Paylaş
◊ Bir de Türkiye’ye uzak diyenler var. Angola nerede biliyor musunuz? İstanbul’dan çık güneye inmeye başla. Ne var? Marmara Denizi, Bursa, Denizli, Antalya... Sonra Akdeniz. Devam et: Kıbrıs, Mısır, Sudan, Etiyopya.
◊ Orada bir dur. Altı saatlik uçuşun üstüne Etiyopya’nın başkenti Addis Ababa’da dört saat beklemeli aktarma... Çünkü dünyanın en çok noktasına uçan THY’nin bile Angola’ya direkt uçuşu yok.
◊ Bir dört saat de Etiyopya’dan Angola’nın başkenti Luanda’ya uçtun mu? Çekilecek cefan varmış, bitmedi: Geçmişte Doğu Bloku tandansı yaşamış her ülke gibi burada da evrak işlerini lüzumsuz ciddiye alıyorlar, havaalanında da iki-üç saati gözden çıkaracaksın.
◊ Ha bu, ülkenin turizme açılıyor hali. Tek uçaktan bahsediyoruz. Yarın öbür gün maazallah ikincisi falan inerse, o gece asla çıkamazsın, havaalanındasın bilesin. İsteyen çadır, isteyen uyku tulumu getirsin.
Portekizce çok kolaymış
◊ Ülke değerli taş ve petrol zengini. Ama hayrından çok, bu tür zenginliklere sahip başka ülkelerin talihsizliklerini görmüş daha çok. Kazanan çok iyi yaşıyor ama geniş halk kitleleri, tek göz evlerden oluşan mahallelerde hayatta kalma savaşı veriyor.
◊ Görkemli binaların olduğu, Batılı bir tarzı hayatın hüküm sürdüğü yeni mahalleler kurmuşlar ama tezatın bini bir para: Marketlerde çakmak bulmak büyük eziyet mesela.
◊ Latin dillerini sonradan resmi dil bellemiş bütün ülkeler gibi, Angola’da da yabancı dil demek, kendilerini ifade edemeyen, konuşamayan dilsizlerin geveledikleri lüzumsuz seslerden ibaret.
◊ Dolayısıyla anlayalım diye ne yapıyorlar? Aynı Portekizce şeyi daha yüksek sesle bir kez daha tekrarlıyorlar. Yalnız bir şey söyleyeyim mi, doğru taktik: Bir süre sonra öyle şartlanıyorsunuz ki hiç bilmediğiniz dili anlamaya başlıyorsunuz.
Uzaydan gelmiş teknoloji
◊ Ülkenin turizm bakanıyla tanıştım. Bizim rahmetli Dilberay ile Nina Simone arası bir hanım. Sonra Gana’dan gelen heyetle, Türk turizmine uzaydan gelmiş teknoloji muamelesi yapıyorlar. Alışmadığımız bir durum ya, insan biraz tuhaf hissediyor.
◊ İşlerini çok ciddiye alıyorlar, büyük yatırımlar yapıyorlar. İklim, doğa, sahiller de buna müsait. Öncelikli amaç, dünyadan turist getirmek değil, Afrika’nın zenginlerinin dikkatini çekmek.
◊ Yine de Angola ismini artık daha sok duyarsanız şaşırmayın. Altındaki petrol desteğiyle “Afrika’nın Dubai’si” olmaya aday.
Tek sorun, Türkiye’ye dönüş o kadar gözümde büyüyor ki...
Paylaş