Salim Uzun

ANTALYA Ticaret ve Sanayi Odası, büyük bir emekle Fransız heykeltıraş Auguste Rodin’in eserlerini Antalya Kültür Sanat’ta sanatseverlerin beğenisine sundu.

Sergiyi sindire sindire gezmedim ama açılışta bulundum.

Özenle hazırlanmış bir sergi.

Hangi eserin nerede, nasıl bir ambiyansla sergileneceği tek tek çalışılmış.

Eserlerle ilgili hazırlanan bilgilendirme yazıları da son derece yalın, anlaşılır.

ADRASAN Koyu’nun balıkçı ve gezi tekneleriyle işgal edildiğine ilişkin yazım baskıya girdiği saatlerde Kumluca Belediye Başkanı Mustafa Köleoğlu aradı.

O yazıda Mustafa Bey’e bir çağrı yapmış, “Ya, ‘Bu sorun benim yetkimi aşıyor’ deyip topu taca atarsınız. Ya da çözüm için adım atarsınız” demiştim.


Dünyaca ünlü koyda yaşananları ve eleştirileri Mustafa Bey’le paylaştım.

O da bana belediye olarak yapılanları ve bundan sonra yapılması gerekenleri tüm detaylarıyla anlattı.

GEÇEN hafta bir arkadaşım dikkat çekici bir kaç fotoğrafı biraz da sitem ederek benimle paylaştı.

Fotoğrafları dikkatle inceledim fakat neresi olduğunu ilk bakışta çıkaramadım.

Çünkü fotoğraflarda balıkçı ve gezi tekneleri tarafından işgal edilmiş bir koy vardı.

Fotoğraflara biraz daha dikkatli bakınca yahu burası dünyaca ünlü ‘Adrasan Koyu’ dedim.

İşte o an başımdan aşağı bir kova kaynar su döküldü.

ANTALYA hızla büyüyor, büyüdükçe trafik ve otopark sorunu içinden çıkılmaz bir hâl alıyor.

Şehir içindeki otoparklar yetersiz ve düzensiz.
*
Bir de adliye de ya da hastanede işiniz varsa ve özel aracınızla bu kurumlara gittiyseniz vay halinize!
*
Bırakın sokak arasında bir yer bulmayı, saatine 15-20 TL verdiğimiz özel otoparkta bile yer bulduğumuzda piyango çıkmış gibi sevinir hale geldik.
*

VE sonunda korktuğumuz başımıza geldi!

Neredeyse her gün fotoğrafları haber ajanslarına farklı başlıklarla düşen patenli gençlerden biri özel halk otobüsünün altında can verdi.
*
Daha 13 yaşındaydı Emin!
*
Araçların arkasına takılmak, kuralları hiçe saymak belki oyun gibi geliyordu, heyecanlanıyordu.
*
O heyecanın yaşamına mal olacağı aklına gelir miydi?

GEÇEN hafta “Zeytinpark puslu kalmasın” başlığıyla yazdığım yazıda Vakıf Zeytinliği alanının korunması için yürütülen çalışmalarda tüm yükün Antalya Ticaret Borsası (ATB) üzerinde kaldığını vurgulamış, kamu kurumu ve sivil toplum temsilcilerine birtakım sorular yöneltmiştim.

Yazının çıktığı sabah telefonum çaldı. Arayan ATB Başkanı Ali Çandır’dı.

“Eline sağlık ama yazıda yanlışlar var” deyip beni Zeytinpark’a davet etti.

Hemen planlamasını yapıp Zeytinpark’ta buluştuk Ali Bey’le.

İyi ki de buluşmuşuz.

BU kentte ne zaman yeşil alanların korunması gündeme gelse cümle içinde istisnasız Zeytin Park geçer.

Hele ki kürsü konuşması yapılıyorsa yaldızlı metinlerde mutlaka şu cümleler vardır: Zeytin Park bu kentin akciğeri. Bu alana daha fazla sahip çıkmak lazım...

Bu sözleri vatandaş söylese hiçbirimize abes gelmez.


Amaaa bütçesi ve yetkisi olan kurumlar bu cümleleri söyleyip geri çekilince inanın o cümlelerin hiçbir samimiyeti kalmıyor.

Kent ekonomisinin nabzını tutan, sektörlere liderlik yapan isimleri Hürriyet Akdeniz çatısı altında bir paraya getirdik.

BU hafta Hürriyet Akdeniz çatısı altında kent ekonomisine liderlik yapan çok önemli isimleri aynı masa etrafında buluşturduk.

Kimler vardı masada?

ATSO Başkanı Davut Çetin, ATB Başkanı Ali Çandır, AKTOB Başkanı Erkan Yağcı, BAİB Başkanı Ümit Mirza Çavuşoğlu, BAKSİFED Başkanı Abdullah Erdoğan, ASBAŞ Genel Müdürü Zeki Gürses ve ANFAŞ Başkanı Ali Bıdı.

OSB Başkanı Ali Bahar ise rahatsızlığına rağmen toplantıya online olarak katılma nezaketini gösterdi.

Bu isimleri tek bir masa etrafında toplamak ve böyle kritik bir dönemde ekonomide yaşanan sorunları ve çözüm önerilerini konuşmak sektörler açısından gerçekten çok önemliydi.

Başkanların bu özel toplantıda gündeme getirdiği tespitleri, “Sorun varsa çözüm de var” manşetiyle kent gündemine taşıdık.

O yüzden fazla detaya girmeden toplantı boyunca aldığım notlardan bazı bölümler paylaşacağım.