Paylaş
Aslında kar kristalleri buluttan aşağıya doğru düşerken havadaki kirleticiler ile beraber mikropları da alıp yere indirir. Yani kar yağışı yerdeki değil; havadaki mikropları temizler. Bu nedenle, şehirlerdeki kar hiç bir şekilde temiz değildir. Bu durumda kar, yerdeki mikropları değil ama insanları öldürebilir! Yani çocuklara ve evcil hayvanlarınıza kar yedirmeyin. Ama kışın insan sağlığını etkileyen faktörler sadece kar ile sınırlı değil.
Kışın hava durumu, yolları olduğu gibi sağlığımızı ve ruh halimizi de etkiler. Herkes bunu yaşamı boyunca bir dereceye kadar fark etmiştir. Örneğin ılık ve güneşli bir iklimde yaşayanların enerjisinin, kuzeyin soğuk ve kapalı havalarında yaşayanlara göre daha fazla olduğunu biliriz. Tabii ki, sadece hava durumu değil; ruh halimizi etkileyen daha pek çok değişken var. Bununla birlikte, kış aylarında daha fazla intihar olması, sadece psikolojik bir durum değildir. Benzer şekilde ölüm oranlarının kış aylarında kalp krizi, felç, zatürre, grip, vb yollarla artması da bir tesadüf değildir. Hastalıklardaki sayısal artışı suçlamak yerine, kışın bedenimizde oluşan değişikliklere bakmamız gerekir. Havanın insan sağlığı üzerindeki etkisini böyle kapsamlı bir şekilde inceleyen bilim dalına “biyometeoroloji” denir. Bu bilim dalı henüz ülkemizde yok!
MEVSİMSEL DUYGUDURUM BOZUKLUĞU
Aslında hava durumundaki değişikliklerin sağlığımız üzerindeki etkilerinin farkında olsak, değişen mevsimler ve havalar için kendimizi hazırlayabiliriz. Böylece, Mevsimsel Duygudurum Bozukluğu’nun (MDB) etkileri için ilaç almamız da gerekmez. MDB, aslında bir hastalık değildir; vücudumuz ile fiziksel çevremizdeki dünya arasında normal bir ilişkidir. Bazı insanlar için (kan dolaşımı, beyin kimyası, fiziksel koşullar, önceden var olan hastalıklar, vb’ine bağlı olarak), mevsimsel ve çevresel değişikliklerin etkileri diğerlerine göre daha şiddetli olmakta. Antidepresan almak da bu tür sorunları kökünden çözemez. Bu ilaçlar sadece semptomları iyileştirebiliyor. Bu arada, ilaçların zararlı yan etkilerini de unutmamak gerek.
REÇETEYE SPOR YAZIN
Hemen yorgun düşüyorsak bunun bir nedeni kan dolaşımınızın yeterince iyi olmayışı da olabilir. Sıcak hava kan dolaşımını destekler, ama özellikle bu soğuk kış aylarında egzersiz konusunda daha hevesli olmamız her zamankinden daha önemlidir. Hatta hafif egzersiz, yoga veya şöyle bir gerilmek bile kan dolaşımımız üzerinde önemli bir etki yapar. Yani kendi reçetemize 3x1 günlük egzersiz yazarak beynimizi daha fazla oksijen ile destekleyebiliriz. Bunun etkileri, ilaçlardan daha uzun ömürlüdür ve kesinlikle zararlı yan etkisi yoktur. Bu kasvetli kış günlerinde kıt olan güneş ışığını gördüğümüzde mümkün olduğunca yürüyüp kan dolaşımımızı hızlandıralım. Beynimizin güneş ışığı ve oksijen ile beslendiğini hatırlayalım. Özetle, piyasadaki hiç bir antidepresanın güneş ve egzersiz kadar yararlı olmadığını unutmayalım.
ANTİDEPRESAN YERİNE OMEGA 3
Yediklerimiz de ruh hali üzerine önemli bir rol oynar. Doğru şeyleri yemekle, kışın kasvetli havasının sağlığımız üzerindeki etkileri ile bir ölçüde mücadele edebiliriz. Örneğin, Harvard Üniversitesi’nin internet sitesinde tartışılan bir çalışmaya göre, araştırmacılar, omega-3 yağ asitleri ve üridin gibi iki maddenin, balık, ceviz, pekmez, şeker pancarı, vb. gıdalardan alınması sıçanlarda antidepresan ilaçlar kadar etkili olduğunu bildirmiştir. Özetle güneş ışığı, egzersiz, diyet ve vücudunuzun yaşadığımız iklime olan duyarlılığını anlamamız ile kış aylarında daha sağlıklı olabiliriz. Yani yaşam tarzımızda bazı değişiklikler yaparak ilaç ile elde edemeyebileceğimiz uzun vadeli ve yan etkisi olmayan bir çözüm elde edebiliriz. Bu soğuk ve bulutlu günlerde, en azından düzenli egzersizin iyileştirici etkisini hatırlayın yeter.
Paylaş