Paylaş
Ankara'da bazı bürokrat ve siyasetçilerin önderliğinde başlatılmış olan yeni iktisadi politikaların karşısındaki ilk tehlikeyi dün ele aldık.
Temmuz-ağustos aylarında ekonomiye verilen zam şokundAn dolayı enflasyon daha bir süre düşmeyecek. Dolayısıyla devalüasyon oranı ve gecelik faizler ‘‘yüksek’’ seyredecek.
Fonlama maliyetleri daha uzunca bir süre ciddi biçimde inmeyecek.
Peki, bu durumda hisse senedi veya bonolardaki aşırı fiyat artışları nasıl sürdürülecek?
Bu kâğıtlar portföylerde nasıl taşınacak?
Bu soruları cevaplamaya kalktığınızda, ekonomik politikalardaki yeni çizginin karşısındaki ikinci önemli engele geliyorsunuz.
Piyasaların verdiği aşırı tepkiler.
BONOLARI TUTMAK
Yüklü miktarda bono alıp bunları portföylerinde repo ile taşıyan oyuncular, bir yıldır bundan zarar ediyordu.
Şimdi daha da zarar ediyor.
Bir yıl önce yüklü bono portföyü tutmamak gerekiyordu.
Bu şimdi daha da doğru.
Üstelik bundan bürokratların hatası yok. Tek tek baktığınızda oyuncuların da hatası yok. Yanlış olan piyasanın topluca verdiği tepki.
Yanlış olan, Çiller dönemi boyunca edinilmiş olan alışkanlıklar.
Ne demek istediğimizi rakamlarla açıklayalım.
RAKAMLAR
Yılmaz Hükümeti kurulmadan önceki bono faizlerini yüzde 112 olarak alalım. (Stopajdan gelen yüzde 7 civarındaki ‘‘getiriyi’’ net bileşik faize ekliyoruz. Profesyoneller bunu neden yaptığımızı bileceklerdir.)
Bu kâğıtları repo ile fonlamanın maliyeti ise yüzde 115-122 civarında oynuyordu.
Yani ortada bir zarar vardı.
Şimdi ise piyasaların verdiği aşırı tepkiden dolayı bono faizleri yüzde 100'ün altına inmiş durumda. Borsada fiyatlar ‘‘yüksek’’ seviyelerde. Oysa fonlama maliyetlerinde fazla bir değişiklik yok. Bu durumda:
Kâğıtları repo ile taşımanın zararı neredeyse ikiye katlandı.
Açık pozisyon ise ucu ucuna kurtarıyor. Hatta dövizde son haftalarda tanık olduğumuz günlük devalüasyon oranı devam ederse, zarar bile ettiriyor.
Sonuca gelmeden önce bir soruyu daha cevaplandıralım.
Oyuncular zarar ediyorlarsa, o zaman neden kâğıt alıyorlar?
SPEKÜLATİF KAZANÇ
Zarar eden, bu kâğıtları alıp portföylerinde tutanlar. Çünkü kâğıdın getirisi, kâğıdı portföyde tutma maliyetinin altında.
Ama diyelim ki, bizim iki buçuk yıldır önerdiğimiz çizgide gittiniz. Bono portföylerinizi asgaride tuttunuz.
Bu kâğıtları portföyle taşımak zorunda değilsiniz ki!
Fiyatlar hızla yükselirken kâğıda girer, hemen sonra da yüksek fiyattan çıkar, yine repoya geçersiniz.
Hem yüksek bir spekülatif kazanç elde etmiş olursunuz, hem de yüksek repo oranlarından yararlanırsınız.
SONUÇ
Tehlike ortada.
Sadece başkasına satma amacıyla kâğıda girilirse...
Ve eğer bu spekülatif hareket de gitgide büyürse...
Her küçük olumsuz haberde faizler sıçrayacak. Borsa aşırı tepki verebilecek.
Böyle bir yüksek volatilite ortamı Ankara'daki ciddi bürokrat ve politikacıların yapmak istediklerine bir engel oluşturacak.
Ayrıca bir gün bir kaza da çıkabilecek.
Paylaş