Türkiye’nin 77 şehrini fotoğraflayan, fotoğraf dünyasının bana kazandırdığı dostlardan Murat Bakmaz’la Erzincan Valiliği’nin düzenlediği foto safaride birlikteydik. Projeleri ile ilgili sohbet ederken heyecan duydum. Fotoğraf sohbetimizde Murat’ın anlattıkları;
FOTOĞRAFIN KENDİNE AİT BİR DİLİ VAR
“Fotoğrafa başlamam 30’lu yaşlarımda elime aldığım bir fotoğraf makinesiyle oldu. 2013’te bir arkadaşımın fotoğraf makinesi ile iki üç ay fotoğraf çektim. İlk deklanşöre basmamla fotoğrafın hayatımda vazgeçilmez olduğunu hissettim. Arkadaşıma makinesini iade edince fotoğraf makinesi almak istedim. Günlük içtiğim sigaranın toplamdaki yükü ile bir yılda makinenin borcun ödeyeceğimi fark ettim. Ve sigarayı bırakıp, ilk fotoğraf makinem için banka kredisi çektim. O günden bu yana sigara içmiyorum. Hobi olarak başlayan fotoğraf serüveni, büyük ve derin bir tutkuya dönüştü. Fotoğraf makinesi ile ilgili bütün ayarları YouTube ve internetten öğrendim. Biraz öğrendikten sonra fotoğraf sunumlarına gittim. Bu sunumlarda fotoğrafın anı durdurmak değil, bir dil olduğunu, fotoğrafın kendine ait dili olduğunu öğrendim. Bu fotoğrafa bakışımı değiştirdi. Orada tanıştığım insanlarla gezilere gittim. İlk yıllarda manzara fotoğrafları çektim. İlerleyen zamanlarda makro denemelerim oldu. Sonraki yıllarsa ise bu arayış, sokak ve seyahat fotoğrafları olarak cevap buldu. Bu karardan sonra bir yandan Türkiye’yi şehir şehir gezdim, bir yandan da İstanbul sokaklarını arşınladım. Fotoğrafın sokağa tutulan ayna olması gerektiği fikrindeyim. Türkiye’yi şehir şehir gezip fotoğraflıyorum. Şu an kadar 77 şehri gezip fotoğrafladım. Pandemi olmasa 81 ili tamamlamıştım. 81 ilin hepsini fotoğraflayacağım. Ve şehirlere başka bir amaçla gidip gitmişken fotoğraf çekmiyorum, seyahatlerimin tek amacı fotoğraf.
Ayarsız Dergisi’nin düzenlediği yarışmada, geçen yılın ocak ayından başlayarak 12 ay boyunca her ay farklı bir sözü anlatan fotoğraflar seçildi. ‘Her Söz Bir Fotoğraf’ isimli yarışmanın yıl sonunda yapılan değerlendirmesinde ise tüm bu fotoğraflar arasından üç fotoğraf ödüllendirildi. Yarışmada edebi ve felsefi sözleri en iyi ve en güzel anlatan fotoğraflar belirlendi.
