Aleyna’nın iddiaları

Daha önce işlerinin engellendiğini ileri süren Aleyna, konuk olduğu Cüneyt Özdemir’in programında inanılması güç şeyler dile getirdi.
Sahnede birçok kez ölüm tehlikesi atlatmış. Şoförünün cebine ölüm tehdidi mesajları geliyormuş. Prodüktörünü kasap bıçağıyla ikiye bölmüşler. Konserinde bomba patlamış.
İnanılması güç diyorum, zaten Cüneyt Özdemir de aynı duyguya kapılmış olacak ki “Savaş muhabirliği yaptım, bu kadar tehlike atlatmadım” diye yorum yapmış. Neyse ki Aleyna korkmuyormuş. Çok canını sıkarlarsa çocukken başına neler geldiğini de anlatacakmış.
Cinsel istismarı kastediyor Aleyna. Bunu daha önce, 2021 yılında da ima etmişti.
Başarılı bir şarkıcı ve yırtıcı, rekabetçi bir sektörde var olmaya çalışıyor.
Ama “Neden Aleyna?” diye soruyor insan... Mesela Edis’i niye engellemiyorlar da hep ona bıçaklar, ona kurşunlar?
Daha çok genç yaşta çıkış yaparken iyiydi de sektör şimdi mi kötü oldu diye de geçiriyor insan aklından. Zaten sektör diye bir şey mi kaldı? Yap şarkını, koy YouTube’a, patlasın gitsin...
Ama taciz iddiası ciddi. Aslında hepsi ciddi. Madem korkmuyor, niçin açıklamıyor kimin neyi, nasıl yaptığını? Daha önemlisi annesi Havva Öztel...
Kızının arkasından şarkıcılığa soyunacağına, öncelikle niçin bu konunun üstüne gitmiyor?

Arkadaşını tuzağa çekmek...

Fatih Terim fonuyla ünlü futbolcuları dolandıran Seçil Erzan’ın telefon mesajlaşmaları ortaya döküldü.
Vay arkadaş, “tatlı para” aşkı neler yaptırmış insanlara. Kâbe’de faiz sevinci yaşayan mı ararsın... Alacağı faizi öğrenince “Allah’ım sana geliyorum” yazmış.
Sonra kendi parasını kurtarabilmek için başka arkadaşını tuzağa çekmeye çalışan mı...
Bunlar yolsuz insanlar olsa anlayacağım; ihtiyaçtan, zaruretten düştüler bu tuzağa diyeceğim.
Hepsi yoldan gönüllü çıkmış!

Selena Gomez’in müziği bırakması

Müziği bıraktığını açıklayanların örneği çok: Zerrin Özer, Teoman, Mahsun Kırmızıgül, Demet Sağıroğlu, Sezen Aksu...
Ama sonra tıpış tıpış döndüler. İyi ki de dönmüşler.
Bakın ne güzel oldu, ne büyük patladı Zerrin Özer’in “Basit Numaralar” şarkısı. Resmen küllerinden doğdu. Bizim de kulaklarımıza şenlik.
Sadece bize özgü değil, dünyada da var böyle örnekler. En son Selena Gomez açıkladı müziği bıraktığını.
Müzisyenlerin bu “müziği bıraktım” açıklaması öteden beri biraz tuhaf gelmiştir bana. Nasıl desem, ilgi çekmeye çalışan çocuklar gibi...
“Lütfen geri dön, sensiz asla olmaz, vazgeçilmezsin” diye ısrar edelim, nazlayalım istiyorlar sanki.
Arkadaş yapın müziğinizi dinleyelim. İşiniz bu sizin.
Kimseyi nazlayacak havada değiliz.

İstanbul’un sembolü hangisi?

Şehrimizin bir sembolü olsa hangi hayvan olurdu sizce? Mesela bütün tarihi yapıları süsleyen, meydanları dolduran güvercinler mi?
Bu şehir yüzyıllardır sokak köpekleriyle meşhur. Batılı gezginler bile uzun uzun onlardan söz etmiş eserlerinde. Yoksa köpek mi?
E aynı zamanda bir kedi şehri İstanbul. Sokaklar kadar evleri de süslüyor. Hiç unutmam Tokyo’da bir kalabalık görmüştüm.
Ne oluyor diye baktım, meğer tek bir kedi görmüşler, herkes onu videoya çekiyor.
Sonra gürültücü martılarımız var, hemen her kareye, her kartpostala giren...
Peki Boğaz’ın yunuslarına ne demeli? Karşılıklı iki yarımadada, altı tarafı denizlerle çevrili bir su şehri olduğumuzu hatırlatan.
Oylamaya vursak sanırım ya martı ya da kedi kazanır.
Benim gönlümde yatansa yunus. Bir de hep gülümsüyorlar ya...