Paylaş
Acaba karşılığında bir şey isteyecekler mi?
Ya da istediler mi?
Yoo, zannetmem.
O zaman jestin ne kıymeti kalır?
Efendim, mesela Akşener’e “adaylıktan çekil” derler mi?
Yoo, zannettem.
Akşener’i bilirim.
Kafası kızarsa 15 milletvekilini geri gönderir, “alın diyet borcumu” der.
Baksanıza, 100 bin imzadan bile vazgeçmiyor.
***
Jest deyince aklıma geldi.
BBP Lideri Destici de Abdulah Gül’e yapılan eski jestleri hatırlatıyor:
- “Kardeşim Gül”ü vaktiyle Başbakan yaptılar. Dışişleri Bakanı yaptılar, Cumhurbaşkanı bile yaptılar. Daha ne olsun mealinde sözler.
Keşke söylemeseydi Destici...
Çünkü jesti yapan bile söylemedi bunları.
Jest söylenmez.
Karşılık da beklenmez. Zaten bekleyen de yok. Gül ya çıkıp derse ki: “Ben o mevkilere bileğimin hakkıyla geldim.”
Böyle bir tartışmanın sonu da yok.
Neler konuşuyoruz yahu?
***
Zaten Özgür Özel, kesip attı:
- “CHP’nin gündeminde Abdullah Gül’ün adaylığı yok” dedi. Noktayı koydu. Böylece Muharrem İnce teskin olmuştur herhalde...
CHP seçmeni de sıtmaya razı olmak’tan kurtulmuştur.
Esasen Abdullah Gül’ün macera sevmeyen, kolay kolay risk almayan yapısını biliyoruz. Denizin dibini görmeden balıklama atlamaz. Sağlamcıdır.
***
Fakat bravo Karamollaoğlu’na. Çok güzel bir mekik diplomasisi yaptı. Partisini aşan bir PİAR yürüttü... Tamam da, bu kadarı bence yeter. Biraz frene basmalı. Milli Görüş Gömleği’ni birilerine ille de giydirmekten vazgeçmeli. Herkese yakışmaz ki... Bazılarının üstünde kiralık smokin gibi durur.
Paylaş