PaylaÅŸ
Bando eÅŸliÄŸinde bir cambaz, tel üzerinde tehlikeli numaralar yapıp yüreklerimizi kaldırırken, aÅŸağıda da bir palyaço ben de yaparım diyerek taklalar atar, bizi kahkahaya boÄŸardı.Â
*Â
Ä°ÅŸte, o dönemdeki arkadaÅŸlarımdan biri telefonda bayramlaÅŸtıktan sonra bana anlatıyor:Â
 Â
- Eski bayramları çok özlemiÅŸim... Mahallenin çocuklarını topladım, dedim ki: Gidin evlerin kapılarını çalın, büyüklerin ellerinden öpün, size cep harçlığı verecekler.Â
Gittiler ama hepsi kovulmuÅŸlar.Â
Bir daha gittiler, bir daha, bir daha...Â
Yine kovulmuÅŸlar.Â
Sizi hangi terbiyesiz yolluyor diye de azar iÅŸitmiÅŸler... Onlar da söylemiÅŸ benim yolladığımı. Hepsinden fırça yedim... KomÅŸularla kötü kiÅŸi oldum.Â
*Â
Arkadaşım epey güldürdü beni.Â
Ne de güzel anlatıyordu.Â
Kendine kızıyordu:Â
- Ulan diyordu, sana mı kaldı eski bayramları geri getirmek?Â
Dedikçe daha da güldüm.Â
Yahu dedim el öpüp harçlık almaktan ibaret midir bayram? Â
KeÅŸke cambazhaneye de bir el atsaydın.Â
Atmış.Â
Fakat o cambazın çoktaan öldüğünü söylemiÅŸler.Â
E baÅŸka cambaz yok muymuÅŸ dedim.Â
YokmuÅŸ.Â
Yeni cambazlar yetiÅŸmiyormuÅŸ.Â
*Â Â
Ne yapalım?Â
Hacivat-Karagöz de yok.Â
Zaten ÅŸimdiki çocukların ve gençlerin böyle ÅŸeyler istediÄŸi de yok. Lunapark falan kimin umurunda!Â
Åžimdi cep telefonu var... Â
Ne istersen orada var.Â
- YaÅŸasın sosyal medya.Â
Çocuklar ve gençler, tek baÅŸlarına bir odaya kapanıp, sosyalleÅŸiyorlar iÅŸte...Â
ArkadaÅŸa hâlâ gülüyorum.Â
PaylaÅŸ