Paylaş
Fıstıklı kebap ve alinazik... İki kişilik verdiğim malzemeleri hazırlarsanız yapımı, pişirmesi 10 dakika. Memleketimizin katman katman güzelliklerine saygıyla...
HAFTANIN TARİFİ
Kolay fıstıklı kebap
Malzemeler:
- Kuzu döş kıyma, 100 gram
- Dana döş kıyma, 100 gram
- Kuru soğan, 1/2 adet
- Toz boziç, 1,5 çorba kaşığı
- Karabiber, 1 çay kaşığı
- Tuz, 1 çay kaşığı
- Pulbiber, 1 tatlı kaşığı
- Kaynar su, 2-3 çorba kaşığı
- Sarmısak, 1 diş
- Zeytinyağı, 2 çorba kaşığı
- Küçük şiş, 4 adet
Servis için:
- Lavaş ekmek, 2 adet
- Toz boziç, 1 çorba kaşığı
Yapılışı:
- İri çekilmiş veya satır kıyması halindeki 100’er gram kuzu ve dana döş kıymayı karıştırın. 1,5 çorba kaşığı toz boziç, birer çay kaşığı karabiber ve tuzu ilave edin. 1 tatlı kaşığı pulbiberi kaynar suda soğuyana dek bekletin ve su soğuyunca kıymaya ekleyin. Mutfak doğrayıcısında oldukça küçük doğradığınız yarım adet soğanı ve 1 diş sarmısağı kıymaya ekleyip, güzelce yoğurun.
- Kıyma harcından 1 avuç dolusu toplar alın ve aşağı doğru sıkarak şiş boyunca yayın. Şişe geçirirken elinizin de şişin de soğuk olmasına dikkat edin. Aksi takdirde et şişten kayar ve pişerken zorluk yaşarsınız.
- 2 çorba kaşığı zeytinyağı döktüğünüz döküm veya seramik bir tavada 5-7 dakika pişirin. Tavanın sıcak olması çok önemli, böylece etler pişerken yapışmayacaklar. Döküm tavada pişirmek kömürde pişirmeye en yakın lezzeti verecektir.
- Pişen kebapları 1 çorba kaşığı daha toz boziçe bulayıp, ister lavaşla dürüm yaparak servis edebilirsiniz isterseniz de hazırladığınız alinaziğin üzerinde servis edebilirsiniz.
Acele alinazik
Malzemeler:
- Patlıcan, 3 adet
- Tereyağı, 2 çorba kaşığı
- Sarmısak, 2 diş
- Yoğurt, 5 dolu çorba kaşığı
- Tuz, 1 çay kaşığı
- Karabiber, 1 çay kaşığı
- Pulbiber, 1/2 çay kaşığı
Yapılışı:
- 3 adet patlıcanı yıkayıp, ocak ateşinde 6-7 dakika kadar közleyin. Arada bir çevirin ki her tarafı eşit şekilde közlensin. Patlıcanlar közlenince kesme tahtanızın üzerine alın ve sap kısmını kesmeden, gövdeyi uzunlamasına ikiye ayırın. Kabuk kısmını almamaya özen göstererek pişmiş içi patlıcanın sonuna doğru kaşıkla iterek çıkarın. Birazcık kabuk karışırsa dert değil, güzel köz tadı bile verir.
- Fıstıklı kebabı pişirdiğiniz tavanın fazla zeytinyağını dökün ve 2 çorba kaşığı tereyağı ekleyin. Tavanın sıcağıyla hemen kızacaktır. Ayıkladığınız patlıcanları ve ezdiğiniz 2 diş sarmısağı tavaya koyup 1-2 dakika kavurun ki tereyağının o sütlü tadı ve sarmısağın aroması patlıcana da geçsin.
- Geniş bir kapta, patlıcanları ve 5 dolu çorba kaşığı yoğurdu karıştırın. Üzerine birer çay kaşığı tuz, karabiber ve yarım çay kaşığı pulbiber ekleyip, karıştırmaya devam edin. Servis ederken üzerlerine biraz daha boziç ve pulbiber serpebilirsiniz. ‘Acele alinazik’in üzerine, isterseniz fıstıklı kebabınızı, isterseniz yapacağınız başka bir kebabı koyarak servis edebilir, afiyetle yiyebilirsiniz.
HAFTANIN FİKRİ
Aynı dalın üzümleri...
Bu üzümlere dikkatlice bakın. Kimi kara, kimi mor, kimi yeşil... Büyüklü küçüklü... Anadoluhisarı’nda hiçbir katkı, hiçbir ilaçlama olmadan yetişmiş üzümler. Her biri çok farklı görünse de hepsi tek bir dala ait. Koyu morların tatlılığı ve aroması inanılmaz. Sanki parfüm koymuşlar gibi. Yeşillerse kekrek ama benim gibi ekşi sevenler için bire bir. Peynirle de ayrı bir güzel oluyor. Koruklar da cabası.
Biliyorum ki köşe manava gitsem, her biri 5’lik misket büyüklüğünde, hepsi aynı boy, küp şeker kadar tatlı üzümler beni bekliyor. Ancak ne tadında her lokmada değişen sürprizleri var ne de görüntülerinde... Çok daha ortalama ve birbirine yakın tatları var cinsleri değişmiş olsa da. Mükemmel olan görüntüsünü sağlayansa tarım ilacı, hibrit tohum vs. Diğer üzümdeki bekaret, samimiyet, doğallıktan tabii ki eser yok.
İşte seçmemiz gereken yol ayrımında olduğumuz nokta bu. Ya inancı, farklılığı, tatlılığı, ekşiliğiyle, hepimizin aynı dalın üzümleri olduğunu kabul edeceğiz ya da birileri gelip müdahale edecek; aynı boy, aynı inanç ve şekilde, tarım ilacını yemiş, GDO’lu, insan sağlığına ne yaptığı belli olmayan ve en önemlisi de hibrit yani soyu sopu olmayacak bir toplum olacağız.
Her şeyi başkasından bekliyoruz, bekleyebilecek bir şeyler olmadığında da “Dış mihrakların işi” diyoruz. Topu bir nevi taca atıyoruz, aksi takdirde bünyemiz kaldırmıyor olanları.
Şu an kızan, bilenen, öfkelenen herkesi -en yakınımızdakinden en uzaktakine- bileğinden tutup, sonra da ona sarılma zamanı. Öfkeyle incitmeye çalışana “İncinsen de incitme” deme zamanı.
Farklı olanı düşündüğünüzde ve kabul etmekte zorlandığınızda lütfen aklınıza bu üzümler gelsin. Tüm üzümler böyle olabilseydi dünya ne kadar sağlıklı ve güzel bir yer olurdu...
Haftanın Sözü
“Toplumsal bunalımların, kavga ve dövüş ortamının tek ve en güçlü doğuş sebebi sevgi eksikliğidir. Bunun en doğru tedavi yolu ise sevgiyi aramak, yaşamak, uygulamaktır. Hoşgörülü olursanız seversiniz. Sevilirsiniz. Karar verirseniz ve de bu yolda çalışırsanız her şeye ulaşırsınız.” (Mevlana)
Paylaş