Paylaş
Kurumsal renklerinizden reklam çalışmanıza,
renklerinize, markanıza,
görsellerinizden vizyon&misyon beyanınıza,
sosyal medyanızdaki aktifliğe, haydi eller havaya modunda gösterdiğiniz mutlu (?) çalışan hallerinize
gerçekten bayılıyoruz…
Ama sorun şu ki, kurumsallık bu değil !
…
Altı boş olunca renklerin pek bir havada kaldığını bilmekte, zannediyorum fayda var.
Etikten kurumsal standarda,
kaliteden gerçek anlamda profesyonelliğe,
iç süreçlerin kişisel ve dönemsel faktörlerden bağımsız işleyebilme kapasitesine,
müşterilerden dış eşleniklere karşı ortak temsiliyet üslubuna kadar birçok etken sizi ya kurumsal yapar
ya da rezil eder.
…
Mesela iki farklı biriminiz yaşanan bir aksaklık ile ilgili olarak kendi içinde anlaşamıyor,
tam anlamı ile top çevirip müşteriye karşı birbirlerinin
eksiğini öne sürüyorsa bilin ki
kral çıplak!
…
Cam plazada ofis,
bol renkli yada inadına gri tonlar,
kıdemli kıdemli abiler & ablalar, öğlen içilen kahveler,
İK kariyer yolu ya da yan haklar,
mülakatlar, değerlendirmeler, hedefler,
360 derece analizler
ve hatta kurumsal kimliğin & aidiyetin adım adım beyne nakşedilmesi
vs.
Bilmelidir ki hiçbiri hiçbir kurumu “Kurumsal” yapmaz!
…
Kurumsallık;
kişiler arasındaki iletişimde ve İK’dan servise finanstan saha çalışanına kadar tüm süreçlerde
insan faktörünün yaratabileceği ego, rekabet, hırs gibi faktörlerin ortadan kaldırılmasıdır.
…
Yani;
şirket arabası ile kaza yaptığında yöneticinden azar işitmektense sorumlu birimin prosedürleri yürütmesi
sana da içtenlikle “geçmiş olsun” demesi,
hastalandığında yada yıllık izin planlamanda yazılı kurallar çerçevesinde iş planını yapma özgürlüğünün olması,
doğum, evlilik, vefat vs gibi konularda yasal haklarını kullandığında “tam da yoğunluğumuza denk geldi” gibi
patronvari tavırlarla karşılaşmayıp sadece uğurlanman
ve en önemlisi
hayatının kıdemli iki dudağın arasında değil gerçekten çalışmanın etkileri ile şekillenmesi
gibi basit bir şeydir.
Huzur verir, mutlu eder, hem kişiye hem kuruma kazandırır.
ŞahapT.
Paylaş