Akıl ve mantık görmeyince gözlerin yararı az olur!

SÖZLER uçar, yazılar kalır, denir ya...

Hafızanızı bir yoklayın. Bakalım hatırlayabilecek misiniz? 1996 yılında yapılan ve 21 Ağustos 2001 tarihli gazetelerde bir kez daha yayımlanan aşağıdaki sözler kime ait? Bilinen bir olaydır, insan sözünden yakalanır:

1) "Tutturmuşlar laiklik elden gidiyor, diye! Yahu bu millet istedikten sonra laiklik tabii elden gidecek. Sonra nedir bu laiklik Allah aşkına? Bu ne menem şey? Çıkıyor İçişleri Bakanı’Devlet dine karışır’ diyor. Eeee... Neden din devlete karışır demiyorsun?"

2) "Hem laik hem Müslüman olunmaz. Ya Müslüman olacaksın, ya laik."

3)
"Ben Müslüman’ım diyenlerin tekrar yanıma gelip bir de aynı zamanda laikim demesi mümkün değil. Niye? Çünkü Müslüman’ın yaratıcısı Allah kesin hákimiyet sahibidir. ’Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ lafı koskoca bir yalan. Egemenlik kayıtsız şartsız Allah’ındır!"

4) "Avrupa Birliği’ne girmek için koşturuyorlar. Onlar da bizi almamayı düşünüyor. Eee... Biz de girmemeyi düşünüyoruz. Avrupa Birliği’nin asıl adı Katolik Hıristiyan Devletler Birliği’dir."

5)
"Yahu, bu milletin bütünlüğü ’Ne mutlu Türk’üm diyene’ ifadesiyle sağlanır mı? Osmanlı otuzu aşkın etnik grubu ümmet düşüncesiyle bir arada tuttu. Biz de inanç birliğiyle tutacağız!"

6) "Doğumevlerinde yalnız kadın doktorlar çalışacak. Öğretmenlikte yetişmiş başörtülü kızlarımız var. Şimdi işe alınmayan bu başörtülü kızlarımız anaokullarında yavrularımızı yetiştirecek."

7)
"Türkiye Cezayir olur mu, diye soruyorlar. Biz hazmettire hazmettire geliyoruz. Allah’ın izniyle... Şimdi artık millet yalnız aktörleri değil, senaryoyu da değiştirmeye talip. Bu çalışmalarımız, senaryoyu değiştirme çalışmalarıdır."

8) "Bir buçuk milyar nüfuslu İslam álemi, Müslüman-Türk milletinin ayağa kalkmasını bekliyor. Işıkları göründü. Allah’ın izniyle kıyam başlayacak!"

9)
Ve diğer bazı sözleri: "Yılbaşına karşıyım", "İmamlar da nikáh kıysın", "İstanbul’u Medine yapacağız", "Ben İstanbul’un imamıyım!" vs...

"Söz var iş bitirir, söz var baş yitirir" denir. Yukarıdaki sözler Başbakan Tayyip Erdoğan’ın "değişmeden önce" söylediği laflar. Şimdiki söylemleri hayli farklı:

"Cumhuriyetimizin muasır medeniyetler hedeflerine koşabiliriz. Enerjimizi birbirimizi yormaya, yıpratmaya harcamamalıyız... Rakamlar konuşuyor, ben konuşmuyorum. Herhalde bu yan gelip yatarak olmadı, çalışarak oldu" diyor ve pespembe Türkiye çiziyor. Ne güzel değil mi? Peki, Erdoğan gerçekten değişti mi?

Çevresindeki yalakalar Başbakan’ın değişmiş olduğunu söylüyorlar. Fakat o hiçbir zaman, "Ben eskiden başka türlü düşünüyordum, şimdi fikrim değişti" demedi, demiyor. Bunun yerine, başka şeyler söylüyor... Mesela değiştikten (!) sonra söylediği, siyaset literatürüne geçen ünlü sözlerinden bazıları:

"Al ananı da git buradan."

"Hayatında iki koyun gütmemiş adamlar."

"Çağırın şu sahtekárı."

"Lan terbiyesizlik yapma."

"Askerlik yan gelip yatma yeri değildir."

"Kırk çürük yumurtadan bir tane sağlam yumurta çıkmaz!"

"Artistlik yapma lan!"

Çıkan bunca gürültüye rağmen çevresi öyle baskı yapıyor, onu öyle yanlış yönlendiriyor ki, o da böyle kavgacı bir politika izliyor. Partisinin yapısı çağdaşlıktan uzak. Olaylara tersten bakıyorlar! Akıl ve mantık görmeyince gözlerin yararı az oluyor.
Yazarın Tüm Yazıları