Paylaş
Risk artıyor derken eskiden işler kötüye gidiyor sanılırdı.
Şimdi de böyle düşünenler var. Ama riskin bir trend değil, sadece aşağı veya yukarı doğru bir hareketlilik, bir volatilite olduğunu bilenlerin sayısı daha fazla.
ŞİRKET
Bursa, Gaziantep veya Ege bölgesinden orta boy bir imalatçı bir firmayı alın. Bir fabrikası var. Hammadde alıyor, stokluyor, üretim yapıyor satıyor. Bu arada işlerin yüzde 40-50'sini bankadan aldığı kredilerle çeviriyor.
Bir gün, bir şok yaşandı, açık pozisyon ve bono portföyü riskinden dolayı piyasalar karıştı. Dövize, Tayland benzeri bir talep geldi, Merkez Bankası faizleri yukarı çekti.
Bu gibi bir şirket ne durumda kalır? Batı'daki benzerlerinden neler öğrenebilir?
BAŞ AĞRISI
Şirket biraz zorlanacaktır. Ama herhangi bir iflas tehlikesiyle karşı karşıya kalmaz. Çünkü şirketin fazla ‘‘kısa vadeli’’ borcu yoktur. Değeri ise gelecekteki kazançların bugüne indirgenmesinden oluşur. Bu çeşit bir çalkantı ise gelip geçicidir. Şirketin değerini fazla etkilemez.
Olsa olsa, bankadan aldığı krediye bir süre daha yüksek bir faiz öder. Veya banka, likidite ihtiyacından dolayı, kullandırdığı krediyi biraz kısar.
Tatsız bir durum. Ama şirket açısından bir felaket değil. Mesai saatleri biraz kısılır. İki vardiya çalışılacağına, bir vardiya çalışılır. Rezervlerden biraz yenir. Çalkantı atlatılır.
Evet bir baş ağrısı. Ama o kadar.
BATI'DAN ÖĞRENECEKLERİ
Şirketin Batı'daki benzerinden öğrenecekleri de sınırlıdır.
Çünkü benzer bir durumda olan bir Batı firması bu gibi durumlarda belki biraz ‘‘vadeli faiz’’ kontratı satacaktır. Belki de ‘‘vadeli borsa endeksinde’’ bir miktar açık gidecektir.
Vadeli faiz henüz Türkiye'de yok. Ama vadeli İMKB endeksi yakında trade etmeye başlıyor.
Ekonominin daralmaya başladığı bir ortamda bir miktar vadeli endeks satan bir şirket, üretimden kaybettiği paranın bir kısmını buradan kazanabilir. Çünkü vadeli endeks aşağı gider. Yüksek fiyattan satılan kontrat daha ucuza ‘‘geri alınır.’’
Yararlı bir korunma. Finans terimiyle, bir ‘‘hedge’’.
BİR DEĞİŞİKLİK
Şimdi örneği biraz değiştirelim.
Diyelim mi şirket biraz daha büyük. Bir yanda üretim yaparken diğer yanda kazandığı paraları biriktirmiş, TL. cinsi bonoya yatırmış. Gelirinin bir kısmı üretimden, diğer kısmı bonodan.
Açık pozisyon ve yüklü bono portföylerinin bir şokla birleşmesinden kaynaklanan çalkantı bu şirketi nasıl etkileyecektir?
Burada durum yukarıdakinden biraz farklı. Bir kere aynı baş ağrısı duruyor. Ama şirket sahibine, ilaveten bir de çuvaldız batırılıyormuş gibi. Çünkü yukarıdaki duruma ek olarak, şirket bir de bono portföyünden yüzde 20-30 civarında para kaybedecektir.
Ama para sanayicinin kendi birikmiş parası. Borç almamış. Kapısına dayanan alacaklı olmayacaktır. İflas tehlikesi burada da yoktur. Bir ‘‘spekülatif kayıp’’ söz konusudur.
Batı'dakine benzer bir ‘‘vadeli faiz’’ kontratı olsa, işler karıştığı zaman şirket bu kontratlardan biraz daha satıp kendisini korumaya alabilir.
SONUÇ
Demek ki açık pozisyon ve bono portföyü riskinin artmış olması işini ciddi yapan imalatçı firmaları fazla etkilemiyor.
Üstelik yakında İMKB'de piyasaya sürülecek vadeli endeks kontratı şirketlerin kendilerini daha da iyi korumalarını sağlayacak.
Elbette, bir de vadeli faiz kontratı olsa...
Paylaş