Paylaş
8-10 yıl önce mavi yakalıların işlerinin tehlikede olduğu konuşuyorduk. Artık bu işleri robotlar kolayca yapacak bu yüzden mavi yakalılar için yeni meslekler dizayn edilmeli diyorduk.
Sonra 2013 yılında bugün makine öğrenmesi dediğimiz alanda, yani yapay zekâ teknolojileri alanında büyük bir atılım gerçekleşti.
Son birkaç senedir geleceğin meslekleri konuşulduğunda artık denklemin içine yapay zekâ giriyor. Hatta başrolde!
Peki makine öğrenmesi ile oluşturulan algoritmaların yeni algoritmalar üreterek işleri hallettiği bir dünyada beyaz yakalıların işleri ne kadar güvende kalacak?
2017 yılında Stanford Tıp Fakültesi bir algoritmanın bronşiti bir doktordan çok daha iyi saptayabildiğini duyurdu web sitesinde.
Belli kurallar çerçevesinde trend belirleyerek kararlar veren finansçı ve yatırımcılar da yapay zekayı en hızlı kullanmaya başlayan sektörler arasında geliyor. New York’taki fonlardan birinin yönetim kurulunda bir algoritma olduğunu duymuştuk, hatırlarsanız.
Makine öğrenmesi, yani yapay zekâ hızla gelecek tahayyüllerimizi değiştiriyor.
2022’de belki nefes koçu veya Instagram’da ‘influencer’ olmak en kazançlı işler arasında olacak.
2035’te aynı işlere olan ilgi belki tamamıyla kaybolacak, muhtemelen Instagram diye bir platform ortada olmayacak.
Oxford’dan çıkan BenevolentAI algoritması hızlıca önce kovid-19 virüsünü inceledi. Virüsün insan vücudunda sebep olduğu süreçleri belirledikten sonra, aynı algoritma var olan tüm ilaçları inceleyerek büyük firmalardan biri tarafından eklem iltihabı sorunlarını çözmek için üretilen bir ilacın kovid 19 için çözüm olabileceğini belirledi. Bunu 4 araştırmacı 3 günde başardı.
Eğer algoritmalar kullanılmasaydı 250 kişilik bir takımın uzunca bir süre bu araştırmayı yapması gerekecekti diyor BeneloventAI yöneticileri.
Bu örneğin de ortaya koyduğu gibi yüksek eğitimli araştırmacıların, doktorların, mühendislerin ve diğer birçok meslek grubunun kendini yeni döneme hazırlaması gerekiyor. Çünkü artık başrolde yapay zekâ var.
Teknoloji bizi 18 ve 19. yüzyılın hür irade fikir ve konseptleri üzerine kurulan sisteminin dışına çıkmaya zorluyor.
Değişimler çok daha hızlanacak.
18., 19. ve 20. yüzyıllar seri üretime geçişin olduğu ve insanların aynı işlerde 20-40 yıl çalışabildiği dönemlerdi. 21. yüzyıl her 7-10 yılda bir kendimizi baştan aşağıya yenilememiz gereken bir dönem.
Peki geleceğe nasıl hazırlanacağız
1-Sürekli değişimi ve sürekli iyileşmeyi yaşamımızın bir parçası haline getirmemiz gerekiyor.
İş dünyasında Japonlardan gelen Kaizen konsepti vardır. Kaizen sürekli iyileştirme anlamına gelir. 21. yüzyılda kişisel olarak sürekli iyileştirme, yani kazien modunda olmamız gerekiyor başarı ve mutluluk için.
(Kai değişim, Zen ise iyi demek.)
2-Duygusal zekanızı arttırın. yüzyılda yapay zekâ algoritmalarının bir çok işi kolaylıkla çözebildiği bir süreçte duygusal zekasını en etkin kullanabilen insanlar değer oluşturabilecek.
Tüm bu büyük ve hızlı değişim gerçekleşirken, zamanınızı sosyal medya mecralarında kaybetmeyin. Kendinizi gerçek hayattan koparmayın.
Gerçek hayat siz sanal bir hayatı yaşarken ayaklarınızın altından kayıp gidiyor.
Geleceğin mesleklerini bugünden size sayanlar varsa, inanmayın!
10 yıl sonrasını kestirmemiz çok zor.
İnsanlık tarihinde hiç görülmemiş bir teknoloji var bugün elimizde.
Çok hızlı değişim ve dönüşümler gözleyeceğiz.
Geleceğe hazır olmanın iki yolu var: kendini sürekli dönüştürebilen/iyileştiren ve duygusal zekasını etkin bir şekilde kullanabilen bir bireye dönüşün!
Paylaş