Paylaş
Artılar ve eksiler çok konuşulsa da, kurumlarda çalışma algısı dönemsel olarak cazibesini eskiye göre yitirme eğilimine girse
bireysellik yükselse de, yıllarda peşinde koşulan eğitim ve sınavların
sonucu beklenenin altında kalsa da,
bolca hayal kırıklığı barındıran hikayemiz birikse de,
dışarıdan parlak gözüken kurumsal insan yaşantısı içine girince, 80’lerden kalma renkli ama tonları bir hayli soğuk & tatsız bir filme dönüşse de
sanırım hepimiz insan gelişiminde kurumların önemli bir yer işgal ettiğini biliyoruz.
…
Aman yanlış anlaşılmasın, bireysel yetenekler ve mümkünse hareket kabiliyeti yüksek iş şekilleri her daim desteklenmeli.
Ve hatta gelecekte artacağını bilerek ve heyecanla
hazırlanmalı.
Burada sadece var olan kurumsal gemiye de başka bir açıdan bakalım istiyorum.
…
TDK diyor ki;
Kurum; Evlilik, aile, ortaklık, mülkiyet gibi köklü bir yapıyı içeren, genellikle devletle ilişkisi olan yapı veya birlik, müessese.
Kurumsal ise; Kurumla ilgili. Değişik birim ve fonksiyonlarıyla bir kurumun niteliklerine tam anlamıyla sahip olan.
…
Yani konunun insan evladının tarihsel gelişimi ile doğrudan bağı var.
Konu kuralları, kabulleri, yapılar büyüdüğü için birimleri, fonksiyonları,
organize olma ihtiyacını,
belki güvenliği, belki güç birliğini,
hatta artık inovasyonun yolunu açan düşünce ve bilgi birliğini içeriyor.
…
Peki bunca şikayetimiz neden? İnsanları yılgınlığa sevk eden yanlış uygulamalar nasıl düzelir?
Benim dahi bolca değindiğim sıkıntılar bu fonksiyonel(!)
organizasyonda neden karşılık buluyor?
Daha iyi bir kurumsal hayat mümkün mü?
…
Bu konudaki düşüncem iki temel noktanın merkeze alınması
ihtiyacını öngörüyor.
Bir; kural, yönetmelik, tamim ve kanunların içselleştirilmenin ötesinde uygulanır olması.
İki; insani değerlerin yükselişe geçmesi.
Tam olarak kurumsal insanın ve tabi ki kurumların kurallar ile sarmalanmaya ihtiyacı var. Tam olarak bunu uygulayan, maruz kalan, yöneten,
yönetilen, geminin herhangi bir kademesinde katkı sağlayan
herkesin insani tutuma ihtiyacı var.
…
Ancak böyle denge sağlanabilir. Yoksa çokça bahsini geçirdiğimiz kurumsal insanın bireyselleşmesi, yeni neslin ise bu mecraya hiç adım atmak istememesi iş hayatının ana konusu olacak gibi.
Pek de haksız sayılmazlar sanki. Sizce?
ŞahapT.
Paylaş