Gelecek, geliyor, derken yine geldi işte on bir ayın sultanı, ramazan. "İftara ne pişirsem, sahurda ne yemek lazım ki tok tutsun, kimleri ne zaman iftara çağırsam" gibi ramazana has sorular cevaplanmayı bekleyecek ve biz bir de bakacağız, ortası, sonu derken bitivermiş ve bayram gelivermiş.
Ramazan gelince hep eskilerden dem vurulur ve eski İstanbul’da yaşanan ramazanlar anlatılır. Çünkü o zamanlar ramazan özel bir ay olarak algılanır ve daha gelmeden başlarmış ramazanın günlük yaşama etkileri. Ramazan gelmeden on beş gün önce bu özel ayda yenecek yufkalar açılmaya, içilecek şerbetler için meyveler hazırlanmaya başlanırmış. Ramazan ayı bir sürü şeye vesile olur, evde yapılması gereken tamirat işleri, dip köşe temizlikler, yatakların ve yorganların havalandırılması ramazana hazırlık için yapılan işlere dahil edilirmiş. Eski İstanbul evlerinin vazgeçilmezlerinden biri olan kilerlerde bir ramazan coşkusu yaşanır, teneke teneke yağlar, çuvallarla pirinçler, kilolarca pastırma getirtilir, kilerler bütün yıl hiç olmadığı kadar zengin hale getirilirmiş. Kısacası her ev kendi bütçesine göre az ya da çok ramazana hazırlanırmış.
Ramazan telaşı sadece ev kadınlarına has bir şey de değilmiş üstelik. Esnaf da dükkanında çoktandır yapamadığı boya badanayı, tadilat ve temizlik işlerini ramazana hazırlık safhasında yapar ve ramazana temiz pak girmeye özen gösterirmiş. Çünkü ramazanda esnaf dükkanını daha geç saatlerde açar, sabahları evinde dinlenme fırsatı bulurmuş.
Sosyal hayatı yakından ilgilendiren bir aymış ramazan. Sahura kadar süren sohbetlerin etkisiyle uykusuz olan insanlar güne daha geç saatlerde başlarlar, esnafı da, ondan alışveriş yapacak olan mahalle halkı da bunu bilir ve ona göre davranırmış. Yani, şimdiki gibi trafikte açılan oruçlar ya da işyerindeki masada suyla iftar etmeler yokmuş o zaman.
Dileğim, ramazanın birleştirici etkisinden yararlanarak sevdiklerinizle ağız tadıyla bir ramazan geçirmeniz. İyi ramazanlar.
Kıymalı tarhana çorbası
8 kişilik
Hazırlama süresi 20 dakika
Pişirme süresi
20 dakika
Malzeme listesi
200 gr az yağlı kıyma
5 yemek kaşığı zeytinyağı
2 adet orta boy kuru soğan
2 su bardağı toz tarhana
6 su bardağı soğuk su
1 yemek kaşığı biber salçası
1 tatlı kaşığı kırmızı toz biber
Üzeri için;
2 yemek kaşığı zeytinyağı
1 tatlı kaşığı kuru nane
Öncelikle, tencereye kıymayı ve zeytinyağını koyup, kıymanın rengi dönünceye kadar ve sürekli karıştırarak 5-6 dakika kavurun. Üzerine, çok ince doğranmış soğanları da ekleyip 2-3 dakika daha kavurmaya devam edin.
Diğer taraftan, derin bir kasenin içine; toz tarhana, 6 bardak su, biber salçası ve toz kırmızı biberi koyarak, tüm malzemeleri ezip, karıştırın. Tarhanalı karışımı azar azar tenceredeki kıymalı harcın üzerine aktarın. Sürekli karıştırarak katılaşıp, muhallebi kıvamına gelinceye kadar pişirin. Çorba kaynamaya başladıktan sonra ocaktan alıp üzerine yağla birlikte kızdırdığınız kuru naneyi gezdirerek, servise sunun.
Beğendili Behramkale kebabı
8 kişilik
Hazırlama süresi 15 dakika
Pişirme süresi
60 dakika
Malzeme listesi
500 gr kuşbaşı dana ya da kuzu eti
5-6 adet orta boy patlıcan (kemer patlıcan)
1 adet dolmalık kırmızı biber (çuşka da denir)
1 yemek kaşığı bitkisel margarin ya da tereyağı
4 su bardağı sıcak su
250-300 gr taze kültür mantarı
2 yemek kaşığı zeytinyağı
1 adet limon
2 çay kaşığı tuz, karabiber
3-4 sap yeşil soğan
Dana eti kuzu etine göre çok daha geç pişer. Dolayısıyla, dana etini pişirirken daha çok su ilave edip daha uzun sürede pişirmelisiniz. Bu tarif kuzu etine uygun olarak yazıldı. Kuşbaşı kuzu etini orta boy bir tencereye aktarıp orta ısılı ateşte, suyunu verip rengi dönmeye başlayıncaya kadar, 3-4 dakika karıştırarak kavurun. Margarin ya da tereyağını ekledikten sonra 4-5 dakika daha kavurun. 4 su bardağı sıcak suyu da ilave edip tencerenin kapağını kapadıktan sonra, etler iyice yumuşayıncaya kadar pişirin. Diğer taraftan, mantarları akan suyun altında yıkayıp süzün. Mantarları ister bütün, ister boylamasına ikiye bölerek etin üzerine ekledikten sonra tuz ve karabiberi serpiştirin.
Tencerenin kapağını tekrar kapatıp etler ve mantarlar iyice yumuşayıncaya kadar, en az 30 dakika pişirin. Mantar etten çok daha kolay pişeceği için mantarı etten sonra eklemeniz sorun yaratmayacaktır. Diğer taraftan, patlıcanları yıkayıp kurulayın. Çatalla 4-5 yerlerinden delip ocağın üzerinde ya da fırın ızgarasında yumuşayıncaya kadar çevirerek közledikten sonra incecik doğrayın. Zeytinyağını bir tavada kızdırıp üzerine ayıkladıktan sonra küp küp doğradığınız kırmızı biberleri aktarıp 3-4 dakika kadar kızartın. Üzerine incecik doğradığınız patlıcanı ilave dip tuz ve karabiberi serpiştirdikten sonra karıştırarak 4-5 dakika daha pişirin. Mantarlı eti servis tabağına aldıktan sonra, yanına patlıcan salkatasını yerleştirip kenarını yeşil soğanla süsleyerek servise sunun.