Bu meslek duyguları en zirvesinde yaşatıyor

Sevgili okurlar... Bu hafta sizlere, aynı çatı altında görev yapmaktan mutluluk duyduğum, Hürriyet Gazetesi’nin başarılı isimlerinden biri olan Selçuk Şamiloğlu’nu daha yakından tanıtacağım.

Haberin Devamı

Bu meslek duyguları en zirvesinde yaşatıyor

Henüz üniversite yıllarındayken foto muhabirliğine yönelen, Aydın Doğan Genç İletişimciler Yarışması’nda kazandığı “fotoğraf ödülü” ile Hürriyet Gazetesi’nin kapılarını aralayan Selçuk Şamiloğlu, bu mesleğe olan tutkusunu, “Bir gün üzülüyorum, bir gün seviniyorum. Bazen korkuyorum, bazen heyecanlanıyorum. Bu meslek bütün duyguları en zirvesinde yaşatıyor” sözleriyle anlatıyor. Zaman zaman birlikte haber takip ettiğimiz genç meslektaşım, meslek hikâyesini ise şöyle anlatıyor:

Bu meslek duyguları en zirvesinde yaşatıyor

GAZETE ALIŞKANLIĞIM VARDI

“Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nde eğitim gördüğüm yıllarda fotoğrafla tanıştım. 2005 yılıydı. Üniversite öğrencisiydik ve çok sık Taksim’e gidiyorduk. Orada eylemler oluyordu. Öğrenciyim ama gazete alışkanlığım vardı. (Bugün bakıyorum da pek çok gençte böyle bir alışkanlık yok maalesef.) Taksim’de tanık olduğum bu eylemlere ertesi günü gazete sayfalarında görüyordum. Eylemin ismi değişiyor, isimler değişiyor ama yazılanlar aynıydı. Tabii fotoğraflar da değişiyordu. Her gün gazetelerde farklı fotoğraflar gözüme çarpıyordu. Diğer haberlerde de aynı yaklaşımı gördüm. Her gün aynı şeyi yazacağıma, farklı olan işlere/anlara imza atma, daha yaratıcı olma düşüncesi beni cezbetti.

Bu meslek duyguları en zirvesinde yaşatıyor

FOTO MUHABİRLERİNİ İZLİYORDUM

Haberin Devamı

Gazetecilik yapmak istiyordum, kendime gazetecilik mesleği içerisinde görev olarak foto muhabirliğini görev seçtim. Bir yıl sonra yeni 2006’da kendime bir fotoğraf makinesi aldım. Sonra elimden geldiğince sokakta fotoğraf çektim, hatta o eylemlere gittim. Karşılaştığım foto muhabirlerini gözlemliyor, ne çekiyorlar, nasıl konumlanıyorlar onları izliyor, takip ediyordum. Onlar gibi yaklaşmaya çalışıyordum olaylara. Oradaki usta isimlere fotoğraflarımı gösteriyor, ‘Nasıl oldu?’ diye sorup önerilerini alıyordum. Yılmadım karşılaştığım foto muhabirlerinden yardım alarak işin tekniğini, habere bakışı, habere yansıyacak karelerin nasıl olması gerektiğini ve fotoğrafa estetik yaklaşımı öğrendim.

