Paylaş
Efendim, 18 Ekim Muhtırası - diğer yazarları bilmem ama - beni de kapsamalı.
Şöyle ki:
Muhtırayla artık aklım başıma geldiğine göre, 18 Ekim’den önce yazdığım yazılar ve yediğim haltlar, aff-ı şahane’ye uğramalı.
.............
Ve şimdi de...
İmamoğlu’na dilekçemdir:
Beyefendi... Kimden niye çekiniyorsunuz da cumhurbaşkanlığı adaylık çalışmalarını gizli gizli yürütüyorsunuz? Muharrem İnce gibi çıkıp “Aday olacağım”
niye demiyorsunuz? En mühimi de oy beklediğiniz seçmenleri,
niye böyle kandırıyorsunuz?
.............
Beyefendi... Yakınlarınız siyasette sizin hiçbir koltuğa talip olmadığınızı, hep lâyık olduğunuzu söyler.
Kabul ama sizden hırs ve ihtiras bekleyen yok. O koltuğa zaten talip değil lâyık olunur.
Siz meydanı taliplere bıraktınız.
Kısa... Kısa...
On tane büyükelçi yine emir buyurmuşlar: Osman Kavala’yı serbest bırakın diye.
Yahu, bunca siyasi tutuklunun içinde bir kişi çıkıp da
“Siz ne karışıyorsunuz ulan” demiyor mu “Burada bağımsız yargı var” diyemiyor mu?
***
Hele ABD Elçisi’ne bakın... İçlerinde en son konuşması gereken adam, tutmuş başı çekiyor... Fransız’ı anlarım da
Amerikan Elçisi’ne sadece şaşarım.
***
Ne Amerika, ne Rusya, ne de Çin...
En süper devlet Yunanistan... Parmak kadar boyuyla hem AB’yi, hem ABD’yi, hem NATO’yu parmağında oynatıyor.
***
Kuzey Kore’yi de unutmayın. Hele Kuzey Kore Devlet Başkanı’nı hiç unutmayın. Saç modeli, dünya gençliği arasında moda oldu... Yaşasın Z kuşağı.
Paylaş