BİNİN ÜZERİNDE FOTOĞRAF YARIŞTI
Yarışmada binin üzerinde fotoğraf yarıştı. Ayarsız Dergi jürisi her ayın en başarılı fotoğraflarını seçerek büyük jürinin nihai değerlendirmesine sundu. Benimde arasında bulunduğum Coşkun Aral, Mustafa Seven, Gülin Yiğiter ve Tolga Adanalı’dan oluşan büyük jüri, ön elemeyi geçen 100’e yakın fotoğraf arasından Mehmet Aslan’ı birinci, Filiz Kılıç’ı ikinci, Meriç Aktar’ı ise üçüncü olarak seçti. Derginin Yayın Yönetmeni Ragıp Vural’a yarışmanın hikâyesini sordum. Vural, şu bilgileri paylaştı:
ÇOK GÜZEL HİKÂYELER ANLATTILAR
Sevgili meslektaşım Engin Güneysu ile fotoğrafın hayatına girişini, Bosna Hersek macerasının hikâyesini ve tasarımı tamamlanan kitabını konuştuk. İşte anlattıkları:
OKUL HARÇLIĞIMLA FOTOĞRAF MAKİNESİ ALDIM
Fotoğraf: Esra Özgüroğlu
Fotoğraf dünyasının yakından tanıdığı Fotoğraf Gezginleri’nin kurucusu Niko Guido’nun yarattığı ‘Benİstanbul’un koordinasyonunu ise üniversite yıllarında aynı sınıfı hatta aynı evi paylaştığım yakın dostum Hakan Çağlav yapıyor. Fotoğraf Gezginleri’nin ve ‘Benİstanbul’un koordinatörü sevgili Hakan’la, Ankara’da yaşayan bir Antalyalı olarak hem doğduğum hem de yaşadığım kentler adına kıskançlıkla izlediğim bu projeyi önemli projeyi konuştuk...
Fotoğraf: Güneş Demir
Başkanı olduğum Türkiye Foto Muhabirleri Derneği’nin bu yıl 37’ncisini düzenlediği yarışmanın başvuruları yarın başlıyor. Yarışmanın 37’nci yılında verilecek para ödüllerinin toplamı da 37 bin lira olacak. Son başvuru tarihi ise 5 Şubat.
KALICI ESERE DÖNÜŞÜYOR
Henüz üniversite yıllarındayken foto muhabirliğine yönelen, Aydın Doğan Genç İletişimciler Yarışması’nda kazandığı “fotoğraf ödülü” ile Hürriyet Gazetesi’nin kapılarını aralayan Selçuk Şamiloğlu, bu mesleğe olan tutkusunu, “Bir gün üzülüyorum, bir gün seviniyorum. Bazen korkuyorum, bazen heyecanlanıyorum. Bu meslek bütün duyguları en zirvesinde yaşatıyor” sözleriyle anlatıyor. Zaman zaman birlikte haber takip ettiğimiz genç meslektaşım, meslek hikâyesini ise şöyle anlatıyor:
GAZETE ALIŞKANLIĞIM VARDI
Bu haftaki yazımda da bu yarışma ve sergiden bahsetmek istiyorum; “Bir Fotoğraf, Bin Hikâye” Göç Konulu Ulusal Fotoğraf Yarışması. Göç İdaresi Başkanlığı Şehit Kadir Kırbaç Konferans Salonu’nda bugün saat 14.00’te yarışmanın ödülleri sahiplerini buluyor ve sergi açılıyor. Deniz Kalaycı’nın birinci, Murat Bakmaz’ın ikinci, İsmail Coşkun’un olduğu yarışmada ödül alan fotoğraflar ile birlikte 41 fotoğraf daha sergide olacak.
TÜRKİYE SIĞINILAN LİMAN OLDU
Meslek hayatı boyunca sadece Türkiye’de değil, dünyanın birçok yerinde de çok önemli olayları takip etti, deklanşöre bastı.
Rock müzik hayranı ve Beşiktaş sevdalısı Levent Kulu, tutkularını da fotoğraflarına yansıtıyor. Ortaokul yıllarında hayranı olduğu Megadeth müzik grubunun kurucusu Dave Mustaine ile tanışma fırsatı bulmuş. Hatta Dave Mustaine, sosyal medya hesaplarında profil fotoğrafı olarak uzun yıllar Levent Kulu’nun çektiği fotoğrafı kullanmış. Sevgili Levent Kulu, bu durumu ise, “Bu da bana mesleğimin katkısı” diye özetliyor.
İşte, bu meslekte tanımaktan her zaman mutluluk duyduğum dostlarımdan Levent Kulu ile yaptığımız sohbet:
İLK HATTA TEK TERCİHİMDİ