Diyorum ki, meşhur Adana mitinginde -isimlerini okuyarak- halka alkışlattıkları "mağdur gazeteciler" arasında, bu kızın ismi yoktur inşallah.
(Arşive bakmadım...
İncelemeye cesaret edemedim.)
***
Seferberlik ilan edilince, on binlerce insan, Rusya'dan kaçmaya başladı.
Bunlardan biri, bakın ne diyor:
"Mesele vatanımı savunmak olsaydı, elbet Rusya'da kalır kanımın son damlasına kadar savaşırdım... Ama vatanım işgal altında değil... Bizi fantezi bir sebeple ölüme yollamak istediler... Buna hakları yok."
Yorumunu sizlere bırakıyorum.
- Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı hariç, Futbol Federasyonu Başkanlığı kadar zor bir görev olduğunu düşünemiyorum.
Sonra da ilave etmiş:
- Kimseyi memnun etmek mümkün değil.
*
Eh, biraz abarttıysa da (lafın gelişi) büyük ölçüde doğru söylemiş.
Nihat Bey, başarılı iş hayatında karşılaştığı handikapların misli kadar mücadeleyi ve hatta üzüntüyü, Federasyon Başkanlığı’nda yaşamıştır sanırım... Milyonlarca taraftarı olan ve her biri de uzman kesilen futbol dünyası, bir gayya kuyusudur.
Koro halinde:
- Hakem istifa.
Kayıtlara göre Türkmüş.
İyi yerde dükkan açmış.
Şöhretini Türk düşmanlığı'na tahvil ediyor...
Etsin...
Öylelerine alışığız.
*
Lakin bu basketbolcu ne dedi biliyor musunuz?
Yunanistan bütün göçmenlere kollarını açıyor.
Yani, “Seni seviyorum ömür boyu arkandayım” başka, “Adaylığını destekliyorum” başka...
Hatta, “Yanında olduğum için, senin iyiliğin için adaylığına karşıyım” bambaşka...
*
Niye yazıyorum?
Efendim, Kemal Bey’e sadece saygılarını ve bağlılıklarını bildirdiler. Sadece minnet ve şükranlarını belirttiler.
Ama adaylığı konusunda hiçbir angajmana girmediler. Adaylığını onayladıklarına dair tek kelime etmediler.
Halbuki konu o idi.
*
Yoksa, bir kaptan hiç kendi tayfalarına sorar mı "Yanımda mısınız, arkamda mısınız, benimle misiniz" diye?
Kimbilir ne üzüntüler geçirdi, kimbilir ne uykusuz geceler...
Sonunda dayanamadı, sordu:
- Yanımda mısınız?
Haklı.
***
Lakin "Hayır, yanında değiliz" diyen çıkar mı?
Çıkmaz.
Dünyanın neresine baksan, Türklerin izi, Türklerin sesi, Türklerin nefesi...
Dünyanın neresine baksan, Türklerin yardımı, Türklerin şefkati, Türklerin vicdanı.
Elinde bayrak...
Her yerde barış gücü.
***
Bu Türkler de çok oluyor ha...
Dünyanın neresine baksan, baş mevzu Türkler... Gazetelerde manşet, yine Türkler...
Gerek milli duygu ve refleksiyle, gerek inancı ve imanıyla, gerek onuru ve gururuyla, gündemin birinci maddesi hep Türkler, hep Türkler.
Evet kurulur.
Ve Türkiye orada yerini alır...
Kim demiş?
İsmet Paşa.
Amerika'ya demiş... 1964.
..........
Demiş mi dememiş mi o da belli değil. Johnson mektubuna böyle bir tepki gösterdiği söylenir.
***
Balkanlarda, Kafkaslarda, Asya’da, Afrika’da, her yerde, Türkiye samimi bir gayretle kavgaya ve dövüşe müdahale ediyor. Gerektiğinde cebinden paralar harcıyor, ayrıca fakir ülkelere el uzatıyor...
Büyük fedakarlık...
......
Aslında Amerika gibi süper bir abi’nin üstlenmesi ya da en azından organize etmesi gereken böyle bir hizmeti, tek başına Türkiye üstlenmiştir.
Amerika sadece seyrediyor.
*
Her yangını da körüklüyor:
. Azerbaycan’la Ermenistan