Paylaş
Taviz değil, taarruz.
Barış Taarruzu.
Sıra şimdi MHP’de...
O da bir Güneydoğu turu atmalı. DTP’yi yine muhatap almasın ama yöre halkıyla bir kaynaşma sağlasın. Ve bunu artık otomatiğe bağlasın.
Zira Güneydoğu, DTP’nin paşa gönlüne terk edilmeyecek kadar önemlidir.
*
Hatta diyorum ki: Bilmediğimiz o büyük fırsat’ın ipine sarılmayı beklemeden, vaktiyle zorla Türkçeleştirilmiş o mekânlar, köyler, tepeler, yamaçlar, dereler, höyükler, eski isimlerine döndürülsün... Derhal döndürülsün. Yâni büyük fırsat’ın alt yapısı şimdiden hazırlansın... Nüfus Dairelerindeki isim yasakları da hemen kaldırılsın.
Hattâ ve hattâ diyorum ki: MGK bu konuda bir tavsiye kararı alsın.
*
İsimden kim ölmüş ki?
Türkçe isim veya Kürtçe isim.
Ne fark eder?
Dükkanın kapısında leziz pilav yerine hoşe pilav yazsa ne olur?
İstanbul’a bakar mısınız? Restoran, gece kulübü, kafeterya, bar, ne varsa hepsi yabancı isim... Berber, butik, mağaza, pastane, market, hastane, otel, ne varsa hepsi yabancı isim...
İstanbul’da pekalâ oluyor da
Misak-ı Milli’de farklı kanunlar mı var? Öyleyse TRT Şeş ne demek?
*
Baykal’ın Güneydoğu ziyareti belki bir çok “ilk” için taze başlangıç olabilir.
Haydi bakalım.
Açılım üstüne açılım yapalım.
- Seri açılım.
Son söz: Kürt Sorunu, DTP’ye rağmen çözülecektir.
Paylaş