Çocukları yedikleri konusunda bilinçlendirin

Kimimiz hiç yemediğinden, iştahsız olduğundan şikayet ederiz, kimimizin derdi ise bunun tam tersidir. “Ne bulsa yiyor” der, önünden yiyecek kaçırırız.

Bazılarımızın derdi çok daha başkadır. “Hiç sebze yemiyor” diye sızlanır dururuz.
Zannederiz ki, çocuğumuzun beslenme alışkanlığını oluşturmakta sadece onu nasıl ve neyle beslediğimiz rol oynar. Oysa onun beslenme alışkanlığı kesinlikle bizim, yani ailenin diğer üyelerinin nasıl beslendiğine bağlıdır. Çünkü hepimizin bildiği gibi, çocuk görerek öğrenir ve taklit etmeye de bayılır. Bunun içindir ki bizler, eğer çocuklarımız sağlıklı beslensin istiyorsak, kendi beslenme alışkanlığımıza dikkat etmeli ve örneğin onun sofra alışkanlığını kazanması için mümkün olduğu kadar sofra başında toplanmalıyız.
Yemeyen çocuğu zorlamak, sürekli sevdiği şeyleri vermek yapılmaması gereken şeylerin başında geliyor. Uzmanlar beslenme alışkanlığını şekillendirmenin ilk yaşlarda başladığını ve bu dönemin gerçekten çok önemli olduğunu belirtiyorlar. “Aman yemek yesin de nasıl yerse yesin” deyip her yemek vaktinde çocuğu televizyon karşısına oturtmanın ve sadece karnını doyurmak için ağzına yemek sokuşturmanın tamamen yanlış bir tutum olduğunu da üzerine basa basa söylüyorlar.
Uzmanların belirttiğine göre, televizyon karşısında yemek yedirmek çocuğun yedikleri konusunda gözlem yapamamasına ve dolayısıyla bilinçlenememesine neden oluyor. Televizyon karşısında yemek yiyen çocuk zamanla yemek yemeye sadece karın doyuracak bir şey olarak bakmaya başlıyor. Ne yediğinin ve yediği şeyin lezzetinin bir önemi kalmıyor ve daha sonraki yıllarda da bu alışkanlığı devam ediyor.
Çocuklarımızı yedikleri hakkında bilinçlendirmenin bir yolu da yemeklerini mümkün olduğunca kendilerinin yemesini sağlamak. Çünkü o zaman, çocuk hem yediklerine ister istemez dikkat ediyor, hem de sofra alışkanlığının bir parçası olan eşyalarla tanışıyor.
Çocuklara sebze ve meyveleri tanıtmanın bir başka yolu da onlara şekilli plastik oyuncaklar almak.

EZOGELİN ÇORBASI

6 KİŞİLİK
HAZIRLAMA SÜRESİ 15 DAKıKA
PİŞME SÜRESı 40 DAKıKA

MALZEME LİSTESİ
* 1 su bardağı kırmızı mercimek
* 2 yemek kaşığı pirinç
* 4 yemek kaşığı ince köftelik bulgur
Arzu ederseniz;
* 2 yemek kaşığı tel şehriye
(Arpa şehriye de kullanabilirsiniz.)
* 5 yemek kaşığı zeytinyağı
* 1 adet kuru soğan
* ½ yemek kaşığı domates salçası
* ½ yemek kaşığı biber salçası
* 8-10 su bardağı sıcak et ya da tavuk suyu
* 2-3 diş sarımsak
* 1 adet limonun suyu
* 2 tatlı kaşığı kuru nane
* 1 tatlı kaşığı kırmızı pul biber
* 1 çay kaşığı tuz, karabiber

YAPILIŞI
Kırmızı mercimek, pirinç ve bulguru aynı kabın içinde yıkayın. Zeytinyağını düdüklü tencereye ya da orta boy çelik bir tencereye koyun. Yıkayıp süzdüğünüz mercimek, bulgur ve pirinci tencereye aktarın. Kuru soğanı incecik doğrayarak üzerine ilave edin. Sarımsakları pirinç tanesi büyüklüğünde doğrayıp tencereye koyun. Domates ve biber salçasını da ekledikten sonra tencereyi orta ısılı ateşin üzerine oturtun.
Malzemeleri tahta bir kaşıkla sürekli karıştırarak 4-5 dakika kavurun. Üzerine 8-10 su bardağı sıcak et ya da tavuk suyunu ekleyin. Nane, tuz, karabiber ve pul biberi serpip tekrar karıştırın. Limon suyunu da kattıktan sonra çorbayı pişmeye bırakın.
Düdüklü tencerede pişireceksiniz, düdük çaldıktan 15 dakika sonra ocaktan alabilirsiniz. Normal tencerede pişiriyorsanız, çorba kaynamaya başladıktan 25-30 dakika sonra ocaktan alın.
Gerekirse biraz daha limon suyu ya da 2 yemek kaşığı nar ekşisi ilave edebilirsiniz. Hatta kaynayan çorbaya 2 yemek kaşığı tel şehriye de katabilirsiniz. Bu çorba ekşili ve acılı tadıyla nefistir.
Yazarın Tüm Yazıları