Paylaş
Şeklen diyorum, çünkü erkek geçinen zorbalar, orada öyle durdukça eşitlik yasa gücüyle sağlanabilir mi?
Meselenin özü, milli terbiye.
Tahsil falan fayda etmez.
***
Bizde öyle kadınlar fırlayıp öne geçmiştir ki, erkekler kırk fırın ekmek yeseler onlara yetişemezler.
Her dalda... Yıldızlaşan kadınları gururla seyrediyoruz.
Onlar, okul sıralarında da sınıfın en iyi öğrencileriydiler... Üstelik karakterleri, bizden daha sağlamdı. Bugün iş dünyasının güvencesidirler.
***
Bütün bunlar, yasa emriyle gerçekleşmedi.
Erkeklerin lütfuyla da gelişmedi.
Tersine...
Onlara rağmen parladı kadınlar.
Cumhuriyet Dönemi’nin en gizli zaferi budur.
Nasırlı ellerle ojeli parmaklar’ın şefkatle yoğrulmuş bu şahane koalisyonu, sağlıklı aile yapısı’nın da çekirdiğini oluşturuyor.
Unutmayın.
Bilgi dağarcığımızın temelinde bile hep çocukluğumuzdaki kadın öğretmenler var.
***
Kadınsız nereye?
Onlarsız adım atamazsınız.
Siyasi bir tehlikeyi, ilk onlar sezerler ve hemen tavır koyarlar.
Ev ekonomisinin direğidirler. Enflasyonu asıl onlar bilirler.
İnsan sarrafıdırlar. Uzak dur dediklerinden mutlaka uzak durun, yoksa başınıza belâ gelir... Yani kadına saygı “kadın dövmeyin”den ibaret değil.
Kaldı ki dövülecek bunca erkek varken, neden kadın döveceksiniz?
***
Sevgili kadınlar.
Eşitlik bahanesi’yle erkeklerin gazına gelmeyin ha.
Biz sömürücü erkekler
işin kolayını bulmuşuz:
- Aslan gibisin kadınım.
- Bu işi sen becerirsin sultanım.
- Hadi sevgilim, yürü aşkım, koş bir tanem.
Diye diye bütün meşakkati kadınlara yıkmaya başladığımızı da size hatırlatmak isterim... Hepinizin ellerinden öperim.
Paylaş