Havalar yavaş yavaş soğumaya başladı. Uzmanlar bu kışın sertçe geçeceğini üstüne basa basa söylüyorlar.
Akşam yorgun argın eve gittiğinizde, hele bir de dışarıda hava soğuksa, bir kase çorba gibisi yoktur. Üstelik yalnızca akşam yemeklerinin değil, soğuk kış sabahlarının da lezzetli adresidir çorbalar. Mercimek, yayla, tarhana, şehriye, mısır, lahana, patates, brokoli... Daha onlarca çeşidini sayabiliriz çorbanın.
Peki çorbasız bir davet sofrası düşünebiliyor musunuz? Eve yemeğe çağırdığınız yakınlarınıza pişireceğiniz yemeklerin listesini yaparken aklınıza ilk gelen şey çorba değil mi?
Ben kalabalık aile eşrafını ya da arkadaş çevremden insanları yemeğe çağırdığımda hemen hangi çorbayı yapacağıma karar vermeye çalışırım. Çünkü, çorba bir yemeğin açılış yemeği olması dolayısıyla çok önemlidir.
İlla misafir çağırmam da gerekmiyor yemeğe. Üç çocuk annesi biri olarak çocuklarıma her akşam mutlaka çorba yedirmeye çalışıyorum. Özellikle okuldan geldikleri zamanla akşam yemeği arasında yiyebilecekleri bir yemek olarak düşünüyorum çorbayı. Sanırım bir de çorbanın yemek kültürümüzdeki yerinin kaybolmasını istemediğimden çorba benim için bu kadar önemli bir yerde.
Dediğim gibi, üç oğlum var ve her birinin damak tadı farklı. Ama hepsi çorbayı severek yiyor ne hikmetse. Tabii beyefendilerin biri, domates çorbasına bayılıyor, biri yayla çorbası diyor da başka bir şey demiyor. Ama olsun çorba içmeleri yeterli benim için.
Dünyanın farklı yerlerinde pek çok ülke gezdim, çorbayı sofrasına bizim kadar çok koyan ve bu kadar çok seven bir millet görmedim. Sıcağıyla, soğuğuyla, çorbasını yapmadığımız malzeme pek az. Geleneksel Türk mutfağının yüzyıllardır yapılan tarhana ve yayla çorbası gibi çorbaları da var, yeni yeni mutfağımıza giren brokoli çorbası da.
Sizin ailenizin de favori bir çorbası mutlaka vardır. Ya da diğerlerinden daha güzel yaptığınız bir çorba. Haydi zahmetli filan demeyip yapın, ailenizin en sevdiği çorbayı da hep birlikte sofra başına oturduğunuzda içiniz ısınsın.
Samsun’un cevizli zetisi
Malzeme listesi
4 adet tavuk budu
2 su bardağı iri çekilmiş ceviz içi
4 diş sarmısak
1 yemek kaşığı kırmızı pul biber
1 yemek kaşığı domates salçası
5-6 dilim bayat ekmeğin içi
1 adet limonun suyu
2 su bardağı tavuk suyu
1 çay kaşığı tuz
Tavuk etlerini orta boy bir tencereye koyup üzerine çıkacak kadar su ilave edin. Tuzunu da ekleyip orta ısılı ateşte etler yumuşayıncaya kadar haşladıktan sonra kenarda bekletin. Diğer taraftan, ceviz içi, sarmısak ve kırmızı pul biberi mutfak robotunda çekerek püre haline getirin. Karışımı küçük bir tavaya aktarıp kısık ateşin üzerine oturtun.
Üzerine salçayı da ilave edip tahta bir kaşıkla sık sık karıştırarak ısıtın. Bu işlemi yapmaktaki amacımız sosu ısıtarak cevizin yağını dışarı vermesini sağlamaktır. Tavadaki malzemeler kaynama noktasına geldiğinde ocaktan alın. Üzerine ufaladığınız bayat ekmek içlerini ilave ettikten sonra limon suyunu gezdirip ılık haldeki tavuk suyundan iki bardak kadar ekleyin.
Tuzu da serpip bulamaç haline gelinceye kadar karıştırın. Son olarak, but etlerini iri parçalara ayırın. Cevizli bulamacı geniş bir servis tabağına yayın. Üzerine tavuk etlerini yerleştirip, sıcak sıcak servis yapın. İsterseniz bu yemeğin üzerine kızgın yağda pişirilmiş kırmızı pul biber de gezdirebilirsiniz.