Ne denir? Tek kelimeyle ayıp.
***
Beri tarafta... CHP Kadıköy İlçe Başkanı, 30 Ağustos törenlerinde, Cumhurbaşkanı’nın mesajı okunurken, sırtını dönmüş.
Ne denir?
Siz söyleyin.
***
Bizde terbiyesizliğin ismi kutuplaşma’dır.
Ve hayli eski bir kurumdur.
Şöyle dedi:
“Bayrağıyla sorunu olmayan, vatanıyla sorunu olmayan, ‘Bayrak ve vatan benim için vazgeçilmezdir’ diyen herkesle kucaklaşacağız.”
Eğer milletle alay etmediyse, ona bir soru:
- Kucaklaştığın müttefiklerinin hepsi bu profile uygun mu?
Yani içlerinde “bayrakla vatanla sorunu olan” yok mu?
İçlerinde “Bayrak ve vatan benim için vazgeçilmezdir” demeyen, diyemeyen yok mu?
Daha açık bir soru:
Bayrağı çiğneyip yakmaya, vatanı bölüp parçalamaya hazır ve nazır bir müttefikle kucaklaştığın oldu mu hiç? Ya da oluyor mu? Olacak mı?
3 trilyon dolar harcadın da ne oldu?
Afganistan’a ne hayrın dokundu?
Bölgeye ya da dünyaya nasıl bir iyiliğin oldu?
Vazgeçtik hepsinden.
Kendine ne fayda sağladın?
Sıfır.
- Kaçıncı fiyasko bu?
Verdiğin can kaybı da caba.
- Ne işimiz var Afganistan’da?
Kendimi birdenbire vallaha Kemal Kılıçdaroğlu’na benzettim.
Olsun.
Bu cümleyi bir kaç kere tekrarlamışım:
- Ne işimiz var yahu?
***
İtiraf etmeliyim ki, şu Kabil Havalimanı’nı işletme ya da güvenliğini sağlama meselesi içime sinmiyordu.
Türkiye’ye hangi puanları getirirse getirsin, belalı bir görevdi.
Podyumda sıra sıra arzıendam eden yarışmacılara döndürdüler adayları.
Sayıları ne de çok.
Maymun iştahlılıkları ilk Abdullah Gül’le başladı.
İlhan Kesici’yi teğet geçti, Mehmet Şimşek’e kadar uzandı.
Arada unuttuklarım vardır.
Bir gün Mansur Yavaş’ı görüyoruz sahnede, ertesi gün İmamoğlu’nu...
Akşener mi, Kılıçdaroğlu mu?
Haydi, seç seçebildiğini. Babacan’a kadar yolu var.
Öyle ki, yalan söylemeden yaşayamazsınız.
Yani mecbursunuz.
Ona muhtaçsınız.
Tıpkı uyuşturucu müptelalığına benzer.
O olmazsa, krize girersiniz... Cinnet’e kadar yolu var.
***
İşin kötü tarafı...
Bulaşıcıdır da.
Gece sabaha karşı
Topların çelik ağzı
Çaldı bir hücum marşı
......
Malazgirt’ten Kocatepe’ye uzanan şanlı bir tarih.
1071’den 1922’ye yücelen bir şaheser.
Ve şimdi de sınırın 200 kilometre derinliğinde katil sürülerini kovalayan muhteşem bir ordu.
Zafer Haftamız kutlu olsun.
Talip değilsek bile en azından ilgileniyoruz ya...
Haklı olarak şöyle sesler yükseliyor:
- Ne işimiz var orada?
Hükümet buna cevap vermeli.
Orada ne işimiz olduğunu -herkesin anlayabileceği bir dille- açıklamalı.
***
- Ne işimiz var?
Öyle ya.