Bu meslek duyguları en zirvesinde yaşatıyor

ÖDÜLLE HÜRRİYET STAJI BAŞLADI

Fotoğraf konusundaki tüm bu çabalarım 2007’de karşılık gördü ve Aydın Doğan Genç İletişimciler Yarışması’ndan ‘fotoğraf ödülü’ kazandım. Bu ödülle birlikte Hürriyet Gazetesi’nde ‘bir aylık staj hakkı’ verdiler. Gazetenin usta foto muhabiri Sebati Karakurt’un yanına gittim. Eklerin kapısı aralanmıştı. Orası bambaşka bir dünyaydı. Ünlü isimlerin portreleri çekiliyordu. O zamana kadar sokakta fotoğraf çekerken bir anda kendimi usta portre fotoğrafçıları arasında buldum. Biraz da bocaladım açıkçası. Bir aylık sürem bitince, birlikte staja başladığım Emre Yunusoğlu ile birlikte Sebati(Karakurt) abinin yanına gittik. ‘Sizde potansiyel var çocuklar. Sizleri bir yere bırakmıyorum. Kendinizi burada geliştirin. Daha sonra bu ekibe dahil olacaksınız’ dedi. Ve böylece Hürriyet Gazetesi macerası bizim için Sebati Karakurt sayesinde başlamış oldu. Uzun süre hafta sonu ekleri için kreatif portreler çektim. O dönem herhalde gazetede fotoğrafı yayınlanan ne kadar ünlü varsa çektik. Ama benim içimde hep sokakta olma duygusu, sıcak haber fotoğrafı vardı.

Bu meslek duyguları en zirvesinde yaşatıyor

SICAK BÖLGELERDE GÖREV YAPIYORUZ

2014’te Hürriyet Gazetesi eklerinin bir işi için Gaziantep’teydim. Sabah kahvaltı yaparken televizyonda sıcak bir gelişme olarak Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinden gelen mültecilerin haberlerini izledim. Şanlıurfa iki saatlik mesafeydi. Ben de inisiyatif kullanarak atladım, oraya gittim. Orada büyük bir drama tanık oldum. İnsanlar tellerin üzerinden akın akın Suruç’a geliyordu. Kaos ortamı vardı. Gördüklerimi fotoğraflayıp gazeteye yolladım. Ertesi gün gazeteyi aradım, benim orada kalmamı istediler. Yaklaşık üç ay boyunca o bölgede kaldım. Bu benim ilk büyük tecrübem oldu. Sonrasında gazetede sıcak olaylara gönderilen isimlerden biri oldum. Daha sonrasında Musul ve Kerkük’ten kaçan Ezidi’ler için Irak’a gittim. Bugüne kadar ara ara Suriye’ye gidişlerim sürdü. Sonrasında Gezi’yi, orman yangınlarını, selleri, depremleri... Birçok olayı izledim. Pek çok sıcak bölgede görev yapıyoruz. Son olarak Taliban’ın Afganistan yönetimini ele geçirmesinin hemen ardından Afganistan’a gittim mesela. Hatta ABD’nin bölgedeki en büyük üssü olan Bagram’a girdim, oradaki cezaevini fotoğrafladım.

Bu meslek duyguları en zirvesinde yaşatıyor

BU MESLEĞİ SEÇTİĞİM İÇİN MUTLUYUM

Haberin Devamı

“Foto muhabirliği hayatımı çok farklı açılardan etkiledi. Kültürel anlamda, dünya görüşü anlamında, yaşamı ve insanı anlama noktasında bana çok şey kattı. Bir gün üzülüyorum, bir gün seviniyorum. Bazen korkuyorum, bazen heyecanlanıyorum. Bu meslek bütün bu duyguları en zirvesinde yaşatıyor. Bu mesleği seçtiğim için mutluyum.”

Bu meslek duyguları en zirvesinde yaşatıyor

SELÇUK ŞAMİLOĞLU KİMDİR?

1985 yılında Ağrı’nın Doğubeyazıt ilçesinde doğdu. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nden mezun. 2008 yılında Hürriyet Gazetesi’nde mesleğe başladı. Gazetenin Cumartesi ve Pazar eklerinde uzun süre portre çalışmaları yaptı. Suriye’deki iç savaşta Kobani, İdlip, Azez ve Cerablus gibi sıcak noktalarda görev yaptı. Irak’taki çatışma bölgelerinden haber ve fotoğraflara imza attı. Yunanistan’daki mülteci kamplarına gibi çok sayıda noktada göçmenlerin yaşadıklarını hikâyeleştirdi. Çok sayıda ödülü bulunan Selçuk Şamiloğlu, halen Hürriyet Gazetesi’nde görevini sürdürüyor.

Yazarın Tüm Yazıları