Paylaş
En azından şu 10 ortak noktamız yok mu sizce?
İlk buluşmada ‘aman seks olmasın’ diye iradeni sağlama almak adına tüyleri olduğu gibi bırakmak.
Haftalarca beklediğin o buluşmaya “Giyecek hiçbir şeyim yok” ya da“Kıyafetlerim bana yakışmıyor” diye gitmemek, regl olmak üzereyim, ödemliyim, çirkinim diye gidememek.
İlk gece korkusu, sormaya utanma, zaten cevapların da hiçbir zaman yeterli olmaması. Merak etme! Bir zaman sonra, “Ya bu son gecemizse!” korkusu yaşamaya başlayacaksın.
Âşık mıyım değil miyim ikilemleri. Denemeler, yanılmalar, sürekli teste tabi tutmalar. Ağlıyorsak aşktır diye düşünüp, kötü adamlara kendimizi feda edişimiz. Sonra uslandım diyerek, salak adamlarla vakit kaybedişimiz. Hiçbir zaman dengimiz yok diye karamsarlığa düşüp yalnızlığı tercih edişimiz. Bundan da sıkılıp, hoop tekrar başa dönmelerimiz.
İlk ağda, “Nasıl yani onu orama mı yapıştıracaksın!” İlk çığlık, bu hayatımın sonuna kadar böyle mi devam edecek korkusu. Büyüdüğünü hissetme, üç tane dolgulu sutyeni üst üste giyip, daha büyük göstermek için uğraşma. Zamanla nasıl küçük gösteririm diye düşünme.
Kavga ettikten sonra, kazandığın için sevinmek yerine; ben nasıl o lafları söyledim diye pişman olmak.
Şok diyetler, pat diye alınan kilolar. Yediğin meyvenin çöpünü suratına sürerek yaptığın tasarruf planı.
Justin Bieber, One Direction bebelerine hayran küçük kızları anlama. Eee, Kıvanç Tatlıtuğ Instagram’a her fotoğraf attığında, derin iç çekip beğenen biziz.
Paylaşma; başına ne gelirse birine anlatma ihtiyacı. Dinleme; akıl vermek için pusuda bekleyen sözlerimiz. Haklı çıkma; “Ben demiştim” diye son noktayı vurmalarımız.
Ayrılık acısı; bir daha kimseyi sevemeyeceğim duygusu. Ondan nefret ediyorum diye ağlarken, bekleme, bıraksalar sanki sonsuza kadar bekleyecekmişsin gibi. Kırılma, sanki daha önce paramparça olmamış gibi her seferinde aynı acıyla kırılma.
Nasıl anlamazsın?
Bu ve bunların daha milyonlarca fazlasını beraber yaşayıp, aynı şeyleri hissettiğimiz halde, oturup, “Erkeklerle daha iyi anlaşıyorum yae” diye ağzında köfte varmış gibi konuşan kızları anlamıyorum. Nasıl iyi anlaşıyorsunuz ya, ben sevgilimle bile anlaşamıyorum. Yok neymiş kıskançlık had safhadaymış, vay işte en büyük kötülüğü kadın kadına yaparmış. Tecavüz mü etti, seni aşk adı altında, kadın böyle olmalı diyerek belli kalıplara mı soktu. Korkuttu mu, sokağa çıkmana mı engel oldu?
Tek bir şey var, bazı olaylarda beyni erkek egemenliğinden çıkmamış kadınların söylemleri. Cahilliği ahlak zanneden, “Erkek abi yapacak neticede! Sen kadınsın evde dur, kadın dışarı çıkmaz” diyerek. O da sadece konuşma, başka bir şey yok. Onda da kırılmamızın nedeni, sen de kadınsın, bu kadar mı empati yoksunusun. Yaşadığımı nasıl anlamazsın? Sen de o gece orada olabilirdin. Bizi anlayamamış olmasına da işte, “Kadının kadına yaptığını kimse yapmaz” diyoruz.
Paylaş