZLI....
◊ Az tanıdığınız birine... Telefon açmak mı, mesaj atmak mı?
- Mesaj.
◊ Zamanı durdurabilmek mi, zamanda yolculuk mu?
- Yolculuk.
◊ Peki geçmişe mi, geleceğe mi?
- Geçmişe. 70’li, 80’li yıllar.
◊ İstanbul’un... Anadolu Yakası mı, Avrupa Yakası mı?
- Avrupa.
◊ Güneş mi, ay mı?
- Ay.
◊ Tüm müzik aletlerini çalabilmek mi, bütün sporları yapabilmek mi?
- Müzik.
◊ Biraz yoldan çıkmak istediniz: Mantı mı, iskender mi?
- İskender.
◊ Hangisinin aklını okuyabilmek isterdiniz: Sevgilinizin mi, en büyük düşmanınızın mı?
- Düşmanımın.
Paylaş