Kalaylı Kaplarda Alaylı Yemekler

Her insanın damak hafızası çocukluğunda oluşur. Benim damak hafızamı ise çoğunlukla bakır kaplarda pişen yemekler oluşturdu.

Haberin Devamı

Biz bakır kaplarla büyüdük; unutulmasın istedim. İşte bu yüzden hazırladım
“Kalaylı Kaplarda Alaylı Yemekler” kitabını.

Biz bakır kaplarla büyüdük. Bugün dönüp baktığımda çocukluk anılarımın çoğuna mutlaka bakır bir kabın eşlik ettiğini görüyorum.
Kışın sobanın üzerinde tıslayan güğüm, yanında ona eşlik eden demlik, tereklerde lengerler, tandıra sarkıtılan, ocağın üstüne asılan zincirli debbeler, çeşmeye suya giden kızların kolunun bir uzantısı gibi görünen helkiler, içine yağ bastığımız badyalar, gelinlerin elinden hiç düşmeyen ibrikler, yoğurt mayaladığımız bakraçlar, kışın sarılmak, içine girmek istediğimiz mangallar, yazın buz gibi ayran, kışın ateş gibi salepler içtiğimiz maşrapalar, yıkandığımız testler ve daha nice kap kacak hep bakırdandı ve bu durum o günler için oldukça normaldi.
O zamanlar bilmesem de bu görüntü ve anıları bir kitap yazabilmek için biriktirmişim sanki, ne kadar tuhaf değil mi?
Hep özlemle andığım ve hayatımdan böyle birdenbire çıkmasına çok üzüldüğüm bakır kaplar, o zamanlar günlük yaşantımızın en normal araç gereçleriydi. Büyüklerimizden de hep bakır kaplara, formlarına, yapıldığı atölyelere dair bir şeyler duyardım. Lengerler konusunda kimse Ermeni ustaların eline su dökemezdi, en güzel tencereler Trabzon’dan çıkardı, bakraçlar Tokat’tan gelirdi ve maşrapaların esas yeri Kahramanmaraş’tı. İstanbul bakırları ise bir başka süslü olurdu.

BAKIR KAPLAR UNUTULMAYA YÜZ TUTTU

Neredeyse 1960 ve 1970’lere kadar, yediğimiz içtiğimiz birçok kap kacak bakırdan yapılmıştı. Kızların çeyizlerinin en güzel eşyaları bakır kaplardı. Tarlada, bağda, bahçede, evde misafir sofrasında bugünkü gibi çelik, cam ya da porselen kap kacaklar pek yoktu.
Uzakdoğu’dan, Çin’den ya da Avrupa’dan gelen porselen tabaklar, fincanlar çok bulunmaz, bulunsa bile evin baş köşesinde, büfede saklanırdı.
Günümüzde genellikle etnografya müzelerinde ve büyükannelerimizin evinde rastladığımız, günlük hayatımızdan yaklaşık 40-50 sene önce çıkmaya başlayan bakır kaplar, Türk mutfağında yüzlerce yıl sevilerek ve özenle kullanıldı. Ancak, son bakır ustalarıyla birlikte bakır kaplar da kaybolmaya yüz tuttu.
Her insanın damak hafızası çocukluğunda oluşur. Benim damak hafızamı ise çoğunlukla bakır kaplarda pişen yemekler oluşturdu. Acıları, sıkıntıları, kötü anılarımı unutmama yardımcı olan hafızam, çocukluğuma ait yemek anılarını unutmama ise asla izin vermedi.
Biz bakır kaplarla büyüdük; unutulmasın istedim. İşte bu yüzden hazırladım “Kalaylı Kaplarda Alaylı Yemekler” kitabını.


 

Yazarın Tüm Yazıları